Ergenekon neden Sivas'ı seçti?

İç Anadolu'nun tam merkezindeki Sivas'ın üs seçilmesinin nedenlerinden biri, etnik ve dinsel anlamda farklı grupları barındırıyor olması.

Ergenekon <b>neden Sivas'ı</b> seçti?

'Yönetim kurulu toplantımızda, başkanlık görevini artık bırakacağımı söyledim. Buna arkadaşlarımın tepkisi gecikmedi. Herkesin bir gerekçesi vardı. Ancak yaşlı bir dedenin söyledikleri çok manidar geldi bana. 'Sen görevi bırakırsan 2 Temmuzlar yaşanır. Böyle bir şey mi istiyorsun?' dedi." Bu sözler, Sivas Cem Vakfı Başkanı Ali Rıza Kaçan'a ait. Cem Vakfı, Sivas'ta birleştirici ve yapıcı faaliyetleriyle biliniyor. Kadim şehirde '2 Temmuz' gibi olayların yaşanması korkusu hâlâ tazeliğini koruyor. Bu nedenle her olay ve hareket farklı algılamalara yol açıyor kentte. Sivas, Ergenekon Terör Örgütü kapsamında tutuklanan bazı şahısların Ermeni asıllı bir vatandaşımızı öldürme planıyla yine gündeme geldi. 'Acaba?' sorusu tekrar tekrar sorulmaya başladı aklıselim sahibi Sivaslılar tarafından. Peki, gerçekte Sivas'ta neler oluyor ve kimler Sivas'ı karıştırmak istiyor? Aksiyon, son yıllarda Sivasspor'un başarılarıyla Türkiye'nin gündeminden hiç düşmeyen şehrin nabzını tuttu. Her şeyden önce, gümüşçülük yapan kendi hâlinde bir Ermeni'yi öldürmenin ne alama geldiği sorusunun cevabı önem taşıyor. Şehrin sevilen ve önde gelen Alevilerinden Ertuğrul Arslan, olayı şöyle özetliyor: "Sivas'ta Ermeni cemaatinden birini öldürüp bir kıvılcım çakmak istediler. Böylece Türkiye'yi yangın yerine çevireceklerdi." Türkiye'de provokasyonların merkezi hâline getirilmek istenen birkaç yerden biri olan Sivas'ta bugün Alevi-Sünni, Türk-Ermeni, Hanefi-Şafi gibi birçok farklı kimliğe sahip insan yaşıyor. Bu kültürel zenginliği düşmanlığa çevirmek için son oyun Ermeni cemaatine mensup Minas Durmaz Güler adlı vatandaşa yönelik suikast girişimiydi. Kamuoyunun gündemine yaklaşık bir ay önce gelen bu olay, aslında Sivas Emniyeti tarafından çok daha önceden öğrenilmişti. Bu nedenle Minas Durmaz Güler'in yanına iki polis koruma olarak verildi. Suikast olacağını sezen ancak korkudan dolayı etrafı ile irtibatını gevşeten Ermeni asıllı vatandaşa, operasyona ilişkin bilgi verilmemişti. Polis, bu suikast planının tüm detaylarını öğrenmek istiyordu. Suikast planının başında, adı Susurluk çetesine de karışmış eski Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin vardı. Şahin, Sivas'ı merkez seçmişti ve burada ses getirecek önemli olaylar tertipleyecekti. Bölge örgütlenmesini sağlamak için yaklaşık 6 ay Sivas'ta kaldı. Sıcak Çermik mevkiindeki bir villada kalan Şahin'in irtibatlı olduğu kişiler, ulusalcılara yakın isimlerdendi. Etrafına topladığı 'militan' birkaç genç ile Ergenekon tutuklusu Ersin Gönenci başaktör olarak seçilmişti. Şahin'in üssüne sadece Sivas'tan gelenler dâhil olmuyordu; Kayseri, Malatya, Erzincan, Tokat ve Yozgat'ın yanı sıra Erzurum ve Maraş gibi şehirlerden gelenler de eğitim amacıyla bu villanın kapısını aşındırıyordu. Bu şehirler, 12 Eylül öncesinde ve sonrasında, etnik ve dinsel temelli trajedilerin merkez üsleri yapılmak istenmişti. Bilgiler, İbrahim Şahin'in operasyonlarda kullanacağı suikast timlerini burada yetiştirdiği, zihinsel açıdan burada hazırlandığı yönünde. Tokatlı olan Şahin, memleketine her gelişinde mutlaka Sivas'a uğrar ve burada büyük bir iltifatla karşılanırdı. Bu farklı gruplardan en küçüğü Ermeni cemaati. Minas'ın kardeşi Yervant Durmaz Güler'in verdiği bilgiye göre, şehirde yaşayan Ermeni sayısı 200'ü geçmiyor. Gregoryen mezhebine mensup Ermenilerin sayısı her geçen gün azalıyor. Batıya göç ediyorlar. Sivas Nüfus Müdürlüğü kayıtlarında hâlen 1136 Ermeni vatandaşın kaydı bulunuyor. Sivas'ta nüfuz anlamında bir etkinliği görünmeyen cemaatin lideri konumundaki Minas Durmaz Güler'in, diğer Sivaslılardan bir farkı yok. Şehirle bütünleşen Durmaz Güler, aynı zamanda Kayseri, Tokat ve Erzincan'daki Ermeni cemaatlerinin de sorumlusuydu. Ersin Gönenci, ülkü ocaklarında bir görevi olmamasına rağmen kuru bir milliyetçilik düşüncesiyle hareket eden biriydi. İşsiz güçsüz olmasının yanı sıra her yöne eğilimi olan, para ile her tarafa kayabilecek bir görüntü çiziyordu. Ülkü ocaklarına gidip 'Hadi silahlarla (tabancalarla) fotoğraf çektirelim' türünden konuşmaları, aslında bu camianın da olayın tarafı hâline getirilmek istendiğini gösteriyor. Gönenci, kar maskesi takıp silahlarla fotoğraf çektirerek söylediğini yaptı. İbrahim Şahin ile birlikte seyahat eden ve onu evinde ağırlayan Ersin Gönenci'nin, "Elimiz yüzümüz düzgün olsun. Yakında televizyona çıkacağız." türünden sözleriyle aslında Ermeni cemaati liderine suikast hazırlığı içinde olduğu ve yakalanıp Türkiye gündemine gelmeyi beklediği anlaşılıyor. Artık zamanın geldiğini ve ölümlü bir iş yapacağını bazı güvendiği arkadaşlarına aktaran Gönenci, bunun için uzun bağlantılar kuruyor. Dindar ve milliyetçi portresi çizmeye çalışan Gönenci'nin namaz kılmadığı, milliyetçilik kimliğini sadece kendine statü kazandırdığı için kullandığı biliniyor. Ersin Gönenci'ye "Seni ülkü ocakları başkanı yapalım." türünden bir teklif gidiyor, hatta o dönemin Sivas Ülkü Ocakları Başkanı'nın istifa etmesi için dövüldüğü ileri sürülüyor. Gönenci, çevresine topladığı bazı gençlerle birlikte hareket ediyor ve Sivas'ta 'büyük adam' portresi çiziyor. HABERİN DETAYI AKSİYON DERGİSİNDE
<< Önceki Haber Ergenekon neden Sivas'ı seçti? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER