Ergin kardeşlerin
avukatları aracılığıyla gönderdikleri dilekçede
isyanda 6 kişinin ölmesinden sorumlu tutulan dönemin İçişleri Bakanı
Sadettin Tantan,
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk,
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali
Suat Ertosun'un 'görevi kötüye kullanma, belli yükümlülüğün
ihmali ile ölüme neden olma' suçlarından cezalandırılması istendi.
Edirne F Tipi Cezaevi'nde
tutuklu olan
Nuri Ergin ile
Kandıra 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu olan kardeşi Vedat Ergin'in avukatları Hikmet Çarboğa, 1
Nisan'da
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet dilekçesi verdi. Dilekçede dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Adalet Bakanı
Hikmet Sami Türk, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü
Ali Suat Ertosun, İstanbul MİT Bölge Başkanlığı, İstanbul İl
Jandarma Komutanlığı, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin
Uşak Cumhuriyet Başsavcısı Kürşat Kayral ve Uşak Valisi Ayhan
Çevik şüpheli olarak gösterildi. Ergin kardeşlerin 2000 yılında Uşak Cezaevi'nde meydana gelen isyandan dolayı halen yargılandıkları belirtildi. Avukat Çarboğa, bu davanın son duruşmasında mahkemeye bir dilekçe sunduklarını belirterek mahkemeye sundukları bu dilekçede, "Uşak Cezaevi'nde 1
Kasım 2000 günü çıkan ve iki gün süren isyan olayından aylar önce devletimizin resmi kurumları arasında bir
takım yazışmalar yapılmış ve Uşak Cezaevi'nde müvekkillerime yönelik silahlı
eylem yapılacağı bildirilmiştir" dediklerini ifade etti. Çarboğa, dönemin İstanbul
Emniyet Müdür Yardımcısı Niyazi Palabıyık, İstanbul
Organize Suçlar Müdürü
Adil Serdar Saçan, İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'in çeşitli makamlara yazdıkları yazılarla
suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın Nuri ve Vedat Ergin'e silahlı eylem hazırlığı içinde olduğunu bildirdiklerini kaydetti.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'ne10 ve 16 Nisan 2000'de başvurarak can güvenliği yönünden başka bir cezaevine nakledilmeyi istediklerini anlatan Çarboğa, "Müvekkillerime yönelik yapılacağı aylar öncesinde Türkiye'de duymadık ve bilmedik hiçbir resmi kurum, makam ve yetkili kalmamış olmasına rağmen bir önlem alınmamıştır" iddiasında bulundu. Dilekçede "Şüpheliler, bulundukları konum itibariyle koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişilerdir. Kendilerine bildirilen hususlarda, alacakları önlem ve tedbirler çok kolay ve basitken hiçbir girişimde bulunmamışlar, görevlerini ihmal etmişler ve ölümlere neden olmuşlardır. Kendilerine eylem yapılacak kişileri başka cezaevine nakletmek gibi çok kolay uygulanabilecek tedbiri dahi almamışlardır." denildi.
Şüphelilerin üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı Uşak Cezaevi'nde 1 Kasım 2000 tarihinde isyan çıktığının ve 6 kişinin öldüğünün öne sürüldüğü dilekçede, tüm bu olayların aydınlığa çıkması açısından şüphelilerin kendilerine bilgiler ulaştığında ne yaptıklarının ve yapmadıklarının irdelenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Dilekçede şüpheliler hakkında ihmal nedeniyle ölüme neden olmaktan dolayı
soruşturma yapılması ve cezalandırılmaları talep edildi.
CİHAN