İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca Şile'de yapılan kazılara ilişkin hazırlanan
iddianamede 4 sanığın '
Ergenekon terör örgütü üyesi olmak' suçundan cezalandırılması istendi.
İtirafçı olduğunu ve
JİTEM adına operasyonlara katıldığını belirten
sanık Ulaş Özel ifadesinde, Ergenekon sanığı
emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in cezaevine girmesinden sonra
Poyrazköy davası
tutuklu sanığı emekli
Binbaşı Levent
Bektaş'ın onun konumuna geldiğini söyledi. İddianamede, sanıklardan ele geçirilen çok miktarda
mühimmatın
Jandarma Genel Komutanlığı (JGK)'ya teslim edilen malzeme olduğunun tespit edildiği anlatıldı.
Ergenekon
soruşturması kapsamında Şile'de yapılan kazılarla ilgili olarak 1'i tutuklu 4 sanık hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. İstanbul
Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan iddianame, İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
İddianamede, 28 Temmuz 2010'da Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gelen bir ihbar üzerine sanıklardan
Ulaş Özel'in yaşadığı Başakşehir'deki evde
arama yapıldığı ve aramalarda kaleşnikof
silah, elden fırlatmalı roket ibareli aydınlatma fişeği, el
bombası gövdesi ele geçirildiği belirtildi. Burada ulaşılamayan Ulaş Özel'in daha sonra Altınoluk'ta yakalandığı ifade edilen iddianamede, Özel'in başka mühimmat da bulunduğunu söylediği kaydedildi. Yeniden yapılan aramalarda bol miktarda askeri malzeme ve çeşitli miktarda mühimmatla birlikte çeşitli tarihli Jandarma Genel Komutanlığı tarafından verilmiş takdirnamelerin bulunduğu anlatıldı.
İddianamede yer alan ifadesine göre; sanık Özel eski bir
TİKKO örgütü üyesi olduğunu anlattı. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanan, cezaevinde kaldığı süre ve sonrasında Jandarma
İstihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) isimli askeri kurumda çalışan Özel'e resmi kimlik ve silah verildi. Kırsal alanda silahlı
terör örgütleri ile JİTEM adına çatışmalara giren Özel, 2005 yılının sonlarına doğru devletin resmi görevlilerinin yönlendirmesiyle İstanbul'da bulunan Hüseyin Yanç ile irtibata geçerek
Okan İşgör'ün işyerinde çalışmaya başladığını söyledi.
İşgör'ün İBDA-C, Yanç'ın ise
PKK-Kongra/Gel üyesi olduklarını, ikisinin de itirafçı JİTEM üyesi olduğunu, Yanç'ın örgüt içindeyken
patlayıcı bomba yaptığını, İşgör'ün ise bomba yapımı konusunda Yanç'tan bilgi aldığını söyledi.
"ERGENEKON'UN ORTAYA ÇIKMASI İLE KULLANILDIĞIMI ANLADIM"
İşgör'ün yanında çalıştığı dönemde
iş yerine birçok resmi görevlinin geldiğini,
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan birçok şahıs ile kendisinin ve arkadaşlarının irtibatlı olduğunu anlatan Özel, İstanbul'a geldikten sonra
tanık oldukları ilişkiler ve irtibatlar, Ergenekon soruşturması ile ortaya çıkan gerçeklerle kendi konumundaki ki
şilerin iyi niyetlerinin suiistimal edildiğini, devlete
hizmet edileceği düşüncesi ile kandırıldıklarını anladığını kaydetti.
Okan İşgör'ün zengin birisi olarak lüks araçlara bindiğini, yanında Ergenekon sanıklarından
Muzaffer Tekin ve
Oktay Yıldırım'ın bulunduğunu anlatan Özel, Muzaffer Tekin'in emekli yüzbaşı olmasına rağmen yanına gelen emekli paşalar ve albayların bu şahsa saygı gösterdiklerini, 'komutanım' diye hitap ettiklerini, Tekin ve etrafındaki JİTEM'den ayrılan asker emeklisi grubun Büyükçekmece'deki bir cenaze töreni ve Etiler'de bir toplantıya katıldıklarını, bu şahıslar arasında
Veli Küçük'ün de bulunduğunu ifade etti.
İşgör ile Tekin'i emekli Yarbay Ömer Rıdvan Altınok'un tanıştırdığını,
avukat Kemal Kerinçsiz'le İşgör'ün görüştüğünü kaydeden Özel, o dönemlerde yapılan Cumhuriyet mitinglerine
katılım ve organize ile ilgili planlamalar yaptıklarını aktardı. İşgör'ün yanında daha çok koruması gibi bulunduğunu belirten Özel, birlikte gittikleri toplantılarda son yıllarda kamuoyunda Ergenekon soruşturması olarak bilinen soruşturmada isimleri geçen subayları gördüğünü söyledi.
"TEKİN CEZAEVİNE GİRİNCE BEKTAŞ YERİNE GEÇTİ"
2007-2008 yıllarında Muzaffer Tekin ve çevresindeki kişilerin cezaevine girdiğini anlatan Özel, sonrasında Okan İşgör'ün emekli Binbaşı
Levent Bektaş ile irtibata geçtiğini, kendisinin de Levent Bektaş'la arasının iyi olduğunu ifade etti.
Muzaffer Tekin'in cezaevine girmesinden sonra Levent Bektaş'ın onun konumuna geldiğini söyleyen Özel, İşgör'ün
telefonla ve yüz yüze sık sık
Veli Küçük ve Levent Bektaş ile görüştüğünü öne sürdü. Özel, Bektaş'ın illegal gruplarla irtibat kurmak için İşgör'ü kullandığını ifade etti.
"ŞİLE'DE SİLAHLI EĞİTİM YAPTIK"
Hüseyin Yanç ve Okan İşgör'le birlikte 2006-2008 yıllarında 3-4 sefer Şile
bölgesindeki ormanlık alana gittiklerini, yanlarında SAT'çı astsubaylar ve ismini bilmediği şahısların da bulunduğunu kaydeden Özel, burada silahlı eğitim yaptıklarını, bir seferinde bu şahısların kazma ve kürekle bir ağacın dibine gittiklerini, ama bir şey gömerken görmediğini anlattı.
2007 yılında Okan İşgör'ün kendisine devrettiği bir şirketin mutfak bölümünün gizli bölmesinde su
baskını sonrası silah ve mühimmatlar gördüğünü söyleyen Özel, bunları Okan İşgör'ün annesinin evinde sakladığını, İşgör'ün kendisine bu malzemeleri Yüzbaşı Ali Barış Sevindik'in alacağını söylediğini kaydetti. Evinde silah ve mühimmatlar yakalanınca korktuğunu anlatan Özel, bu konuda İşgör'e bilgi verdiğini İşgör'ün de olayın kendisine sirayet ettirilmemesini söylediğini ifade etti.
Kendisini teslim olduğu günden bugüne kadar resmi operasyonlarda kullanan, gayri meşru işlerde kendisinden faydalanan, kullandıktan sonra ortada bırakan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmak istediğini anlatan Özel, herhangi bir örgüt üyesi olmadığını ve kendisi hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını talep etti.
BEKTAŞ İLE 128 KEZ GÖRÜŞTÜ
İddianamede, Özel'in 29
Aralık 2007 ve 20
Mart 2009 tarihleri arasında Poyrazköy davası sanıklarından Levent Bektaş ile farklı numaralarda toplam 128 kez görüşme kaydının tespit edildiği belirtildi.
"ADİL SERDAR SAÇAN'A BİLGİ VERİYORDUM"
Ambarlı Limanı'nda nakliyecilik yaptığını belirten sanık Okan İşgör, 1998 yılında tehdit edildiğini,
haraç vermediği için silahla tarandığını, bunun üzerine
jandarmadan
yardım istediğini anlattı. İBDA-C
terör örgütünün kendisinden haraç istediğini öne süren İşgör, bunu jandarma istihbarata bildirdiğini söyledi.
Askerliğini yaptığı sırada tanıştığı
Ergenekon davası sanıklarından eski
emniyet müdürü
Adil Serdar Saçan'a da öğrendiği konuları haftalık olarak aktardığını ifade eden İşgör, 1998 yılında İstanbul TEM Şube'nin yaptığı İBDA-C operasyonunda tutuklandığını, cezaevinde bulunduğu dönemde de resmi görevlilere cezaevinde olup bitenleri aktardığını kaydetti.
İşgör, ayrıca Şile'de kazı yapılan arazinin
Orman İşletme Müdürlüğü'ne ait olduğunu,
Altay Lojistik firmasında turizm unvanı olmasından dolayı burayı mesire alanı yapmak için müracaat ettiklerini, ele geçen dökümanlarda yer alan resim,
harita,
kroki ve koordinat bilgilerinin 2006 senesinde bu yeri kiralamak için müracaatta bulundukları yere ait olduğunu, o zamandan bu yana içerisinde bunları sakladığını da anlattı.
İfadelerinde Kemal Kerinçsiz, Muzaffer Tekin ve Veli Küçük'ü tanımadığını söyleyen Okan İşgör'ün bu kişilerle telefon irtibatları olduğunun vurgulandığı iddianamede, İşgör'ün, 3 Ocak 2007 ve 20
Şubat 2009 tarihleri arasında Levent Bektaş ile 556 kere, Veli Küçük ile de farklı numaralardan toplam 9 kere, Kemal Kerinçsiz ile de 1 kez görüştüğü tespit edildi.
TDKP örgütünden kaçıp teslim olduğunu belirten sanık Hüseyin Yanç, cezaevinde örgüt mensuplarından baskı görünce
tünel kazarak 18 kişi ile kaçtıklarını belirtti. Şam'da kendilerini Abdullah Öcalan'ın karşıladığını ifade eden Yanç, Türkiye'ye geldikten sonra 1995 yılında tekrar güvenlik güçlerine teslim olduğunu söyledi.
İtirafçı olduğunu ve 12 yıl ceza aldığını kaydeden Yanç, cezaevindeyken Jandarma Özel
Harekat 5B timleri ile birlikte operasyonlara katıldığını ifade etti. 2005 yılında jandarmanın yönlendirmesiyle İstanbul'da Okan İşgör'e ait şirkette çalışmaya başladığını belirten Yanç, Levent Bektaş'ın ve birçok askerin İşgör'ün yanına gelip gittiğini söyledi.
Yanç, İşgör ile uyuşturucu işleri ile ilgili istihbarat alışverişi yaptıklarını kaydetti.
Sanık Yanç'ın telefon numarasının Poyrazköy davası sanığı emekli Binbaşı Levent Bektaş'ın telefonunda Hüseyin Ji şeklinde kayıtlı olduğu belirtildi.
"GENELKURMAY JİTEM YOK DEDİ"
İddianamenin "Şüphelilerin JİTEM ile olan irtibatları" başlıklı bölümünde Ulaş Özel'in JİTEM üyesi olduğu iddialarına ilişkin olarak
Genelkurmay Başkanlığı'ndan 6 Aralık 2010'da gelen yazısına yer verildi. Genelkurmay'ın JİTEM adında herhangi bir birim olmadığını belirttiği anlatılan iddianamede,
cevap yazısında Ulaş Özel'le ilgili er ve erbaşlık haricinde herhangi bir görevlendirme yapılmadığı, 25 Haziran 2005 tarihinde
Elazığ Kovancılar Jandarma Komando Özel Harekat Tabur Komutanlığı'ndan
terhis olduğu,
görev süresi içerisinde farklı tarihlerde 3 adet Jandarma Bölge Komutanı imzalı takdirname aldığına yer verildi.
ARİF DOĞAN: JİTEM'İ KANUNİ OLARAK KURDUM
JİTEM'i kurduğunu öne süren Ergenekon davası sanıklarından emekli
Albay Arif Doğan'ın soruşturma sırasında tanık olarak dinlendiğinin belirtildiği iddianamede, Doğan, JİTEM'i
kanuni olarak kurduğunu, görev alanının da Türkiye'nin tümü olduğunu söylediği belirtildi. 1990 yılında JTEM'in faaliyetlerinin durduğunu belirten Doğan'dan ele geçirilen belgelerde JİTEM'e dair birçok belgenin bulunduğu kaydedildi.
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan Poyrazköy sanığı Bektaş'ın ise sanık İşgör'ü işi nedeniyle tanıdığını, SAT Grup Komutanlığı'nda görevli ortak arkadaşları olduğunu söylediği belirtildi. İşgör'ün terör örgütü üyesi olduğunu bilmediğini, diğer sanıkları da İşgör'ün yanında
işçi olarak bildiğini belirten Bektaş'ın, ele geçirilen mühimmattan bilgisinin olmadığını söylediği ifade edildi.
İddianamede şu ifadelere yer verildi: "Ergenekon soruşturmaları kapsamında elde edilen örgütsel dokümanda JİTEM ile ilgili 'İnsan yapısındaki yapı taşları özellikleri dikkate alındığında asker/
sivil ayrımı yapılamayacağı ortaya çıkar' şeklinde yer alan ibare, şüphelilerin kısmi kabule dayanan
savunmaları, telefon
rehberlerinde yer alan birçok ortak kamu görevlisine ait telefon numaraları, Levent Bektaş'ın telefon rehber bilgilerinde Hüseyin Yanç'ın 'Hüseyin J' şeklinde kayıtlı olması, şüphelilerin Levent Bektaş ile olan yoğun irtibatları, Ergenekon soruşturmaları kapsamında ele geçen JİTEM ile ilgili dokümanlar birlikte değerlendirildiğinde şüphelilerin münferiden bir araya gelmedikleri, örgütün amacı doğrultusunda ve hiyerarşik yapı içerisinde hareket ettikleri değerlendirilmiştir."
"İŞGÖR, VELİ KÜÇÜK'LE ŞİRKET KURACAKTI"
İddianamede, Ergenekon terör örgütünün "Özel
Güvenlik Şirketleri" kurulması için faaliyette bulunduğuna dikkat çekilerek sanık Okan İşgör'ün Ergenekon sanıklarından Veli Küçük ile birlikte güvenlik şirketi kurma hazırlığında oldukları ve Küçük'ün
yönetim kurulunda görev alacağı anlatıldı.
İddianamede şu tespitlere yer verildi: "Her 3 şüphelinin haklarında devam eden soruşturma ve yargılamalar bulunan Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi kişilerle irtibatlı oldukları, örgüte yönelik soruşturmalar başladıktan sonra örgüte ait olduğu değerlendirilen silah ve patlayıcıların gizlenerek muhafazasına çalışıldığı, muhtemelen uygun ortam bulunup, örgütçe karar alındıktan sonra bu silah ve patlayıcıların ilerideki eylemlerde kullanılabileceği, her 3 şüphelinin örgütün genel stratejisine uygun olarak hareket ettikleri, çevrelerine kendilerini 'Derin Devlet' olarak adlandırılan yapının adamı olduklarını telkin ettikleri anlaşılmakla, her 3 şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütünün üyesi olduğu, şüphelilerden Yusuf Ethem Akbulut'un diğer şüphelilerle irtibatlı olduğu, Ulaş Özel ile birlikte Kazi Erdel isimli şahsın öldürülmesine yönelik eyleme dönülmeyen olaya iştirak ettiği, böylelikle şüphelinin de Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olduğu kanaatine varılmıştır."
"
MKEK BAZI MÜHİMMATIN TSK'YA AİT OLDUĞUNU RAPOR ETTİ"
İddianamede kriminal
raporlara da yer verildi. Şahıslardan elde edilen mühimmatın incelenmesi sonucu Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından hazırlanan raporda 44 adet
el bombasının MKEK tarafından 21 Şubat 2001 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı (JGK)'ya teslim edilen 5 bin adet el bombasından olduğu belirtildi.
Raporda 44 adet savunma
tipi el bombasının ise 25
Ekim 1999 tarihinde JGK'ya teslim edilen 5 bin 350 adet bombalardan olduğu kaydedildi. Bir adet el bombası tapasının ise 16 Şubat 2001 tarihinde Kara Kuvvetler Komutanlığı'na (KKK) teslim edilen mühimmattan olduğu ifade edildi.
İddianamede şüpheliler Ulaş Özel ve Hüseyin Yanç'ın "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak,
patlayıcı madde bulundurmak, ateşli silahlar kanununa muhalefet ve resmi evrakta sahtecilik" suçlarından 74 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Sanıklardan Okan İşgör'ün "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak, patlayıcı madde bulundurmak, ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçlarından 63 yıla kadar hapsinin talep edildiği iddianamede sanıklardan Yusuf Ethem Akbulut'un "Ergenekon terör örgütü üyesi olmak, ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçlarından 22,5 yıla kadar hapsi öngörüldü.