Milletvekilleri de oy kaybının sebebini özgür bir
seçim ortamının oluşturulamamasına bağlıyor.
Van
Milletvekili İkram
Dinçer, seçimlerden kısa bir süre önce vatandaşlara
ölüm tehdidi içerikli mektuplar gönderildiğini belirtiyor. Dinçer, bu sebeple
seçmenlerin bir kısmının
sandık başına gidemediğini, bir kısmının ise can ve mal güvenliği sebebiyle oylarını DTP'ye vermek zorunda kaldığını ifade ediyor.
Hakkari Milletvekili Abdulvahhap Özbek, seçim gezilerinde bile sıkıntı yaşadıklarını, bazı seçim çevrelerinde halkla buluşamadan geri dönmek zorunda kaldıklarını dile getiriyor.
Diyarbakır Milletvekili
İhsan Arslan, sandık güvenliğinin tam olarak sağlanamadığı görüşünde. Arslan, "Devlet sandıkların fiziki güvenliğini sağladı, ama oy kullanılan mekânlarda gerekli
psikolojik rahatlamayı sağlayamadı. İnsanlar zorba ve
baskıcı ortamda DTP'ye mecburen oy vermek zorunda kaldı." diyor. Seçim çalışmaları kapsamında çeşitli saldırılara maruz kaldıklarını aktaran
Batman Milletvekili Mehmet
Emin Ekmen ise şunları kaydediyor: "
Kadın kollarımıza saldırıldı. Araçlarımız taşlandı, camları kırıldı. Oyların yarısı ise açıkta kullanıldı. Her sandık başında 10-12 DTP'li vardı. Bunlar hem seçmen üzerinde hem de görevli memurlar üzerinde baskı kurdu. DTP'ye yakın yayın organlarında hükümete karşı sürekli bir nefret kültürü aşılandı, kamplaşma meydana getirilmeye çalışıldı. AK Parti'nin bölgede gerçekleştirdiği açılımların seçim yatırımı olduğuna yönelik
propaganda yapıldı. Bütün bunlar sonuçlar üzerinde etkili oldu."