Türkiye tam bir “sirk”e döndü. Artık bunu Türkiye’de yaşayan herkes anlayabiliyor. Bir yandan balya balya dolarlar, eurolar milletin kesesinden giderken bir yandan “maymuna bak” oyunuyla kitleler uyutuluyor. Gazeteciler saçma sapan mesnetsiz suçlamalarla gözaltına alınıp tutuklanırken, doğu ve güneydoğuda neredeyse adı konmamış bir özerklik yaşanıyor, kurtarılmış bölgeler oluşturuluyor. Erdoğan, AKP Hükümeti ve havuz medyası Türkiye’de kamuoyunu toz pembe tablolar ve yalan haberlerle uyuttuğunu sanabilir. Ama kazın ayağı öyle değil.
ABD kongresinde senatörlere, milletvekillerine “Türkiye” diyerek söze başladığınızda yüzler hemen geriliyor. “Hani şu gazetecilerin filmlerden, dizilerden dolayı hapse atıldığı, köşe yazılarından, tweetlerden dolayı sorgulandığı, gözaltına alındığı ülke mi?” diye soruyorlar. Siz de mecburen durumu izah etmek zorunda kalıyorsunuz. Kendi kaynakları var, kendi gazetecileri var, herşeyi ayrıntısıyla biliyor ve “Türkiye’de başınıza neler gelebileceğini tahmin ediyoruz” diyorlar.
Bunlar acı ama gerçek. Maalesef Türkiye’ye diktatörlüğe giden, basının susturulduğu, özgürlüklerin ayaklar altına alındığı bir ülke olarak bakılıyor.
Freedom House’un son raporu daha yeni açıklandı. Türkiye Rusya, Çin ve darbe sonrası Mısır’la aynı kategoride zikrediliyor. Zaten ABD’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tanımlamak için en çok sarfedilen kelime “Putin”. Raporu hazırlayanlardan biri Freedom House’un başkan yardımcısı Arch Puddington. Panelden sonra kendisiyle konuşma imkanı buldum. “Siz rapor hazırlıyorsunuz ama Erdoğan sizi takmıyor, size ayar vermeye çalışıyor” dedim. Cevabı ilginçti: Erdoğan bizi önemsemiyor görünüyor ama biz basın özgürlüğü notunu düşürdüğümüzde hemen yorum yapıyor, şimdiki Başbakan da o zaman Erdoğan’ın medyasına çıkıp rapor hakkında olumsuz şeyler söyledi. Demek ki bizi önemsemedikleri doğru değil.
Türkiye’de olduğu gibi yalan haberlerle dünyanın gözünü bağlayamazsınız. Freedom House Başkan Yardımcısı görüşmemizde kendisini şok eden bir olayı anlattı. Birkaç ay önce Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı’nı ziyaret eden yabancı bir gazeteci heyetinin Erdoğan’dan duydukları, yaşanan her şeyi açıklıyor. Erdoğan "Türkiye’de özgür bir medyaya ihtiyacımız yok” deyince heyettekiler kulaklarına inanamıyor. Puddington “bir Cumhurbaşkanı bunları söylüyorsa ortada çok büyük bir sorun vardır” diyerek hadiseyi nezaketle özetliyor.
Türkiye’de sözün bittiği yer çoktan geçildi ama özgür dünya, ABD, Avrupa daha yeni konuşmaya başlıyor. Acı ama gerçek…
