'Operasyon
Ergenekon' isimli kitabıyla dikkatleri üzerine çeken
Star Gazetesi
Ankara Temsilcisi Şamil
Tayyar, bu hafta içinde yeni eserini piyasaya çıkarmaya hazırlanıyor. Serinin, Timaş Yayınları'ndan çıkan ikinci kitabının adı 'Gölge İktidar Bir Numaranın İzinde'. Çalışmasıyla ilgili ipuçları veren Tayyar, Ergenekon'un ne Agharta'ya uzandığını ne de Can Dündar'ın tanımına uyduğunu söylüyor. "Bir numara hâlâ ortaya çıkartılamadı. İddianamede bir numara yok." diyen Tayyar,
soruşturmada da askerî kanadın henüz deşifre edilmediğini iddia ediyor.
Operasyonun '
derin devlet' algısıyla özdeş hale geldiğini söyleyen
Şamil Tayyar, kavram geniş anlamıyla yorumlandığında Ergenekon'un İttihat ve Terakki'ye kadar uzanan ve
darbe kültüründen beslenen halkalar bütünü olduğunu belirtiyor. Bugün
dava konusu olan Ergenekon ise soruşturmadaki
belgelere göre 1999 yılında kurulmuş. Bugünkü oluşumun
Ulusalcı-
Milliyetçi-Kemalist düşünce kokteyline sahip olduğu üzerinde duran Tayyar, şu bilgileri veriyor: "Kadroları 28 Şubat'taki Batı Çalışma Grubu'ndan (BÇG) farklıdır. Bir nevi, daha kapsamlı şekilde BÇG yerine ikame edilmiştir.
Askerî ve
sivil unsurları var. Şu anda yargı önüne çıkarılanlar,
emekli paşalar dahil 'Lobi' adı verilen Ergenekon'un sivil kanadıdır.
Askerî unsurlarla ilgili liste, soruşturmayı yürüten savcılar tarafından periyodik olarak, İstanbul'daki 1.
Ordu Komutanlığı üzerinden
Genelkurmay Askerî Savcılığı'na gönderilmiştir. Asker,
Ergenekon soruşturmasıyla 29
Ağustos 2007 tarihinden itibaren resmi olarak ilgilenmekte, bilgi ve belge almaktadır."
Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınanlar arasında, bir numaranın olmadığını aktaran Şamil Tayyar, böyle bir
operasyon için daha üst düzey mutabakata ihtiyaç olduğu düşüncesinde. Tayyar, başta
CHP olmak üzere muhalefet ve medyanın önemli bölümünün Ergenekon'un üzerine gitmemesinin temel nedenini ideolojik buluyor. Susurluk'taki tüm iddiaları sorgulayanların Ergenekon'da sınıfta kaldığını anlatan yazar, mevcut Ergenekon'un, Ulusalcı-Kemalist yapısıyla derin devletin sol yanağı olduğunu ifade ediyor.
Sol yapının ezberi bozuldu
Şamil Tayyar, "
Sanat, kültür ve
iletişim sektöründeki
egemen tutucu sol yapı, bize şimdiye kadar derin devletle özdeşleştirilen Özel
Harp,
Gladyo, Rüzgar Gülü, Kontgerilla gibi kavramların içini '
ülkücü/milliyetçi' isimlerle doldurmuştu. Şimdi bu ezber bozuldu." diyor. Tayyar, adli yargılamayı etkileme riskini dikkate alarak kitabını
iddianame öncesinde çıkarmayı uygun gördüğünü ifade ediyor.
Gazeteci yazar Şamil Tayyar, yazıları sebebiyle
mail yoluyla tehdit mesajları aldığını anlatıyor. Tayyar, "
Tehdit almak, elbette kolay kabullenilebilir bir durum değil.
Ankara Emniyeti, başvurumuz üzerine yaptığı istihbarat çalışmalarından sonra koruma tahsis etti. Attığım her adımda yanımda bir polisin olması
özgürlük alanımı daralttı. Ergenekon soruşturması hayatımı tamamen değiştirdi." ifadelerini kullanıyor. Şamil Tayyar hakkında, 'Operasyon Ergenekon' adlı kitabında 'soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği' ve 'adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği' iddiasıyla soruşturma açılmıştı.
Soruşturmayla,
faili meçhuller de tartışmaya açıldı
Son dönemde yazdığı yazılarla şimşekleri üzerine çeken Can Dündar'ın hayal kırıklığı yaşadığını bildiren Tayyar, bunun yazarın misyonunun deşifre olmasından kaynaklandığını anlatıyor. Tayyar, "Bugünkü Ergenekon, 12
Mart Muhtırası ile
tasfiye olunan 9 Mart cuntasının
AK Parti iktidarında hortlamasıdır. Susurluk'la derin yapının sağ kanadı, şimdi sol kanadı kırıldı. Çeteleri ideolojik tasnife tabi tutmadan üzerine gidebilirsek, Türkiye'de tarihî arınma süreci başarıyla sonuçlanabilir." diyor. Ergenekon'la darbe senaryoları başta olmak üzere geçmişteki bazı karanlık olayların ve faili meçhul cinayetlerin tartışmaya açıldığına dikkat çeken gazeteci, bunun soruşturmanın görünmeyen gizli sonucu olduğunu bildiriyor.
Nergihan Çelen