Yargı görevinin tam bir tarafsızlıkla yapılması gerektiğini belirten Terzibaşıoğlu, bunun da yetmeyeceğini, güven hissinin kamuoyuna yansıtılmasının şart olduğunu vurguladı. Bu konuda
HSYK'nın iyi görüntü vermediğine dikkat çeken Terzibaşıoğlu, "Yargıçların görev duygusuyla hareket etmeleri
vefa duygusundan mutlaka önde gelir." dedi. Ardından da şu ölçüyü verdi: "Nasıl ki, bir davanın yargıcı o davanın tarafları veya tarafların yakınları yahut avukatları ile oturup kalkamaz. HSYK'nın esasen yüksek
yargıç statüsünde olan üyelerinin de tarafsızlıklarına gölge düşürücü kişilerle bir arada görülmeleri hem kendilerinin hem mesleğin itibarını sarsar."
Ertosun'un "İstifayı gerektirecek bir durum yok." sözleri- ni de eleştiren Terzibaşıoğlu, kendiliğinden görevden çekilmemesi halinde
kararnameye konu olabilecek hakim ve savcılarca reddedilmesinin gündeme geleceğini kaydetti.
Eski HSYK Başkan Vekili, bu üyelerin davranışlarının suç teşkil etmesi halinde Yüce Divan'da yargılanabileceklerine dikkat çekti. Hakkı Süha Terzibaşıoğlu, HSYK'nın da iyi bir sınav vermediği görüşünde.
Kurul'un son kararname çalışmalarında tarafsızlığına gölge düşürdüğünü anlatan Terzibaşıoğlu, "Özellikle, hakim ve savcıların güvencesi olması, 'arkamda Kurul var' cesaretiyle cübbelerini giymeleri gerekirken, Kurul bu güvenceyi verememiş. Adalet bakanı ve müsteşar, güvenceleri olduklarını göstermişlerdir." ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanlığı, 14 bin
dosya için bozma talebinde bulundu; HSYK'nın
yetkisi yok
Adalet Bakanlığı'nın 2008 yılına ait verileri, HSYK'nın 'yetki gaspı girişimi'ne
cevap niteliği taşıyor. Bakanlık, geçen yıl 14 bin 17 dosya için '
kanun yararına bozma talebinde' bulundu.
Yargıtay, dosyaların yüzde 94'ü hakkında bakanlığın talebine uygun karar verdi. Yıl sonuna kadar sonuçlandırılamayan bin 201 dosya ise 2009 yılına devretti.
Eski Yargıtay Savcısı
Ahmet Gündel, HSYK'nın 'kanun yararına bozma' diye bir yetkisinin olmadığına dikkat çekiyor. Gün- del, Kurul'un geçmişinde de böyle bir şey olmadığını vurguluyor.