İstanbul 13'üncü Ağır
Ceza Mahkemesi, 2 bin 455 sayfadan ve 441 klasörden oluşan
Ergenekon İddianamesi'yle ilgili incelemesini tamamladı ve
davayı kabul etti.
Ergenekon soruşturmasında İstanbul 13'üncü
Ağır Ceza Mahkemesi
iddianame hakkındaki kararını açıkladı. Şüpheliler hakkında ''
terör'' suçlarından kamu davası açıldı. 48'i
tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheliyi kapsayan iddianamede bazı şüpheliler,
Danıştay ve
Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları azmettirmekle suçlanıyor.
2 bin 455 sayfalık iddianamede, 14 Temmuz'da İstanbul 13'üncü
Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.
BASIN ORDUSU TAKİP ETTİ
Ergenekon iddianamesinin
mahkeme tarafından kabul edilip edilmemesinin bugün açıklanması bekleniyor. Bu beklenti nedeniyle basın mensupları Beşiktaş'daki İstanbul
Adliyesi önünde adeta
kamp kurdu.
İddianameyi inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bugün vermesi bekleniyor. Konuyu takip eden basın mensupları sabahın
erken saatlerinden itibaren
adliyeye
akın etmeye başladı. Adliye önüne çadır kuran basın mensupları gelişmeleri
canlı yayınlarla aktaracak. Adliyenin bahçesinde yaklaşık 15 canlı yayın aracı bekliyor.
SAMANYOLUHABER.COM'DAKİ BÜTÜN ERGENEKON HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
Ergenekon iddianamesi birçok dava ve soruşturmayı etkileyecek
Terör örgütü Ergenekon iddianamesi, sonuçlanmamış ve failleri bulunamamış birçok davayı etkileyecek. İddianame;
Danıştay saldırısı,
Atabeyler Çetesi davası,
Hablemitoğlu davası, DTP'li kayıp şahıslar soruşturması,
Gazi Mahallesi olayları,
Özdemir Sabancı suikastı, Eşref Bitlis'in öldürülmesi, Uğur Mumcu'nun öldürülmesi,
Cumhuriyet Gazetesi'ne
el bombası atılması olayı,
Adapazarı-
İzmit-
Sapanca ölüm üçgeninde yaşanan
faili meçhul cinayetler gibi birçok dava ve soruşturmayı etkileyecek.
Hatırlanacağı gibi 2 bin 500 sayfalık Ergenekon
terör örgütü iddianamesinde Danıştay saldırısına 60 sayfa ayrıldığı söylendi. Danıştay'a yönelik saldırı davasında müebbet hapse mahkum olan Osman
Yıldırım, saldırıyı gerçekleştiren
Alparslan Arslan ve
emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile Ataşehir'de yaptıkları bir toplantıda Cumhuriyet Gazetesi ve Danıştay'a saldırı kararını aldıklarını, Cumhuriyet'e atılan bombaları da Küçük'ün verdiğini iddia etmişti.
İddianamenin etkileyeceği bir başka dava da halen
İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen İbrahim Çiftçi davası. Doçent
Necip Hablemitoğlu'nu öldürdüğü iddiası ile ifade veren Çiftçi, 3
Ekim 2006'da İzmir'in Alsancak semtinde işadamlarının bulunduğu bir kafeye el bombası atılması sonucu hayatını kaybetmişti. Çiftçi'nin öldürülmesi ile ilgili davada karar aşamasına gelinmişti. Ancak söz konusu dava, Ergenekon iddianamesinin açıklanmasını bekliyordu. Davanın önümüzdeki ağustos ayında görülecek karar duruşması, İstanbul'daki iddianameden etkilenecek.
Silopi ilçesinde 7 yıl önce
jandarma tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınmayan kapatılan HADEP'in Silopi İlçe Başkanı
Serdar Tanış ve İlçe Yöneticisi Ebubekir Deniz'in ailelleri de geçtiğimiz günlerde emekli Tuğgeneral
Levent Ersöz hakkında suç duyurusunda bulundu. Hatırlanacağı gibi Ersöz, Ergenekon terör örgütü soruşturması kapsamında aranıyor. Ersöz'ün operasyondan önce Rusya'ya gittiği biliniyor.
Gazi Olayları'nda hayatını kaybedenlerin yakınları, geçtiğimiz günlerde Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan
Osman Gürbüz hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Suç duyurusunda bulunanlar,
Gazi Mahallesi ve Ümraniye'de yaşanan olaylara ilişkin davanın yeniden açılmasını talep etti. Gazi Mahallesi olaylarında Ergenekon terör örgütü kapsamında tutuklanan Osman Gürbüz'ün parmağı olduğu öne sürülmüştü.
Yine silahlı saldırı sonucu öldürülün Doçent
Necip Hablemitoğlu dosyası da iddianameden etkilenecek. Hatırlanacağı gibi
seri katil olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan ve 2003 yılında görülen duruşmasında suikasta
kurban giden Hablemitoğlu'nu İbrahim Çiftçi ile birlikte öldürdüğünü iddia eden Durmuş Anuçin, Ergenekon soruşturması kapsamında
Savcı Zekeriya Öz'e ifade vermişti. Danıştay'a yönelik saldırı nedeniyle müebbet hapse mahkum olan
Osman Yıldırım'ın da Savcı Öz'e Hablemitoğlu suikasti ile ilgili önemli bilgiler verdiği ileri sürüldü. Yıldırım'ın sorguda "Hablemitoğlu cinayetini bana 2-2.5 milyon dolara vermek istediler. Ben cezaevinde birçok itirafçı ile görüştüğüm için bilirim, 'Bu cinayeti işlediğimd
e devlet bana sahip çıkacak mı?' diye sordum.
Garanti verilmeyince ben de çekildim." dediği iddia edildi.
Ergenekon iddianamesi açıklandıktan sonra
Dilovası kod adlı bir gizli tanığın, tutuklu emekli Tuğgeneral
Veli Küçük'ün
Kocaeli İl Jandarma
Alay Komutanı olduğu dönemde Adapazarı-İzmit-Sapanca ölüm üçgeninde yaşanan faili meçhul cinayetlerle ilgili bilgiler verdiği ortaya çıkmıştı. Bu nedenle Adapazarı-İzmit-Sapanca üçgeninde öldürülen
Kürt işadamlarının dosyalarının yeniden açılabileceği belirtiliyor.
Ölüm üçgenindeki faili meçhul cinayetler, 4
Kasım 1993'te
Tansu Çiller'in İstanbul'da Holiday Inn Oteli'nde ellerinde terör örgütü PKK'ya
haraç veren işadamlarının ve sanatçıların listesi olduğunu açıklamasından kısa süre sonra başladı. Çiller, "Onlardan
hesap soracağız." diyordu. Bu açıklamadan iki ay sonra
işadamı Behçet Cantürk şoförüyle birlikte evine giderken kaçırıldı ve cesetleri ertesi gün Sapanca yolunda bulundu. İki ay sonra Cantürk'ün avukatı Yusuf Ekinci,
Ankara'da kaçırıldı ve cesedi iki gün sonra
Konya yoluna atıldı. Fevzi Aslan ve yeğeni
Şahin Aslan ise İstanbul Şehremini'de bir kahvede otururken polis olduklarını söyleyen dört kişi tarafından gözaltına alındı. Fevzi ve yeğeninin cesetleri ertesi gün Hendek'te bulundu.
Bu cinayetten iki ay sonra da
Sağlık Bakanlığı
Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkarili
Namık Erdoğan kaçırıldı. Erdoğan'ın cesedi Ankara-Kırık
kale yolunda üç gün sonra bulundu. DTP
Milletvekili Pervin Buldan'ın eşi
Savaş Buldan, 2 Haziran 1994 günü İstanbul'daki
Yeşilyurt Çınar Oteli'nden arkadaşları Adnan Yıldırım ve
Hacı Karay ile kaçırıldı. Cesetleri iki gün sonra ölüm üçgeni olarak anılan Bolu'nun Yığılca ilçesi yakınlarında bulundu. İddianame,
Özdemir Sabancı suikastının da yeni baştan ele alınmasına yol açacak. Ergenekon'un yasadışı terör örgütü
DHKP-C ile ilişkisinin iddianamede gündeme geldiği belirtiliyor. Özdemir Sabancı suikastında
kilit rol oynayan 'Çaycı' Fehriye Erdal'ın Ergenekon'la bağlantısı tespit edildi. Sabancı suikastına ilişkin çok önemli belgeler de örgütten çıktı. DHKP/C ve Fehriye Erdal'ın Ergenekon bağlantısı da bu belgeler yardımıyla anlaşıldı. Suikastın kilit ismi Fehriye Erdal'ı, kale gibi korunan Sabancı kulelerine 'çaycı' olarak Ergenekon'un yerleştirdiği iddia edildi.