Amerikan filmlerinde izlenen
duruşma salonu sahneleri
Ergenekon davasında gerçek oldu. Ergenekon
terör örgütüne yönelik dava, Türkiye'nin yakın geçmişteki karanlık tarihi ile hesaplaşmasına olanak tanırken,
mahkeme salonunda yaşanan ilginç enstantaneler de hafızalara kazındı.
Sadece 10 gün 2455 sayfalık Ergenekon iddianamesinin okunması sürdü. 18'nci duruşmaya gelindiğinde dava, kendi
yıldızlarını da yarattı. Dava aşkları, davanın yıldız sanığı, davanın en popüler
avukatı ve davanın en romantik anları gergin geçen duruşma trafiğinde gülümseten detaylarını oluşturdu. Duruşma salonunun aşk mekanı bile oluştu. Duruşma salonun ortasındaki
beton kolon 'Aşk direği' olarak tarihe geçti. İşte, 46'sı
tutuklu 86 sanığın yargılandığı ve 18'nci duruşmaya kadar gelinen Ergenekon'da bazen gülümseten, bazen şaşırtan duruşma enstantaneleri.
TURİZM PATLAMADI
Ergenekon davasının görülmesine 20 Ekim'de başlandı.. Seyyar satıcılar, sanığı bol dava için günler öncesinden hazırlandı. Oteller, avukat ve basın ordusunu çekebilmek için 'Çatıdan net çekim, ücretsiz sauna' hizmeti bile sundu. Ama nafile. İlk günün kalabalığı sonraki günler yerini terk edilmişliği bırakınca, ne işportacı ne de otelciler umduğunu bulamadı.
Cezaevinin dışında sadece
canlı yayın araçları ve yapan televizyoncular kaldı.
Minibüsçüler bile sinek avladı.
BİR DEDEKTİFLER EKSİK
Amerikan filmlerindeki duruşma sahnelerini andıran Ergenekon davası, çapraz
sorgu, müdahil avukatların
sanıklara yönelttiği sorularla hararetli
tartışmalara sahne olurken, sanık avukatlarının 'İtiraz ediyorum. Bu sorunun Ergenekon'la ilgisi yok. Başka soru sorulsun' sözleri, Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün'ün 'İtiraz kabul edilmiştir' sözlerini, izleyiciler nefesini tutmuş bir şekilde izliyor. Sadece Amerikan filmlerinde avukatların savcılarla verdiği mücadelesinde dedektiflerin duruşma salonuna aniden şok bir
tanık getirmesi, şok
belge sunması eksik.
MÜBAŞİRİ TANIMAK ZOR
Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunun
mübaşiri yine Beşiktaş'taki
İstanbul Adliyesi'nin Ergenekon davasına
bakan 13.
Ağır Ceza Mahkemesi'nin mübaşiri. Ancak, burada üzerinde mübaşir kıyafeti yerine
takım elbise var. Mahkemede söz almak isteyen sanıklara ve avukatlara da yine gardiyanlar
mikrofon uzatıyor. Mikrofonun bir o tarafa bir bu tarafa dolaştırılması, TV'de yapılan tartışma programlarını anımsatıyor.
Avukattan kitap promosyonu
Vedat Yenerer'in avukatı
Vural Ergül,
Tuncay Güney'i anlattığı “Ergenekon'un Hahamı” isimli kitabından birer adet duruşmayı izleyen gazeteciler ile sanıklardan
Doğu Perinçek, Kemal Kerinçsiz,
Veli Küçük'e verdi.
Vural Ergül'ün, kitabına, tutuklu sanık Veli Küçük'e hitaben; “Değerli komutanım! Umarım kitapta niçin Silivri'de olduğunuzu anlayacaksınız” diye yazması dikkat çekti.
O DİREĞİN ALTINDA...
Mahkeme başkanının ara verdiği dakikalar en çok davanın tutuksuz sanığı Güler Kömürcü ve cezaevinde evlendiği eşi tutuklu sanık
Zekeriya Öztürk'ü sevindiriyor. Duruşma salonunda sanıklara ayrılan yerin tam ortasında beton bir kolon geçiyor. Bu beton direğin hemen altındaki sanık sandalyesinde Zekeriya Öztürk oturuyor. Öztürk'ün hemen arkasındaki sırada ise Kömürcü. Mahkeme başkanı davaya ara verince çiçeği burnunda evli çift hemen hasret gidermeye başlıyorlardı.
Atılma rekortmeni
Ergenekon davasında duruşma salonunun yıldızı Hüseyin Görüm oldu. Namazını bile duruşma salonunda kılan Hüseyin Görüm ile Mahkeme Başkanı
Köksal Şengün arasında geçen diyaloglar ise 'Talk-show'culara taş çıkartacak cinsten. Parmağı sürekli havada olan Hüseyin Görüm, söz almadan bağırıyor. Ve sonunda dışarı atılıyor.
Muzaffer Tekin'e 'Evet-hayır' soruları soran Görüm, Mahkeme Başkanı 'Hadi Hüseyin bitir artık' diyor. Hüseyin Görüm ise 'Sadece
evet-hayır bitireceğim. Efendim ben size anlatacağım' deyince salonda kahkaha kopuyor. Görüm, cezaevindeki su krizini bile duruşma salonuna taşıyor. Oturduğu yerden söz almadan bağıran Görüm'ün tavrı üzerine Şengün, Görüm'ü salondan atıyor. Böylelikle Görüm, dışarı atılma rekortmeni oluyor.
Mahkeme Başkanı'nı sinirlendiren hobiler
Mahmut Öztürk duruşmadaki savunmasında sanıklardan
Oktay Yıldırım'ın çok güzel kitap okuduğunu, kendisinin ise 'Çalışmayı, üretmeyi ve imal etmeyi' sevdiğini söyleyerek, cezaevi hobilerini anlatmadan geçemiyor. Mahmut Öztürk, hobilerini savunmasını yaparken birkaç defa tekrarlayınca, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün 'Anladım, sen kitap okumanın dışında ticaretin hepsinde varsın' deyince salondakiler, gülmeye başlıyor.
YENİŞAFAK