Erdoğan, burada 1999'da
Pınarhisar Cezaevi'ndeyken kendisine üniversitelerdeki
başörtüsü yasağı konusunda
mektup yazan
Süveyda Sevgican ile karşılaştı.
Süveyda Sevgican,
Başbakan Erdoğan'ın o zaman gönderdiği mektubu gösterdi. Bunun üzerine duygulanan Erdoğan, şu açıklamayı yaptı:
''Yine bir başörtüsü mağduriyetinin olduğu dönemde Süveyda Hanım bana cezaevindeyken bir mektup yazmış, Pınarhisar'da
misafir edildiğim zaman. Ben de kendilerine -o zaman bütün mektuplarıma
cevaplarını yazarken- bir cevap da hanımefendiye yazmışım. O zaman 10 bine yakın mektuba cevap yazmıştım. Bütün geceleri, gelen mektuplara cevap yazıyordum. İşte bir tanesi de Süveyda Hanıma yazdığım mektup.''
Erdoğan, kendisine gelen mektuplara el yazısıyla tek tek
yanıt verdiğini de söyledi.
Başbakan Erdoğan, daha sonra Süveyda-Gürcan Sevgican çiftinin Melda adlı 2,5 yaşındaki kızını kucağına alarak sevdi. Erdoğan, diğer Türk çocukları ile de sohbet ederek fotoğraf çektirdi.
Çocuklar Başbakan Erdoğan'a
çiçek verdi.
Süveyda-Gürcan Sevgican çiftine başka çocukları olup olmadığını soran Erdoğan, çiftin tek çocukları olduğunu söylemesi üzerine 3 çocuk tavsiyesinde bulundu.
-ERDOĞAN'IN MEKTUBU...-
Süveyda Sevgican'ın 4 Temmuz 1999'da Pınarhisar Cezaevi'ndeki Başbakan Erdoğan'a yazdığı mektuba Erdoğan'ın cevaben yazdığı mektup şöyle:
''Süveyda Aynur kardeşime; duygu yüklü mektubunuza teşekkür ediyorum.
Sizler geleceğe yönelik umudumuzsunuz, mefahirimizsiniz. Biz umudun, inancın ve özgürlüğün ışığını, ülkemizin her karış toprağında ve bütün insanlarımızın yüzünde görmek istiyoruz.
Pınarhisar Cezaevi'nden dışarıya bu duygularla bakarken sizleri hasretle, sevgiyle selamlıyorum. İmanın güneş yüzlü çocuklarıyla aydınlık yarınların Türkiye'sini birlikte kuracağız.
Oku, düşün, uygula, neticelendir.''
-''SAYIN BAŞBAKAN'IN DURUŞU BİZE MORAL VERDİ''-
Öte yandan Süveyda Sevgican ise basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ''Sayın Başbakanın duruşu bize moral verdi. Mektupta bunu ifade ettim. Şu an
Finlandiya'da bir eğitim kurumunda
öğretmenlik yapıyorum. Türkiye'de de şu anda malum
türban sorununun çözümü için uğraşlar var. Belki uzun ama neticede biz bu sorunun sonuçlandığına şahit olduğumuzu görmek nasip oldu. Sayın Başbakan'a okulu bırakma kararı aldığım bir dönemde bu mektubu yazmıştım. Sayın Başbakan'ın mektubundan sonra okulu bırakıp gitmenin çözüm olmadığını, ne olursa olsun bu problemlerin yaşanabileceğinin ve zamanla çözülebileceği mesajını almıştım. Mevcut şartlarda bu kararımdan sonra başörtüsüz olarak okuluma devam etmiştim. Okulumdan
mezun oldum'' diye konuştu.