Uzun yıllardır başta
şike olmak üzere
bahis ve
doping gibi pek çok olumsuz olaya karışan Türk
sporunun yeraltı bağlantılarının ne türden ve hangi boyutta olduğu hâlâ netlik kazanmış değil.
Ancak uzun süredir
Türkiye’nin gündemini meşgul eden
Ergenekon soruşturmasında ortaya çıkan belgeler ve Ergenekon
iddianamesindeki bazı bilgiler Türk sporunun bağlantılarının nerelere uzandığını gözler önüne seriyor. Malumunuz Ergenekon’dan önce yapılan operasyonlarda
Sedat Peker’in,
Haluk Ulusoy’la, Mehmet
Ali Yılmaz’la, eski
Fenerbahçe başkanı Metin Aşık’la,
Sivasspor Başkanı Mecnur Odyakmaz’la, Sadettin Saran’la,
Sergen Yalçın’la ilişkisi olduğu iddia edilmişti. Beşiktaşlı
yönetici Sinan Engin ise
Alaattin Çakıcı’ya pasaport işlemlerinde ve vize almakta yardımcı olduğu ortaya çıkmıştı.
Geçtiğimiz aylarda açıklanan Ergenekon
terör örgütüyle ilgili iddianame, spor dünyasının
yasa dışı faaliyetlerle uğraşan insanlarla ne derece içli dışlı olduğunu gözler önüne sererken iddianamede spor camiasının ünlü isimlerine yer veriliyor ve Ergenekon terör örgütünden oldukları iddia edilen çete mensuplarının
futbol karşılaşmalarına şike bulaştırdığı da açıkça belirtiliyor. Yakl
aşık 2 bin 500 sayfalık iddianamede
şüpheli Hayrettin Er
tekin mensubu olduğu örgütün, her kurum ve kuruluşa sızma stratejisi olarak futbol müsabakalarına nasıl müdahale ettiklerini anlatıyor. Hayrettin
Ertekin ile Musa isimli bir şahıs arasında geçen
telefon görüşmesinde ünlü
futbolcu ve
teknik adam
Ünal Karaman’ın ismi geçiyor. Konuşmanın iddianamaye yansıyan bölümünde ‘şike parası’ndan açıkça söz edilerek telefonda geçen konuşma kayıtlarına yer veriliyor. “Musa: Biraz önce
Ünal Karaman’la konuştum. Başarılar diledim ona. ‘Yarın
Ankaragücü maçını al’ dedim. Hayrettin Ertekin:
Konya’da oynuyorlar doğru, şeyi verdi abi, bursu A.’ya verdi. Biliyorsunuz yani konuşulduğu gibi, ikinci yarıda inşallah şeylik yapmaz, Samet abi.”
Ünlü futbolcunun bu konuşmadan bir ay sonra farklı bir konuda ismi tekrar geçiyor. Tümgenaral Kaya Varol’un adının zikredildiği ihtilal,
muhtıra gibi konuşmaların yer aldığı sohbette,
Konyaspor’dan Ünal Karaman diye bir arkadaşı olduğunu ve konuşma içerisinde geçen şahsın o olabileceği iddianamede yazılıyor.
Cumhuriyet Gazetesi’nden
İlhan Selçuk ile bayan İ.Y. ile yaptıkları
telefon görüşmesinde ise “...Türkiye’ye bir müdahale falan olmazsa elden gitti bu Türkiye”, “Buraya
Futbol Federasyonu Başkanı geldi.
Haluk Ulusoy, görevden alınan Doğu Paşa’yla da tanıştı...” dediği belirtiliyor.
İddianamede ayrıca çeşitli spor dallarındaki yönetici ve sporcularla ilgi bilgiler de yer alıyor. İddianamede
Trabzonspor’un eski yöneticisi Atilla
Yıldırım ve Fenerbahçe’de yöneticilik yapan M. Murat
Yücel’in ismi geçiyor. Ayrıca spor organizasyonu olarak yapılanma altında birçok ilde resmi antrenörler ve
şampiyon sporcular, resmi devlet memurları
destek yapılanması altında polis, Özel Harekatçı ve diğer memurların çeteyle irtibatı olduğu anlatılıyor. Şüphelilerin hemen hemen hepsinin hem Özel Harekatçı olması hem de özel güvenlik şirketlerinde faal olarak çalışmaları ve spor hocası konumunda olmaları da dikkat çeken bir başka nokta. Öte yandan Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden biri olan
Muzaffer Tekin’in 1988-89 yıllarından önce
Tekel’de çalıştığı dönemlerde
Kadıköy Belediyesi’nin spor hocalığını yaptığı iddianamede belirtiliyor. Emekli Kurmay
Albay Mehmet Fikri
Karadağ’ın M. Vakıf Döğüşçü ile yaptığı telefon görüşmesi iddianamede şöyle geçiyor: “T. Paşamın yanına vardım, selamlarınızı arz ettim.
Güvenlik ve
temizlik şirketi var. Hasan
paşa’da Paşam. Fenerbahçe’nin bütün tesislerini almışlar. Güvenliğini, temizliğini…”
İddianamedeki ayrıca bazı önemli isimlerin
İstanbul İstinye’de yer alan ve ağırlıklı olarak
emekli subayların gittiği Avcılık ve Atıcılık Kulübü’ne gittiği belirtiliyor.
Muzaffer Tekin’in ifadesinde geçen
Semih Tufan Gülaltay’ı kendisinin aracılığıyla tanımış olduğunun doğru olduğunu, 1978-1988 yılları arasında 10 yıl süreyle Tekel Spor Kulübü’nde idarecilik ve antrenörlük yaptığını ve Tekel Spor Kulübü’nün
boks takımının yıldızları arasında antrenmana geldiği belirtiliyor.
Savcılık ifadesinde şüpheli
Mete Yalazangil uzun yıllardır lisanslı sporcu olduğunu, Muzaffer Tekin’i 15-16 seneden beri tanıdığını anlatıyor. Şüpheli Yalazangil 1987 yılında güreş milli takımları ile beraber
Avrupa Güreş Şampiyonası’na katılmak üzere
Polonya’ya, 1988-1989 yıllarında güreş şampiyonasında
Atina’ya, 1993 yılında
Galatasaray erkek
voleybol takımı ile
Moskova’ya, 1994 yılında
Almanya’ya bayan voleybol takımına fizyoterapist ve kondisyoner olarak gittiğini belirtiyor. İddianamede sporla alakası olan diğer isimler ise şu şekilde dikkati çekiyor: 2004-2005 yılında
Bahçelievler Spor Kulübü Başkanı Bahri, Küçükyalı’daki
Gülen Spor Salonu’nu işleten Mustafa Gülen,
Ankara Üniversitesi’nden Spor Bölümü Başkanı Prof. Gülfen Hanım.
NURULLAH KAYA-ZAMAN