''
Ergenekon'' davasının
tutuklu sanıklarından Türk Ortodoks Patrikhanesi
Basın Sözcüsü
Sevgi Erenerol, ''Ergenekon
terör örgütüne üye olmadığını ve bu örgüt hakkında bilgisi bulunmadığını'' söyledi.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesindeki
duruşmada
savunma yapan Erenerol,
Danıştay saldırısından sonra
emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in gözaltına alınmasına değinerek, saldırının ardından, yükselen milli duruşun erozyona uğratıldığını ve ulusalcılar ile milliyetçilerin
hedef tahtasına konulduğunu savundu.
''Ekümenik'' sıfatının
patriklere verilen bir unvan olmadığını ve din konseylerinde kullanıldığını belirten Erenerol, ''
Türkiye'ye biçilen rol önemlidir. Bu coğrafya yeniden inşa edilmek istenmektedir. Eğer patrik (Fener Rum Patriği) ekümenik olursa,
Avrasya coğrafyasına yönelik stratejiyi gerçekleştirmede burası 'üs' olarak kabul edilecek, hem Türkiye hem de Ortodoks dünyası
kontrol altına alınacaktır'' dedi.
Erenerol, Türk Ortodoks Patrikhanesinin, Fener Rum Patriğinin ekümenik olmasının önünde engel olduğunu öne sürdü.
Kendisinin terör ve
teröristlikle hiçbir ilgisi olmadığının, ''Ergenekon'' operasyonunu gerçekleştirenlerce de bilindiğini söyleyen Erenerol, kendisinin tutuklanmasıyla Türk Ortodoks Patrikhanesinin
tasfiye edilmeye çalışıldığını ileri sürdü.
-ATATÜRK'ÜN GENÇLİĞE HİTABESİNİ OKUDU-
Sevgi Erenerol, savunmasında
Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nden bazı bölümler okuyarak, mahkemeye hitaben şunları söyledi:
''Yaptığım mücadelenin doğru olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Tutuklu olmaktan dolayı asla yakınmıyorum, bunun da mücadelemin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Gencecik insanlar şehit olacaklarını bile bile Güney
doğu'da askere gidiyorlar, onların fedakarlığı karşısında söz söylemeye hakkım yok. Onun için sizden bir talebim olmayacak. Bunca yıllık meslek tecrübenize dayanarak takdiri size bırakıyorum.''
Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Erenerol, toplumun önünde böyle bir suçla karalanmak istenmesinin nedeninin de Türk Ortodoks Patrikhanesinin yıpratılmak istenmesi olduğunu savundu.
-DİĞER SANIKLARLA İLİŞKİSİ-
Erenerol, tutuklu sanıklardan
Oktay Yıldırım ile 2005'de
Muzaffer Tekin aracılığıyla tanıştığını, ancak fazla samimiyetleri olmadığını söyledi.
Diğer sanıklardan Mehmet
Zekeriya Öztürk ile
Ulusal Kanal'daki bir program sayesinde tanıştıklarını anlatan Erenerol, Tekin'i de 2003'deki
Kıbrıs Mitingi'nde tanıdığını anlattı.
Erenerol, Tekin'in çok sevdiği ve saydığı bir kişi olduğunu, tutuklandığında cezaevinde Tekin'in ziyaretine gittiğini belirterek, Tekin'in eşi ile 'kız kardeş gibi' yakın olduğunu ifade etti.
Ergün Poyraz'ı ise
Necip Hablemitoğlu'nun cenazesinde tanıdığını kaydeden Erenerol, ''Aynı zamanda Necip'in bana yadigarıdır, İstanbul'a geldiğinde de evimizde kalır'' dedi.
Doğu Perinçek'i siyasi parti lideri olmasından dolayı tanıdığını ve kendisiyle bazı etkinliklerde karşılaştığını ifade eden Erenerol, ''Hiç tanımadığı kişiler ve birkaç
aile dostu ile Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'ni yıkmaya çalışmak iddiasını hayretle karşıladığını'' söyledi. Erenerol, ''Ergenekon
terör örgütüne üye değilim. Bu örgüt hakkında bilgim yoktur'' diye konuştu.
İddianamede birçok ülkeye
seyahat ettiği yönündeki iddianın da doğru olmadığını ifade eden Sevgi Erenerol, yine iddianamede yer verilen, ''Sevgi Erenerol'un kilisesinde gizli toplantılar yapılmıştır'' suçlamasını kabul etmediğini belirtti.
Bu ifadenin kasıtlı olarak kullanıldığını, kilisenin kendisine ait olmadığını bildiren Erenerol, buradaki
ayinlerin polis tarafından bilindiğini kaydetti.
Erenerol, duruşma salonunda, kilisedeki ayin sırasında yaptıkları ve içinde başbakan ve bakanlarla ilgili bölümlerin de bulunduğu bir duayı da okuyarak, ''İnsanları silahlı isyana böyle mi
teşvik ediyorum? Bırakın kiliseleri, camilerde başbakanlarımıza, bakanlarımıza böyle bir dua ediliyor mu?'' şeklinde konuştu.
Hiçbir tüzel kişiliği olmayan Fener Rum Patrikhanesinin istekleri doğrultusunda kendisi üzerinden Türk Ortodoks Patrikhanesinin yıpratılmaya çalışıldığını savunan Erenerol, ''Bunun sadece ekümenikliği yürüten Fener Rum Patrikhanesine
hizmet olduğunu'' ileri sürdü.
-ELE GEÇİRİLEN BELGELER-
Sevgi Erenerol, kendisinden ele geçirilen ''Derin Ergenekon'' isimli yazının, yazar olan arkadaşı Burhan Yılmaz'ın kitabının bir taslağı olduğunu ve bu kitabı da mahkemeye sunduğunu dile getirerek, hiçbir terör örgütünün, yapılanmasını kitap olarak bastırmayacağını söyledi.
Kendisiyle ilgili, ''Kişilerin özel bilgilerini
kayıt etmek'' suçlamasını kabul etmediğini de belirten Erenerol, bu suçlamaya dayanak olan 24 No'lu CD'deki listeyi kendisinin hazırlamadığını bildirdi.
Söz konusu listenin
Selçuk Üniversitesi tarafından basında kullanması için kendisine gönderildiğini ve listedeki kişileri tanımadığını iddia eden Erenerol, ''Ergenekon Lobi Belgesi''ni de internetten aldığını ve bu konudaki internet çıktısı yüzünden de tutuklandığını öne sürdü.
Erenerol, iddianamede kendisiyle ilgili ''Örnek Türk Kızı'' tanımına da değinerek, ''Böyle bir tanım benim için şeref, onurdur. Düşmanınızın gözünde böyle görünüyorsanız, başarılısınız. Papa Eftim'in torununa bu yakışır'' dedi.
Ümraniye'de bulunan patlayıcılar,
Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesine yönelik
bombalı saldırı olaylarıyla nasıl ilişkilendirildiğini anlayamadığını da ifade eden Erenerol, bunun, 'Bir ineğin dağa kaçması hikayesi' gibi hayretler uyandırıcı ve mantıksız olduğunu savundu.
Erenerol, kurucusu olduğu ''Büyük Güç Birliği'' ve ''
Ayasofya'' derneklerinin de yasal olduğunu söyledi.
Ergenekon davasının 28'inci oturumunda bugün Sevgi Erenerol savunmasını yaptı. Erenerol savunmasında Türk Ortodoks Patrikhanesi'nin nasıl kurulduğunu ve günümüze kadarki tarihi gelişimini anlattı.
Erenerol, Ortodoksların bir dönem toplantı için Trabzon'u seçtiklerini ve bu kente gemiyle gittiklerini anlattı. Erenerol, "
Rahmi Koç ve
Bartholomeos helikopterle gidecekti. Ancak Trabzon'a yanaşan gemideki yolcular vatan severler tarafından aşağıya indirilmedi. O günden bu yana Trabzon'un başı dertten kurtulmamıştır.
Rahip Santoro,
Hrant Dink ve son olarak ele geçirilen el bombaları bunun sonucudur." dedi.
Erenerol,
Ermeni tehciri nedeniyle özür kampanyası başlatan aydınları kastederek, "İçimizden bazı soysuzlar Ermeniler'den
özür dileme kampanyası başlattı. O soysuzlar dedelerinin yaptıklarına bakarak özür dileyebilirler. Ama Türk milleti asla özür dilemeyecektir. Türk Tarihi Kurumu eğer üzerine düşen görevi gereğince yerine getirebilseydi şimdi bu Ermeni tartışmalarını yapıyor olmayacaktık." dedi.
Fener Rum Partiği Bartholomeos'un Gökçeada'da katıldığı toplantıda
Türkiye Cumhuriyeti'ne kafa tuttuğunu iddia eden Erenerol, "İlk şeri mahkemeyi kurarak ekümenik sıfatını kullandı. Bu duruma Cumhuriyet Savcıları sessiz kalmıştır. Cumhuriyeti onlara karşı savunanları da burada terörist olarak toplamışlardır." şeklinde konuştu.
-ÖRGÜTÜN YÖNETİCİLERİ ARASINDA-
Türkiye Ortodoks Patrikhanesi Basın Danışmanı Sevgi Erenerol, Ergenekon terör örgütünün yöneticileri arasında yer alıyor. Soruşturması kapsamında silahlı terör örgütü kurma, yönetme, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana
tahrik, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetme suçlarından 26 Ocak 2008 tarihinde tutuklandı.
İddianamede Sevgi Erenerol'un basın sözcüsü olduğu kiliseyi örgütün gizli toplanma yeri olarak kullandığı, Muzaffer Tekin, Fikri
Karadağ, Kuddisi Okkır gibi birçok ismin burada yapılan toplantılara katıldığı iddia ediliyor.
Polis tarafından yapılan aramalarda Erenerol'a ait olduğu belirtilen "Derin Ergenekon" isimli belgede Ergenekon'un gizli bir yeraltı yapılanması olduğu, çok eski yıllardan beri var olduğu, sözde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu yapılanmanın göz bebeği olduğu gibi bilgiler yer alıyor.
Yapılan
telefon dinlemelerinde Erenerol'un bazı görevli askerlerle konuşarak ayinlere davet ettiği ve kilisenin Atatürk tarafından kurulduğunu söyleyerek bu şekilde
dokunulmazlık kalkanına aldığı kilisede Ergenekon terör örgütünün faaliyetlerini yürüttüğü öne sürülüyor. Erenerol'un örgütün menfaatlerine yönelik kurulacak derneklerden sorumlu olduğu ve çalışmalarını daha çok bu konularda sürdürdüğü belirtiliyor.