Protokollerin ‘gizli' ön şartı
Hükümet,
Kürt açılımının ardından ezber bozan bir hamle daha yaptı.
Büyük bir siyasi risk alarak "
Ermenistan açılımı" gerçekleştirdi.
İki açılımın şok dalgaları uzun süre devam edecek.
Bağımsızlığından bu yana diplomatik ilişki kuramadığımız
Ermenistan ile uzlaşmanın kapısını ilginç bir şekilde "milli maç" açtı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
Eylül 2008'de Erivan'a, Ermenistan-
Türkiye Milli maçını izlemek üzere gitmesiyle başladı süreç.
Kurşun geçirmez camın arkasından izlenen maç buzların erimesine sebep oldu.
ABD'nin arabuluculuğunda Türkiye ve Ermenistan temsilcileri, İsviçre'de bir araya gelmeye başladı.
2
Nisan 2009'da iki ya da üç
protokol imzalanması konusunda mutabakata varıldı.
7 Nisan'da ABD Başkanı
Barack Obama Türkiye'ye geldiğinde aslında uzun bir mesafe alınmıştı.
22 Nisan'da Türk
Dışişleri Bakanlığı, Ermenistan ile "Yol Haritası" konusunda mutabakata vardıklarını açıkladı.
Seçilmeden önce 1915 olaylarını "soykırımı" olarak niteleyen Obama, gelişmeler üzerine
24 Nisan bildirisinde yaşanan trajedi için bu ifadeyi kullanmaktan kaçındı.
***
Ancak Ermenistan ve Türkiye, varılan mutabakatın neticesinde protokolleri imzalamayı ertelediler.
"Yol Haritası"nı beğenmeyen
iktidar ortağı Taşnak Partisi, Ermenistan'da hükümetten çekildi.
Azerbaycan da gelişmelere büyük reaksiyon gösterdi.
Sonunda
Başbakan Erdoğan, bizzat Bakü'ye giderek Azeriler'e "Karabağ" konusunda güvence verdi.
Protokollerin dün açıklanması toplumsal şartların olgunlaştığını gösteriyor.
Protokol işlerse, iki ay içerisinde sınır açılmış olacak.
Ermenistan lideri
Sarkisyan da yürüyerek Bursa'daki rövanş maçına gelecek.
İki
ülke arasında diplomatik ilişkiler başlayacak.
Sınırlar karşılıklı tanınacak.
İlişkilerin daha da geliştirilebilmesi için komisyonlar kurulacak.
Öğrenci ve akademisyen değişimi yapılacak.
Ticari ilişkiler artacak.
Türkiye'nin uzun süredir istediği gibi, tarihçiler iki ülke arşivlerinde incelemeler yapacak ve 1915 olaylarına da ışık tutacak.
***
Protokol iki ön şartı yok ediyor.
Ermeniler, Karabağ'ın ön şart olmasını istemiyordu.
Türkiye de soykırımının tanınmasını...
Her iki ülke de istediğini büyük oranda aldı.
Nüfusunun dörtte biri yurtdışına göç eden Ermenistan, böylece
ekonomik hayat sahası bulacak.
Türkiye, ABD ve Avrupa'da sürekli karşısına çıkarılan bir sorunu daha çözmüş olacak ve yeni bir pazara açılacak.
Ortada tam bir "kazan-kazan" anlaşması var.
***
Ancak her şeye rağmen varılan anlaşmanın en zayıf noktası: Karabağ.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham
Aliyev dün "kelime oyunu yapılıyor" diyerek Türkiye'ye tepkisini gösterdi.
Azerbaycan topraklarının dörtte biri Ermeniler'in işgali altında...
800 bin Azeri 15 yıldır mülteci olarak yaşıyor.
Ermenistan, bir iyi niyet göstergesi olarak işgal ettiği 6 bölgenin en azından 5'inden çekilmezse, bu protokollerin TBMM'den geçmesi çok zayıf bir ihtimal.
Çünkü imzaya açılan protokoller "uluslararası antlaşma" statüsünde olduğu için
Meclis onayı zorunlu.
Böylece
futbol maçıyla başlayan
diyalog, "
hakem kararı" ile sona ermiş olur.
Türkiye'nin Ermenistan ile kuracağı iyi ilişkilerden sağlayacağı milli menfaatler, Azerbaycan ile güçlü ilişkilerden sağladığı milli menfaatlerin çok çok gerisinde.
Kim ne derse desin! "De facto" olarak Karabağ bu protokollerin "gizli" ön şartıdır...