Korkmaz’a göre ‘Ulusalcı
bomba kardeşliği’nin kanıtlanması büyük gelişme. Üstelik de
Anayasa Mahkemesi
sürpriz bir karar verebilir…
Yeni
Şafak yazarı Tamer Korkmaz ile yaptığımız röportajın ikinci ve son bölümünde
Ergenekon’da gelinen son noktayı,
Nokta davasındaki tıkanmayı ve AKP’ye açılan
kapatma davasını konuştuk.
BOMBALAR ŞEHİRLERARASI YOLCULUK YAPIYOR!
Ergenekonda gelinen son noktaya ilişkin değerlendirmeleriniz kısaca nasıl? Bu işin sonu nereye gider?
Ergenekon soruşturmasının daha ileri noktalara gitmesi gerekir. Şu aşamada savcının ne yapacağı çok önemli. Önce iddianameyi göreceğiz.
Bugüne kadarki gelişmelerle Ergenekon-
Danıştay bağlantısı ortaya çıktı. Son iki yıldır yaşanan büyük provokasyonların birbirleriyle bağlantılı olduğu anlaşıldı.
‘Ulusalcı Bomba Kardeşliği’ kanıtlandı. Bir yandan da memleketimizin dört bir yanında bombalar şehirlerarası
yolculuk yapıyor. Son dönemde birçok provokasyon da son anda engellendi. Ergenekon’un başka şubelerinin de olduğu kesin…
28
Şubat’tan kalma BÇG fişlemelerini güncelleyen isimlerden birinin Emekli
Albay Fikri
Karadağ olduğunun ortaya çıkması ve bu kişinin Ergenekon soruşturması kapsamında
tutuklu bulunması önemli bir gösterge…
Sonuç olarak…
Tüm bunları şunun için söylüyorum: Ergenekon ve benzeri
darbeci yapılanmalarla ilgili büyük resme perde arkasında ulaşıldığını iddia ediyorum.
Ne var ki, yargının gerekenleri yapmaması bu noktadaki en büyük engel. Mesela, Danıştay tetikçisine müebbet veren
mahkeme Ergenekon-Danıştay bağlantısı kesinleştiği halde hadisenin devamını getirmedi. Burada bağlantı koparılmış oldu.
‘SARIKIZ’IN KOMUTANLARI YARGILANMALI’
Darbe günlükleri davasından Alper Görmüş beraat etti ama komutanların yargılanması hatta tanık olarak dinlenmesi bile mümkün olmadı. Davanın sonucu hakkında yorumlarınız neler?
Darbe günlüklerinin
emekli oramirale ait olduğu kesinleşti. Ardından Alper Görmüş beraat etti. Mahkeme
darbecilerle bu sonuç arasında da bir bağlantı kurmadı…
Savcılardan hala ses yok. Bu noktada Van Savcısı’nın başına gelenler hatırlatılıyor tabii. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı, günlüklerin Oramiral Örnek’e ait olduğunu tespit ettiren kişi. Hal böyle iken bu günlükler konusunun askıda kalmaması lazım.
Sarıkız-
Ayışığı kod adlı muhtıralar için
hazırlık yapan komutanlar yargılanmalıdır. Yargılandığı takdirde çok şey değişir. Ancak şu anda işin bu tarafı kapalı…
Sizce komutanlar yargılanabilir mi?
Yakın vadede değilse de, uzun vadede bu sürecin üzerine bütünüyle gidilmesi noktasındaki ümidimi koruyorum.
Şu husus sanıldığından çok daha önemli: Ergenekon bağlantılarının
seri şekilde ortaya çıkarılması daha önce hiç görülmüş bir hadise değildi.
Bu durum,
Türkiye’de statükonun hâkimiyetini yitirmesiyle birebir ilintili. O zaman, çetelerin üzerine gidilmesi sürecinin yani bu filmin devamı var demektir.
‘ANAYASA MAHKEMESİ ŞAŞIRTABİLİR’
AKP'ye açılan kapatma davasına içeriden ve dışarıdan sert tepkiler var. Sizce toplum dava sürecinde nasıl bir sınav verecek?
Sonuçta demokrasimizin kazanacağını düşünüyorum. Geçen yıl yaşadığımız olaylara bakarsak bu sonucun orada alındığını hatırlarız. 27
Nisan sanal muhtırasından sonra darbe bekleyenler de, ‘Gül
Çankaya’ya çıkamaz’ diyenler de hem yanıldılar, hem kaybettiler…
Mahkemenin kararı ne olur?
Anayasa Mahkemesi’nin geçen yıl 1
Mayıs’ta 9-2 ile 367 lehine karar verdikten iki ay sonra 5 Temmuz’da bu defa 367’nin de içinde bulunduğu
Anayasa değişikliği paketinin reddedilmesi istemi hakkındaki başvuruyu oylarken 6-5’lik bir karar verdiğini, bir başka deyişle 367’nin aleyhine bir karar vermiş olduğunu unutmayalım.
Yani…
Yani ‘Anayasa Mahkemesi’nden kesinlikle kapatma kararı çıkar’ diyenlere ‘Bu kadar garanti konuşmayın’ diyorum.
Bu noktada hükümetin elinde ne gibi kartlar var?
Hükümet bu konuda Anayasa değişikliği yoluyla neler yapılıp yapılamayacağını, nereye kadar gidilebileceğini değerlendirecektir. Bu çerçevede
erken seçim ihtimalini de hesaba katmak gerekir.
Türkiye’nin yeni yürüyüşünün 367’lerle, kapatma davalarıyla engellenmeye çalışıldığı, daha ziyade yargıyı
kontrol edenlerin refleksleri üzerinden girişilen bir
operasyon var.
Ancak bu çizginin
Ankara’nın yeni gidişatını engellemesi mümkün değil. Geçen yıl neler oldu ama her şey tersine döndü ve demokratik işleyişin yara alması için çabalayanlar kaybetti. Yine öyle olacak.
Türkiye belki bir miktar
vakit kaybedecek ancak statüko kalıntılarının anti-demokratik direnci
milli irade tarafından bir kez daha kırılacaktır.