Ergenekon'un
tutuklu sanığı Ümit Sayın,
İstanbul'da konuşlu bulunan 1.
Ordu Komutanlığı'na istihbarat gönderdiğini
itiraf etti. Sayın, sadece
1. Ordu'ya değil devletin başka kurumlarına da istihbarat gönderdiğini kabul etti...
Silivri'de devam eden Ergenekon Davası'nın 35. Duruşması'nda Ümit Sayın savunmasını yaptı. Ergenekon sanıklarının ifadelerinde 'camında tankların geçmesini' beklediği iddia edilen Sayın, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
darbe yapmasının
kanuni hakkı olduğunu savundu.
Ordu darbe yapmalı
TSK'nın bağlı bulunduğu mevzuatı gereği devleti koruma ve kollama görevi olduğunu belirten Sayın, koşullar oluştuğunda TSK'nın müdahale etmesinin
kanuni bir hak olduğunu ileri sürerek, "Bunların hepsi ordunun anılan kanun kapsamında görevleri arasına girmektedir. TSK hiçbir şey yapmıyorsa görevini yapmıyor demektir. Bu durumda da Türkiye'yi satıyor görünümüne düşmektedir. Ülkenin yönetimine gerektiğinde müdahale edebilmelidir. Çünkü TSK bu devletin sigortasıdır" dedi.
İddinamede kendisine kişisel verileri kaydetme suçlamasının yöneltildiğini hatırlatan Sayın, başta
Adli Tıp olmak üzere
ülke yönetimini
tehlikeye düşürecek kişi ve kurumlar hakkında 1. Ordu Komutanlığı'na bilgi verdiğini itiraf etti.
Sayın bu konudaki ifadesine şöyle devam etti:
Organik bağım yok
"Ülkeme zarar verebilecek kimi
eylem ve uygulamalarla ilgili kurumlara haber verdim. Bunları yaparken kimse ile organik bağım olmadı. Özellikle
Adli Tıp ve Adli Tıp Uzmanları Derneği (ATUD) üzerinden ülkemize yönelebilecek tehlike doğurucu sonuçları 1. Ordu Komutanlığı da dahil olmak üzere pek çok kişi ve kuruma bildirdim. Bütün bunlar vatanına bağlı her
öğretim üyesinin yapması gereken işlemlerdir."
Büyükanıt ve kümbet
Sayın, Eski
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt'la ilgili olarak yaptığı "Anıt değil kümbet bile olamadı"
eleştirisine de açıklık getirdi. Büyükanıt'ın 27
Nisan bildirisinin arkasında durmadığını iddia eden Sayın, 'Kümbet bile olamadı' sözlerinin
hakaret değil eleştiri niteliğinde olduğunu söyledi.
‘Hablemitoğlu gidici’ sözü için pişmanım
Ümit Sayın'ın öldürülen
öğretim üyesi Necip Hablemitoğlu'na ilişkin söylediği sözleri büyük tartışmaya neden olmuştu. Sayın, "Hablemit korkuyor. Çünkü arkasında ne MİT ne
emniyet ne de Genelkurmay var. Şu anda birinci adam listede Hablemitoğlu bir yıla kadar gidici. Belki iyi olur. Bir
solucan ayıklanır" sözlerine ilginç gerekçeler getirdi. Bu sözleri söylediğini kabul eden Sayın, o dönem Necip Hablemitoğlu'nun sürekli tehdit aldığını aktardı. Hablemitoğlu ile arasının bir süre bozulduğunu belirten Sayın, "Daha sonra düzeldi. Bu olumsuz sözler günlük duygusal ve mantıksız laflardır. Şimdi bu şekilde konuştuğuma pişmanım" dedi.
Belgeleri Cumhuriyet muhabirinden aldım
Adli Tıpçı Ümit Sayın,
Üzeyir Garih'in katili Yener Yermez'in kendisini tanıdığına ve cinayetle ilgili talimat verdiğine ilişkin iddialara çapraz sorgusunda
cevap verdi. Sayın, 2001 yılı Haziran ayında Türkiye'ye döndüğünü savunan Sayın, cinayetin dönüşünden 2 ay sonra gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, bu kadar sürede Yermez'i tanıyarak böyle bir cinayeti tasarlamasının mümkün olmadığını savundu. Cumhuriyet Savcıları'nın "Evinde Garih'in
dava dosyasında bile bulunmayan belgeler çıktı" sözlerine karşılık Sayın, belgeleri cinayetle ilgili kitap yazmak isteyen Cumhuriyet gazetesi muhabirinden aldığını söyledi.
3. DERECE MASON
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Doç. Dr. Ümit Sayın, Üzeyir Garih cinayetine ilişkin odasında el konulan resim ve yazıları kendisine getiren kişinin ismini hatırlamadığını söyledi. 3. derece Mason olduğunu belirten Sayın, 2005 yılında Orgeneral Hurşit Tolon'a İstanbul Üniversitesi'ndeki gelişmelere ilişkin bilgi sunduğunu ifade etti. Sayın, "
Ankara Merkez Orduevi'nde bir kez görüştüm. Daha sonra telefonla bir kaç kez görüşmemiz oldu. Adli Tıp Enstitüsü Müdürü değişmişti. Değişen müdürle ilgili bilgi aldı." dedi.
BUGÜN