Perinçek, "
Mehmet Eymür kiminle çalışsa
Amerikan bağlantıları var. Mehmet
Zekeriya Öztürk de
Tuncay Güney gibi Mehmet Eymür'ün adamıdır." dedi. Perinçek'in iddiaları 'çirkin iftiralar' olarak niteleyen
Zekeriya Öztürk de, "Şahsıma yönelik Amerikan
ajanı olduğumu söyleyerek kendi
militan taraftarlarına beni
hedef haline getirmiştir. Bu konuda yasal başvuru yapacağım." diye konuştu.
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada
tutuklu sanık Doğu Perinçek, savunmasının dördüncü gününde
iddianamenin temel dayanağının
Tuncay Güney'in
mülakatı olduğunu ileri sürdü. Tuncay Güney'in, yargılamayı yapan bu
mahkemeye getirilerek dinlenmesi gerektiğini söyleyen Perinçek, "Güney,
Aydınlık Dergisi,
Ulusal Kanal ya da İşçi Partisi'ne sızması söz konusu değildir. Zaten mülakatı sırasında kendisi de 'Benim kim olduğumu biliyorlardı' diyor." dedi.
Tuncay Güney'in MİT eski Kontr-Terör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün adamı olduğunu öne süren Perinçek, "Eymür'ü herkes tanır. MİT içersindeki CIA, MOSAD kliğinin Hiram Abbas'tan sonraki en önemli adamıdır. MİT'in Mehmet Eymür üzerindeki kanati olumsuzdur. Bu nedenle Eymür 2 kez görevden uzaklaştırmıştır" dedi.
Mülakat sırasında Tuncay Güney'in yanında olan
Organize Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu'nun, Güney'in anlatımlarının uydurma olduğunu söylediğini iddia eden Perinçek, "O kasetler bizim suçsuzluk kanıtımız. Ancak bu görüntüler gerçek değildir. Gerçek mülakat görüntüleri, 'mini DV' adı verilen kasetlerdir. Gelen kasetlerde montaj ve kesintiler olduğunu tespit ettik. Bunun nedeni bazı bölümlerin yok edilmek istenmesidir." şeklinde konuştu.
Dosyada bulunan delillere göre belirtilen
örgütün kurulamayacağını ileri süren Perinçek, Mehmet Eymür'ün İP hakkındaki beyanlarına değinerek, bu beyanlardan partinin kontrgerillaya karşı çalışmalarda bulunduğunu ve bunun sonucunda da kontrgerilla dairesinin yasal sınırlarının içine çekilmesini sağlandıklarını savundu. Perinçek,
Gladyo ile savaştıkları için
davada yer aldıklarını öne sürdü.
-"MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK, MEHMET EYMÜR'ÜN ADAMIDIR"-
Tutuklu sanıklardan
Mehmet Zekeriya Öztürk'ün kendisi hakkındaki ifadelerine değinen Perinçek, Öztürk'ün 3-4 ay
Ulusal Kanal'da çalıştığını, kendisiyle birlikte fotoğraf çektirmeye çalıştığını ileri sürdü. Öztürk'ün yazdığı iki mektuba değinen Perinçek, "ABD'nin
Ankara Büyükelçiliği'nde ilişkisi olduğunu belirtmiş, Türk ajan olmadığını söylemiştir. Yine Mehmet Eymür vakası. Mehmet Eymür kiminle çalışsa Amerikan bağlantıları var. Mehmet Zekeriya Öztürk de Tuncay Güney gibi Mehmet Eymür'ün adamıdır." dedi.
Gizli
tanık "
Dilovası"nın kendisi hakkındaki beyanlarının 1968 yılına ilişkin olduğunu söyleyen Perinçek, "Dilovası'nın yaşı nedir ki? Dosyada bulamadım ama 40 yaşında yoktur herhalde. Bunlar yaman adamlar, anasının karnında göreve başlıyorlar. Doğmadan önceki olayları anlatıyorlar." diye konuştu. Perinçek,
Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan'ın kendisinin liderliğinde eylemler yaptığını da söyledi. ABD istedi diye
Ergenekon adlı bir
terör örgütünün kurulamayacağını söyleyen Perinçek, "Her şeyden önce ortak bir ideoloji yok.
İlhan Selçuk,
Kemal Alemdaroğlu ile örgüt lideri olarak gösterilmemin kanıtı yoktur. Bunlar saçma sapan iddialar.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal da soruşturmaya karıştırılmaya çalışılıyor." şeklinde konuştu. Perinçek, "Ortada bir örgüt vardır. Zekeriya Öz, Tuncay Güney, Sami Demirkıran, Mehmet Zekeriya Öztürk ve Osmanım bir örgüttür. Zekeriya Öztürk altına altığı imzayla iddianamede Türk milletine, TSK'ya ve İP'e karşı tertip örgütlemiştir. Bu örgütü yargılayacak bir makam çıkarsa yargılanacaktır. Bir gün mutlaka yargılanacaktır." dedi.
İstanbul
Cumhuriyet Başsavcısı Aykut
Cengiz Engin'in davanın açılmasına iliş 2008 yılı Temmuz ayında yaptığı açıklamaya da değinen Perinçek, Cengiz'in iddianameye sahip çıkmadığını ileri sürdü. Başsavcı Cengiz'in açıklamasıyla ilgili tespitlerde bulunan Perinçek, " 'Bildiğimiz klasik
terör örgütü değil' diyor. 'Basında yer alan haberlerin çok büyük bir bölümü gerçek dışı' diyor. Ama o yayınların hepsi iddianameye yazılmış. Böylece Başsavcı bu iddianamenin çok büyük bir bölümünün gerçek dışı olduğunu kabul etmiş oluyor. Başsavcının açıklaması. bu iddianame hakkındaki en güzel değerlendirmedir. Aynen katılıyoruz. İddianamenin delilleri. Tuncay Güney'in beyanları, Atatürk'e alçakça '
İngiliz piçi' diyen Osmanım'dır. Bu iddianamenin seviyesini de ortaya koymaktadır. İddianame toplumu terörize etmek amaçlıdır. Korku yaratmıştır, koca koca komutanları bile korkutmuştur. İnsanlar onu tanımıyorum, bunu tanımıyorum diye konuşuyor. Neredeyse insanlar eşlerini bile tanıdıklarını inkar edecekler." dedi.
Türkiye'deki darbeler hakkında bilgi veren Perinçek, 12
Eylül'den sonra Recep
Tayyip Erdoğan ve
Abdullah Gül'ün
siyaset sahnesine çıktığını ileri sürdü. Erdoğan hakkında, "Ben ona hiçbir zaman
Başbakan demedim. Demem de. CIA'nın uyuşturucu baronu Hikmetyar'ın dizinin dibinde resim çektirmiş biridir. Erdoğan ve Gül,
12 Eylül çocuklarıdır. Türkiye'de Gladyo'nun bir numarası Abdullah Gül, iki numarası Tayip Erdoğan'dır. Gül, Cumhurbaşkanı diye bir numara demiyorum. Gladyo hiyerarşisinde daha üstte olduğu için bir numara diyorum. Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül'ün iktidara getirilmesi bir Gladyo operasyonudur. Tayyip Erdoğan'ın 4
Kasım 1992'de Paul Wolfowitz'e mektubu var. Benim ordu ile aramı düzeltin ve Başbakan koltuğuna oturtun diye yalvarıyor. Bu mektubu ortaya gazeteci Hayrullah Mahmut Özgür de bu davada sanık. Bu mektubu çıkarma suçu cezasız kalmazdı. 15 Kasım 2002'de
Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök, Tayyip Erdoğan ile görüştü. Hiçbir sıfatı olmayan kişiyle nasıl görüşür. Amerika'dan talimat gelince oluyor.
Perinçek, eski
Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün, Sülemaniye'de başına çuval geçirilen zat olarak tarihe geçtiğini ileri sürdü. Perinçek, "Çuval olayının ardından Hurşit
Tolon, Amerika'dan uçağa atlayarak hemen geliyor. O şimdi hapiste. O dönemde Gladyonun bir ve iki numarası ortada yok." iddiasında bulundu. Her seçimden önce kendisinin hapse atıldığını ileri süren Perinçek, "Şimdi 29
Mart seçimleri, gene hapisteyim. Buradan Gladyo'nun bir ve iki numarasına sesleniyorum; Sevsinler sizin demokrasinizi." diye konuştu.
Perinçek, 4
tam gün süren savunmasını, "Size bütün
samimiyetimle gerçekleri anlattım. Dürüst ve doğru olmaktan hiç kaybetmedim. Bu dava aydınlanmıştır. Eninde sonunda doğru karar vereceğinize inanıyorum. Sanıklar da hakimler hakkında hüküm verirler. Biz de sizi araştırdık. Sizin tertemiz ak alınlı hakimler olduğunuzu açıklıyoruz." dedi.
-PERİNÇEK-ZEKERİYA ÖZTÜRK GERGİNLİĞİ-
Perinçek'in savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün, emniyette ve savcılıkta verdiği ifadeleri okudu. İfadelerin ardından da taleplere geçildi. Tutuklu sanık
Sevgi Erenerol, dünyanın hiçbir yerinde tutuklu bir kadının erkeklere ait cezaevinde kalmadığını söyleyerek, "Oysa ben, binlerce erkeğin kaldığı bir cezaevinde bulunuyorum. Yasada, tutukluların hemcinsleriyle aynı cezaevinde kalabileceği hiçbir durumun istisna oluşturmayacağı belirtiliyor. Can ve ırz namusumun korunması için
Bakırköy Kadın ve
Çocuk Tutukevi'ne nakledilmemi talep ediyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanık Mehmet Zekeriya Öztürk ise, savunmasını yapan Doğu Perinçek'in kendisine çirkin iftiralarla saldırıda bulunduğunu belirterek, "Bu konuda yasal başvuru yapacağım. Ancak, şahsıma yönelik Amerikan ajanı olduğumu söyleyerek kendi militan taraftarlarına beni hedef haline getirmiştir. Bu tarz ifadelere izin verilmemesini talep ediyorum." şeklinde konuştu. Bunun üzerine söz alan Perinçek, "Ben kimseye 'Amerikan ajanı' demedim. Sadece iki mektubunu okudum. Kimseyi hedef göstermedim." dedi.
Duruşmada bazı tutuklu sanıklar da
tahliye talebinde bulundu. Mahkeme Başkanı
Köksal Şengün, talepleri değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.
(CİHAN)