Alpaslan
Arslan ve arkadaşlarının
Cumhuriyet gazetesine saldırıda kullandıkları el
bombaları,
Eskişehir’deki
Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklanan
emekli binbaşı Fikret Emek’in evinde ele geçen el bombalarıyla aynı
seriden olduğu belirlenmişti. Ergenekon kapsamında tutuklanan Muzzafer Tekin’in ofisinde ele geçen
el bombasının seri numarasıyla Cumhuriyet’e atılan el bombasının seri numaralarının da aynı olduğu belirlendi. Tekin’in ofisinde ele geçirilen içi boşaltılmış el bombası ile Cumhuriyet’e atılan el bombası ve Eskişehir’de yakalanan el bombalarının seri numarası şöyle: TAPA M204 A2/KF-MKE-91 12-77.
Ümraniye’deki gecekonduda bulunan bombalar ve
Muzaffer Tekin’in ofisinde çıkan iki el bombasının
fünye gruplarının aynı olduğu belirlendi.
Ergenekon’da kritik kavşak
Özel Kuvvetler’de bulunan
emekli Binbaşı Fikret Emek hakkındaki bilgiler çok sınırlı. Ancak, Emek’in annesinin evinde ele geçirilen
patlayıcılar, bugüne kadar Ergenekon’da yakalananların en güçlüsü. Üstelik, bir el bombası Cumhuriyet’e atılan bombanın seri numaralarıyla örtüşüyordu
1- Fikret Emek kimdir?
- Fikret Emek ismi
Türkiye’nin gündemine, Ergenekon operasyonunun başladığı günlerde geldi. Kendisi hakkında açığa çıkan bilgi çok sınırlı. 1963’te
Emirdağ’da doğan Emek, 1985’te Kara
Harp Okulu’nu bitirdi. Piyade subayı olarak başladığı askerlik kariyerinin büyük bölümü,
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) geçti.
2005’te binbaşı rütbesindeyken ÖKK’den emekliye ayrıldı. Emek’in ÖKK’de görev yaptığı dönemde başarılı bir sicile sahip olduğu, 1997’de
Şırnak’ta 14 askerin şehit olduğu çatışmada ağır yaralandığı belirtiliyor.
Babasını
küçük yaşlarda kaybeden Emek’in, bankacı olan annesinin işi nedeniyle uzun yıllar Eskişehir’de yaşadığı biliniyor.
İKİNCİ DALGANIN KİLİT İSMİ
2- Emek’in ismi Ergenekon operasyonu kapsamında nasıl gündeme geldi?
- Ergenekon operasyonu,
12 Haziran 2007 tarihinde
İstanbul Ümraniye Çakmak Mahallesi’ndeki bir gecekonduda 27 adet el bombasının bulunmasıyla başladı. Bu süreç, operasyonun birinci dalgası olarak nitelendiriliyor.
Bu dalgada, “bombaların sahibi” olarak gösterilen özel harekatçı emekli Astsubay
Oktay Yıldırım ilk tutuklanan isimdi. Yıldırım’ı, emekli
Yüzbaşı Muzaffer Tekin ve emekli Binbaşı
Zekeriya Öztürk’ün gözaltına alınmaları izledi.
Türk kamuoyu, Tekin ve Öztürk’ün isimlerini daha önce de duymuştu. Her iki isim,
Danıştay 2. Daire’ye yönelik saldırıdan hemen sonra gözaltına alınmış, ancak, bu soruşturmadan aklanarak çıkmışlardı. Ümraniye’de bombaların bulunmasından sonra yeniden gözaltına alınan Tekin’in evinde
arama yapan polis, operasyonun ikinci dalgasını tetikleyecek olan bir dizi materyale ulaştı.
Aramada, Muzaffer Tekin’in bilgisayarında, kamuoyunda “
kırmızı kitap” olarak da bilinen MGK’da kabul edilen ve devletin en gizli
belgesi olarak kabul edilen Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi’nin bir örneği çıktı.
Bir iddiaya göre,
emniyet ve
savcılık, belgenin kaynağını sorduğunda Tekin’den “Şamil’den aldım” yanıtını aldı. Tekin’e ait telefonların dinleme kayıtları, diğer sanıkların ifadeleri “Şamil” adlı kişinin Fikret Emek olduğuna işaret etti. Böylece operasyonun ikinci dalgası olarak bilinen süreç başladı.
ANNESİNİN EVİ DEPO
3- Emek neden tutuklandı?
- İstanbul Başsavcılığı’nın Ümraniye
baskınından yaklaşık iki hafta sonra 26 Haziran 2007 tarihinde verdiği operasyon emri, Ergenekon operasyonunun seyrini değiştirdi.
Polis, Eskişehir’de 2,
Ankara’da 1 adrese eşzamanlı olarak baskın düzenledi. Bu adreslerin tümü Fikret Emek’le ilişkiliydi.
Eskişehir’de aranan evlerden biri Emek’e, diğeri annesine aitti.
Ankara’da aranan ev de yine Emek’in üzerine kayıtlı görünüyordu. Ankara’daki evde yapılan aramada sadece sınırlı dokümana ulaşılabildi. Ancak, Emek’in annesinin Eskişehir’deki evinde yapılan arama, operasyonun seyrini değiştirecek boyutta oldu.
Bulunanlar, Emek’in, annesinin evini adeta
mühimmat ve belge
deposu gibi kullandığını gösterdi. Bu belge ve askeri mühimmat, Emek’in ruhsatsız patlayıcı bulundurmak ve Ergenekon örgütüne üye olmak suçlarından tutuklanmasına yol açtı.
11 KG C-3 PATLAYICI
4- Fikret Emek’in evde sakladığı silah ve mühimmatın dökümü nedir?
- Emek’in annesinin evinde yapılan aramada elde edilen silah ve mühimmatın listesi şöyle: 11 kilogram C-3
tipi plastik patlayıcı, 1 adet Kanas tipi dürbünlü
tüfek, 1 adet
Kalaşnikof otomatik tüfek, 1 adet
av tüfeği, M-16 mermileri, 10 adet MKE yapımı
savunma ve taarruz tipi el bombası, 2 adet MKE yapımı olmayan el bombası,
gaz bombası, sis bombaları, 210’ar gramlık 12 TNT düzeneği, 6 adet yarımşar kiloluk TNT kalıbı, 1 adet 1.5 kilogramlık TNT kalıbı, 1 kilogramlık tahrip kalıbı,
naylon torbada ateşleme mühimmatı, 1 adet patlayıcılı
imha kiti, normal tipte
kapsül, infilak kapsülleri, patlayıcı düzenekleri hazırlamada kullanılan saniyeli fitiller ile infilak (patlamalı) fitilleri.
CUMHURİYET’LE ÖRTÜŞTÜ
5- Bu patlayıcıların Ergenekon soruşturması kapsamında daha önce ele geçirilen el bombalarıyla bir ilgisi var mı?
- Evet.
Polis, Emek’in evinde bulunan patlayıcıları laboratuvarda inceledi. Çıkan sonuçlar çarpıcıydı. El bombalarından birinin seri numarası, Cumhuriyet gazetesine 5 ve 11 Mayıs 2006’da atılan el bombalarının seri numaralarıyla birebir örtüşüyordu.
Tıpkı, Cumhuriyet’e atılan el bombaları gibi “TAPA M204 A2/KF-MKE-91 12-77” seri numarasını taşıyordu. Bu da el bombalarının hem fünye grubu hem de kafile numaraları bakımından örtüştüğünü gösteriyor.
Üstelik bu el bombasıyla fünye grubu ya da kafile numarası bakımından benzerlik gösteren el bombalarına daha önce üç ayrı yerde rastlandığı ortaya çıktı.
2003’te
Amasya Merzifon’da bir evin bahçesine atılan, ancak, patlamayan, 2006’da İstanbul
Tuzla’da bir
denizcilik şirketinin merdiven altında ele geçirilen ve 2001 yılında
Alanya’da bir
otel odasındaki
elbise dolabında bulunan el bombalarının fünye grubu ya da kafile numaraları da Eskişehir’de bulunan bombalarla benzerlik gösterdi.
KESİNLİK YOK
6- El bombaları arasındaki benzerliği nasıl okumalıyız?
- Emek’in annesinin evinde bulunan el bombaları, Cumhuriyet gazetesine atılanlar gibi MKE yapımı. El bombalarından birinin seri numarasının Cumhuriyet gazetesine atılanlarla örtüşmesi bu noktada anlam kazanıyor.
MKE, Cumhuriyet’e atılan bombaları
Aralık 1977’de
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na sattığını bildirmişti.
Fikret Emek’te de aynı tarih ve seri numaralı bombaların çıkması, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıları Ergenekon örgütünün azmettirdiği yolundaki iddialara güç kattı.
Ancak, Emek’in evinde bulunan bombanın Cumhuriyet’e atılanlarla örtüşmesi, Cumhuriyet’e yönelik saldırıların da kesin olarak Ergenekon örgütünce azmettirildiği anlamına gelmiyor. Çünkü, MKE’nin tek kafilede sattığı el bombaları orduda çok farklı birimlere dağıtılabiliyor. Yani, aynı kafilede imal edilen, aynı kafile numarasını taşıyan bombalar farklı askeri birliklerin envanterine girebiliyor. Cumhuriyet’e atılan birinci ve üçüncü bombaların bulunduğu kafilede MKE’nin toplam 8 bin 800 bombanın üretilmiş olduğunu hatırlatalım. Dolayısıyla bombaların akıbetini bir noktadan sonra kesinlik içinde tespit edebilmek çok kolay değil.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın bu konuda başlattığı soruşturmanın sonuçları henüz kamuoyuna yansımadı. Ancak, yine de Emek’in evinde bulunan bomba, Ergenekon ile Danıştay ve Cumhuriyet saldırıları bağlantısına yönelik eldeki en önemli delillerden biri.
ÇIKAN GİZLİ BELGELER
7- Emek’in evinden çıkan “gizli” nitelikteki belgeler neler?
- Yalanlanmayan iddialara göre, evden
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi dışında, Ergenekon yapılanmasının kodlarına yönelik belgeler,
Kuzey Irak’a yapılacak hava harekâtına ilişkin “gizli” damgalı planlar, Özel Harp Yıllığı, çok sayıda
kaymakam, belediye başkanı, esnaf,
avukat ve imam hakkında bilgi fişleri çıktı.
Halen TSK’da aktif görevde olan 359 subaya ait sicil, rütbe ve nüfus kaydı bilgilerinin de yer aldığı ileri sürülüyor. Emek’in evindeki bilgisayarlarından ayrıca
darbe planlarının da çıktığı öne sürülüyor. Bir iddiaya göre, evde “Hedef Kartı” adlı bir saldırı planı da çıktı.
KAFA KARIŞTIRAN PLAN
8- Saldırı planında neresi hedef alınıyor, amacı ne?
- Bu iddia, ismi Ergenekon yapılanması hakkında yazdığı kitaplarla gündeme gelen Zihni Çakır’ın kitabında yer alan bilgilere göre, saldırı planı Ankara’da
Genelkurmay Başkanlığı ile Hava ve
Deniz Kuvvetleri komutanlıklarını birbirinden ayıran caddedeki tüp geçidi hedef alıyor.
Bu tüp geçidin havaya uçurulması ile halkın paniğe sevk edilmesinin hedeflendiği ileri sürülüyor. Ancak, bu iddianın yer aldığı kitapta neredeyse bütün tanınmış gazetecileri MİT ajanı olarak gösteren belgelere de yer verilmesi belli bir ihtiyat payıyla yaklaşılmasını gerekli kılıyor.
Kitabı yazan gazeteci Zihni Çakır’ın bir süre önce akçalı bir konudan dolayı (Kooperatif Kanunu’na muhalefet) tutuklanarak cezaevine konulduğunu da not edelim.
EMEK - TEKİN BAĞLANTISI
9- Emek’in Ergenekon’la bağlantıları neler?
- Emek’in kamuoyuna yansıyan tek bağlantısı, Ergenekon operasyonunun
kilit isimlerinden emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin. Ancak, Emek’in Ergenekon soruşturmasında tutuklanan diğer emekli askerleri de yakından tanıdığı ifade ediliyor.
Tutuklandığı dönemde, Emek’in Ankara’da gerçekleştirilen
Atabeyler operasyonuyla da bağlantılı olduğu öne sürülmüştü. Ancak, aralarında bazı Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı subayların da yer aldığı Atabeyler operasyonu zanlılarının ifadelerinde Emek’in ismi geçmiyor.
BÜYÜK HASAR OLURDU
10- Emek’in tutuklanması neden önem taşıyor?
- Emek’in evinde ele geçirilen belge, silah ve patlayıcılar
Ergenekon operasyonunun boyutunu değiştirdi. Bir kere, Ergenekon çerçevesinde ele geçirilen en yüksek miktarda silah ve patlayıcı Emek’in evinde çıktı.
Emek’in evinde bulunan 11 Kg. C-3 tipi plastik patlayıcının tahrip gücünün büyüklüğünü göstermek için şu örneği verebiliriz:
Bu miktarda C-3, 12 katlı ve her katı en az 400 metrekare büyüklüğünde olan betonarme bir yapıyı sıfırlayabilir. Emek’in bu miktarda patlayıcıyı hangi amaçla evinde sakladığı Ergenekon davasının en önemli sorularından birini oluşturacak.
Yaygın iddia, Emek’in bu patlayıcıları toplumda
kaos yaratmayı amaçlayan sansasyonel eylemler için evinde bulundurduğu.
STAR - MİLLİYET