Karikatür, çizgiyle mizahın gücünü kullanarak yapılan bir muhalefet sanatı aslında. Bu muhalefet illa da
iktidardaki parti ile yapılmaz. Siyasete, düzene, sisteme, kültürüne, sanatına, sanatçısına, halkına ve hatta kendine bile muhalefet edebilir. 12
Eylül askerî
darbe döneminde gazeteler bazı haberleri açıkça yazamazken Gırgır mizahla,
karikatürle yazıyordu ve bazı gerçekler gazetelerden değil Gırgır'dan öğreniliyordu. Mizahla değiştirilerek yazıldığı için de direkt bir
yasak getirilemiyordu. Şimdi bu da nereden çıktı demeyin.
Son zamanlarda ülkemizde yapılan mizahla özellikle de mizah dergileriyle ilgili önemli bir ayrıntı dikkatimizi çekiyor. Bu dergiler, kuruluş amacı olan
muhaliflik tavırlarından sanki ödün vermeye başladılar. Zira son bir yıldır
gündemin ilk maddesi olan
Ergenekon olayı ile ilgili parmakla sayılacak kadar az gündem oluşturdular. Eşzamanlı
gözaltı operasyonları,
fırtına koparan günlükler, tutuklanan paşalar, hazırlanan iddianameler vs… pek azını kapaklarına taşıdılar. Halbuki çok değil bundan 12 yıl önce
Susurluk'ta benzer bir olay yaşanmış ve dönemin önemli mizah dergileri (Leman, Gırgır, Ustura, Öküz vs.) bu konuyu hep gündemde tutmuştu. Susurluk için
tehlike çanları çalan mizahçılar, bir anda sus pus oldu. Hatta o dönem Susurluk'un başrolünde oynayan Leman dergisi ‘Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık' kampanyasını başlatmış, bu konuda ciddi bir kamuoyu oluşturmuş ve Gırgır da bu olaya
destek vermişti.
Leman dergisinin genel müdürü
Tuncay Akgün, Susurluk olayını haftalarca işlediklerini, hatta o dönem bir Susurluk albümü hazırladıklarını söylüyor. Akgün'e Ergenekon'un üzerine neden Susurluk kadar gitmediklerini sorduğumuzda ‘Biraz daha bir şeylerin ortaya çıkmasını bekliyoruz.' yanıtını alıyoruz. Uykusuz dergisi yazı işleri müdürü Uğur Gürsoy ise benzer bir söylemle ‘Biz her şey netleşsin istiyoruz, konunun
Meclis gündeminde tartışılmasını bekliyoruz.' diyor. Halbuki Susurluk olayı da yıllarca askıda bir muamma olarak kalmıştı.
Yıllarca Gırgır, Fırt, Hıbır,
Limon, Hbr, Ustura gibi mizah dergilerinde çizdikten sonra şimdilerde
Star gazetesinde günlük çizimleri yayımlanan Ahmet Kesgin, mizah dergilerinin Ergenekon'a ciddi muhalefetlik ettiklerini düşünmüyor. Kesgin ‘İşin içinde iktidar diye tanımladığımız kravatlı tipler olunca başımız belaya girmesin anlayışı olabilir.' diyerek açıklıyor. Yine Kesgin'e göre, mizah yapmak için bir şeylerin netleşmesini beklemek çok
komik olur.
Sabah gazetesindeki Bizimcity ve Sizinkiler'deki çizimlerinden tanıdığımız
Salih Memecan ise durumu ‘Ergenekon'u çizmiyorlar veya ciddiye almıyorlarsa öyle düşündükleri içindir. Ben bu konuda onlardan farklı düşünüyorum, farklı şeyler çiziyorum' şeklinde yorumluyor.
Anlıyoruz ki bazı mizah dergileri muhalif tavırlarını Ergenekon'a karşı kaybetmiş durumda. Bakalım söyledikleri gibi konu Meclis gündeminde tartışıldıkça ve olay çözüldükçe cesurca mizah yapabilecekler mi?
Ergenokon'u ciddiye almıyorlarsa öyle düşündükleri içindir
Salih Memecan (Sabah Gazetesi mizah çizeri): Mizah dergilerini sanki tek bir sesmiş gibi gruplandırmak yanlış. İçlerinden bazıları, belki de çoğu, Ergenekon'u çizmiyorlarsa veya ciddiye almıyorlarsa öyle düşündükleri içindir. Ben bu konuda onlardan farklı düşünüyorum, farklı şeyler çiziyorum. Bence herkes istediği gibi düşünüp istediği gibi de çizebilmeli. Beğenmiyorsak okumayız.
***
İş çizmeye gelince 'girmemek lazım' diye düşünürler
Ahmet Kesgin (Star Gazetesi mizah çizeri): İşin içinde asker ve bürokratlar olunca 'Başımızı niye belaya sokalım, mahkemelerde sürünelim, tatsız şeyler yaşayalım ki şimdilik geçinip gidiyoruz' düşüncesi içinde olabilirler. Aslında bütün mizahçılar kendi aralarında konuştuğunda 'Ya hocam biz de biliyoruz ama ne yapacaksın?' serzenişini duyarız, ama iş yazıp çizmeye geldiğinde 'girmemek lazım' diye düşünürler. Eğer mizah yapmak için çok şeyin netleşmesini beklersek hiçbir şey yapamayız.
***
Ergenekon'da hiç kimseye kefil olmadık
Uykusuz Dergisi Yazı İşleri Müdürü Uğur Gürsoy: Biz operasyon kapsamında gözaltına alınan hemen hiç kimseye kefil olmadığımızı ortaya koyduk. Ayrıca tam olarak anlamadığımız bir konu hakkında daha ne kadar net olabiliriz ki? İki siyasi liderin karşılıklı olarak savcılığını ve avukatlığını üstlenmekle tereddüt etmediği bir konu hakkında, hele ki ortada inanılmaz belgeler uçuşuyorken ve iki taraf da konuyu sulandırmak için bilerek ya da bilmeyerek elinden geleni yapıyorken, biz darbe konusunun Meclis gündemine alınmasını savunuyoruz. Biz her şey netleşsin istiyoruz. Konunun Meclis gündeminde tartışılmasını bekliyoruz.
***
Duruma bakışımız Susurluk'tan farklı olacaktır
Tuncay Akgün (Leman Dergisi Genel Müdürü): Susurluk zamanında Leman'da çok şey yapıldı. Mesela karanlık eyleminin şartelini Can
Yücel indirdi. O süreçten zarar görmüş insanlar vardı ve bu konuyu biz haftalarca işledik. Şimdi Ergenekon süreci başladığında liberallerle, ulusalcılar arasında bir savaş var gibi görünüyor, ama bizim bu duruma bakışımız Susurluk sürecinden farklı olacaktır. Leman dergisi kendini liberaller, sol liberaller, ulusalcılar, AKP yanlısı ya da başka birtakım tarikat bağlantılı savaşa göre konumlamayacaktır. Kendi perspektifinden bakacaktır, onun için kimse bizden böyle bir şey beklememeli.
ZAMAN - CUMAERTESİ