ERGENEKON'DA KORKULAN OLUYOR ! Salı günleri Meclis'in en yoğun günü denebilir. Tüm partilerin grup toplantıları birkaç yüz metrekarelik alan içerisinde, art arda yapılıyor. Mekanlar yakın ama partiler arasındaki görüş ayrılıkları dağlar kadar. Toplumun bir kesimi ETÖ soruşturmasına başından bu yana muhalif. Ortaya çıkan bombalar, suikast planları, darbe hazırlıkları, günlükler de onları iknaya yetmedi. 12. Dalga'dan sonra da karşıt saflar daha da sıklaştı. ETÖ soruşturmasının özellikle CHP tabanında kemikleşmeye yol açtığını söylemek mümkün. İşte Baykal da bu durumun farkında ki son iki grup toplantısında ETÖ soruşturmasına olan muhalefetinde dozajı arttırdı. Hatta tarihe geçecek bir seçim vaadiyle iktidara geldiğinde 'bu işi sonlandıracağını' da söyledi. ETÖ muhalefeti yaparken toplumda kamplaşmaları körükleyecek bir üslup kullanmak telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Baykal öyle bir üslupla konuşuyor ki bu soruşturmadaki her şey usulsüz her şey kanunsuz. AK Parti cumhuriyet kurumlarıyla hesaplaşma içinde. Tam bir cadı avı sürdürülüyor. Aynı şekilde DTP'nin de tehlikeli bir söylemi var. PKK'ya yönelik operasyonu kendisine karşı yapılmış sayan DTP 'ithamlar suçsa hepimiz PKK'lıyız' diyor. Emine Ayna Meclis kürsüsünden tehdit bile etti. Üstelik de isim vererek. Oysa KCK operasyonu en çok DTP'nin işine yaramalı. Silahlı kanadın tasfiye edildiği, örgüt baskısının hissedilmediği bir siyasetin yolu açılıyor. Başbakan'ın dün yaptığı 'herkesi sorumluluk içinde davranmaya' çağırması önemli. Eğer siyasi hesaplarla sorumsuzca demeçler verilir, kişiler ya da kurumlar hedef gösterilirse toplum kamplara bölünür ki ETÖ soruşturmasının hedefinin tam aksi bir durum oluşur. BİZ SİZİ DÜŞMAN BİLİYORDUK ETÖ iddianamesinde yer alan 'naylon terör örgütü' kavramını destekleyen en önemli belgeyi dün yayınladık. 2001 yılına ait kriminal rapora göre Hizbullah'ın deposunda ele geçirilen silahlar daha önce de PKK tarafından kullanılmış. Yine Şırnak'ta, Hizbullah'a yönelik başka bir operasyonda ele geçirilen ağır silahların da jandarmaya kayıtlı olduğu ortaya çıktı. ETÖ sanığı Levent Ersöz döneminde, silahlar resmi yazıyla alınıyor ve dosya kapatılıyor. Bugüne kadar dile getirilen, itirafçıların anlattığı 'örgüt kardeşliği'nin somut belgesi bu raporla ortaya çıkmış oldu. Yani artık PKK-Hizbullah ilişkisi tez olmaktan çıkıp ete kemiğe büründü. Veriler tek başına yetmez ama önemli bir ipucu olduğu kesin. Doksanlı yılların ikinci yarısından itibaren bölgede ağırlığını arttıran örgüt için Cizre ve İdil 'saadet üssü' olarak anılıyordu. Söz konusu dönemlerde PKK ile Hizbullah arasında büyük çaplı bir çatışma yaşanmadı. Yani Hizbullah cephaneliğindeki 100'e yakın silahın çatışma sonrası PKK'lılardan elde edilmesi ihtimali zayıf. Üstelik de Hizbullah gibi bir örgüt 'sabıkalı silah'ı kullanmaz. PKK tarafından yapılan eylemlerinde kriminal inceleme sonucu kendine mal edileceğini bilir. Ayrıca silahların askeri kanat sorumlusunun evinde gres yağına batırılmış şekilde bulunması da önemli bir ayrıntı. Mekanizmalarının ayrılarak gres yağına yatırılmaları da uzun vadeli planlar için depolandığı gösterir. Hep söyledik, söylemeye devam edeceğiz. ETÖ soruşturması Türkiye'nin tarihindeki kirli sayfalardan arınmak için bir fırsat. Usül hatalarıyla gölgelenmeyecek kadar da hayati öneme sahip. Herkese düşen de sorumlu davranıp hukukun işini yapmasına fırsat vermek. KABİNE TOTO TAM GAZ Seçimlerden sonra Ankara'da herkes kabine toto oynuyor. Başbakan'ın ise bu konudaki ketumiyeti de malum. O açıklayıncaya kadar konuşulan her şey boş. Fakat Ankara kulislerine yayılan beklenti de şu şekilde; Başbakan 9 günlük tatili boyunca kapsamlı bir çalışma yaptı. Revizyonu seçime endekslemeyecek. Hem parti yönetimi hem de bakanlar kurulunda değişiklikler yapacak. Bunu da Perşembe günü ilan edebilir. Görünürde Çankaya'ya çıkmıyor. Fakat rutin dışı bir görüşme ve yeni kabine sürpriz olmamalı. Adem Yavuz Arslan / BUGÜN