İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada çapraz
sorgusuna geçilmek istenen Siyasi Ekonomik Sosyal
Araştırmalar ve
Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı Yıldız,
Aydın Doğan ile ilgili söylediklerinin yanlış anlaşıldığını ifade ederek, ''Doğan ile iş görüşmesi yaptığını ancak şirketlerine
danışmanlık hizmeti vermediğini'' belirtti.
''
Ulusal Birlik Platformu'' dokümanı ile
Özel Kuvvetler Komutanlığına ait sunumun kendisinde olmadığını ifade eden Yıldız, ''Zaten askeri
belgeler dışarıya çıkmaz ve dışarıda tartışılmaz'' diye konuştu.
Yıldız'ın
avukatı Dursun Yassıkaya da ''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Bu
davanın savcısıyım' şeklinde beyanda bulunduğunu'' anlatarak, ''
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar bu söyleme karşılık vermeli. Başbakan'ın bu sözünü sineye çekmeme erdemliliğini gösteriyorsa bizim için savcıdır'' ifadesini kullandı.
Genelkurmay Başkanlığının müvekkilinin stratejilerini uyguladığı yönünde iddiaların bulunduğunu ifade eden Yassıkaya, ''Kusura bakmasın. Şimdiki
Genelkurmay Başkanı eğer
İsmail Yıldız'ın aklına ihtiyaç duyarak stratejilerini yapıyorsa orada oturmasın. Bu
iddianame şerefli Türk ordusuna
hakarettir'' dedi.
Avukat Yassıkaya,
dosyada ''
gizli belge'' olarak tanımlanan belgelerin kendilerine gösterilmesini isteyerek,
savunmalarını neye karşı yapacaklarını görmek istediklerini dile getirdi.
İsmail Yıldız'ın cezaevindeyken bir çocuğu olduğunu, ailesinin 17 ay boyunca bakıma muhtaç kaldıklarını belirten Yassıkaya, müvekkili için
tahliye talebinde bulundu.
Yıldız'ın diğer avukatı Hicran Danışman, ''iddianamede yorum yoluyla iddiaların oluşturulduğunu'' savundu.
ÇAPRAZ SORGU
Cumhuriyet Savcıları
Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın sorularını yanıtlayan Yıldız, ''(Bülent), (Kıvanç Değirmenci) gibi herhangi bir takma ad kullanıp kullanmadığının'' sorulması üzerine, ''Böyle isimleri hiç kullanmadığını'' söyledi.
Yıldız, ''Kıvanç'' adında bir çalışanı olduğunu, 2005 yılında askere gitmek için şirketten ayrıldığını ancak bu kişinin soyadının ''Değirmenci'' olup olmadığını hatırlamadığını ifade etti.
Cumhuriyet Savcısının, ''Bu davanın sanıklarından Kemal
Şahin, Ferudun Refik Nuhoğlu ve Mehmet Murat
Yücel ile aranızda husumet var mı?'' sorusuna Yıldız, SESAR'a
personel aradıkları sırada bu kişilerin görüşmeye geldiklerini,
emekli polis olduklarını öğrenince de kendi niteliklerine uymadıkları için işe alınmadıklarını, kimseyle husumeti olmadığını anlattı.
Yıldız, ''Kendinizi vali olarak tanıttınız mı?'' şeklindeki soruya, yapılan görüşmede kendisinin yanında eski mülkiye başmüfettişi ile eski
olağanüstü hal bölge vali yardımcısının bulunduğunu belirtti.
İsmail Yıldız, basından da zaten tanınan bir insan olduğunu ve kartvizitlerinin bulunduğunu dile getirdi.
Bunun üzerine Yıldız'ın avukatı Dursun Yassıkaya, iddia makamının yönlendirme yaptığını ileri sürerek, sorulan sorulara tepki gösterdi.
Cumhuriyet Savcısının, ''Ergenekon ile ilgili
Kemal Şahin'den ele geçirilen bir şema sizden de çıktı. Bu size nereden geldi?'' şeklindeki sorusuna Yıldız, polislerin ofisinde
arama yaptıkları sırada uzun süredir kullanılmayan bir klasörün içinden bu şemanın çıktığının iddia edildiğini, oysa bundan haberi olmadığını söyledi.
''
Levent Ersöz ve Hasan Atilla Uğur'u tanıyor musunuz?'' şeklindeki soruya da Yıldız, ''Mardin'de
PKK eylemleriyle ilgili yazdığı bir yazıdan dolayı Levent Ersöz'ün SESAR'ı merak ederek kendisini çağırması üzerine makamına gittiğini, burada SESAR'ı anlattığını, görüşmelerin devletin işleyişine ilişkin sorulardan ibaret olduğunu'' dile getirdi.
Yıldız, savcı tarafından, ofisinde çok
gizli belgeler bulunduğunun belirtilmesi üzerine, bu belgelerden haberi olmadığını, bunları tutuklandığında öğrendiğini savundu.
Cumhuriyet Savcısının, John Kunstader ile yaptığı ifade edilen görüşmeye ilişkin sorusu üzerine Yıldız, ''Kunstader ile İdris Naim Şahin'i kahvaltıda bir araya getirdiklerini'' söyledi. Bu toplantıda
Türkiye-ABD ilişkilerinin konuşulduğunu anlatan Yıldız, zaten devletin de bu tür görüşmeleri bildiğini ve takibe aldığını kaydetti.
Yıldız, Cumhuriyet Savcısının, ''Ele geçirilen belgeler, iki devlet arasında savaş sebebi olacak belgeler. Sizde ne arıyorlar?'' şeklindeki bir başka sorusunu yanıtlarken, bu belgelerin ''Akbil'' davası ile ilgili soruşturmanın belgeleri olduğunu ifade etti.
İsmail Yıldız, ''Ofisinde büyükelçiliğin üst düzey mensuplarınca tehdit edildiğini ve laikliği savunduğu için bu dava kapsamında yargılandığını'' öne sürdü.
SORUYU HEYET BAŞKANI SORDU
Cumhuriyet Savcısının, ''Aynı soruyu Behiç Gürcihan'a da sorduk. Bu belge onun bilgisayarından da çıkmış.
AK Parti milletvekilleriyle ilgili bir
fişleme yapılmış'' şeklindeki ifadesi üzerine avukat Yassıkaya tepki göstererek, bunun bir isnat olduğunu, fişleme olarak tanımlanamayacağını savundu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal
Şengün de ''Ben soruyorum'' diyerek, ''Fişlemeden haberin var mı?'' diye aynı soruyu Yıldız'a yöneltti.
Yıldız, ''bu belgenin AK Parti tarafından kendisine verildiğini, partinin milletvekilleriyle ilgili yaptıkları bir çalışma olduğunu, değerlendirme yapması için kendisine iletildiğini'' söyledi. Yıldız, ''söz konusu bilgileri de milletvekillerinin sicil amirlerinin bilebileceğini, SESAR'ın böyle bir çalışma yapmasının mümkün olmadığını'' dile getirdi.
Cumhuriyet Savcısı, bunun üzerine ''AK Parti'nin aleyhine ifadeler var. Bir partinin kendisi için tanımlayamayacağı sözler kullanılmaktadır. Bu sizin için önemli bir savunma. Kimden aldığınızı söyleyin'' dedi.
İsmail Yıldız, ''AK Parti'nin 4 genel başkan yardımcısı ile görüştüğünü ve bu belgeyi kimden aldığını hatırlamadığını'' ifade ederek, ''O dosya, AK Parti tarafından milletvekillerini
analiz ettiği bir çalışmadır. Çok geniş bir çalışmadır. SESAR'a ait değildir'' şeklinde konuştu.
''Ben savunmamı yapmak için buradayım'' diyen Yıldız, şunları söyledi:
''O bilgiler bir partinin başkanının ihtiyaç duyduğu bilgilerdir. Bu belge, partinin kendi içinde yaptığı bir çalışmadır. AK Parti'nin bütünlüğünü korumakla ilgili analiz yazdım. Benden yorum yazmamı istediler, ben de yazdım. Faturasını da kesip partiye gönderdim. Bu benim mesleğim. Bu belgeyi internette yayınlamadım. Bu bir ticari ilişkidir. Bu işten para kazanıyorum. Bu belge AK Parti'nin kendi içerisindeki siyasal rekabetini gösterir. Hiçbir zaman hakaret kastıyla iktidara yüklenmedim. İktidara yönelik her türlü tenkit,
eleştiri 'halkı iktidara karşı isyana
tahrik' olarak değerlendirilemez.''
Yıldız, Cumhuriyet Savcısının, iş yerine ait güvenlik
kayıtları bulunup bulunmadığını sorması ve ''Varsa neden ibraz etmediniz?'' demesi üzerine, ''Soruşturmayı siz yürütüyorsunuz'' diyerek, kayıtlarla ilgili bir şey bilmediğini, eğer böyle bir kayıt varsa gözaltına alındığı gün polisin alması gerektiğini söyledi.