Eser Karakaş'tan dikkat çeken tespit

Prof Dr. Eser Karakaş, 20 Mart Twitter'ın kapatılmasını, 27 Nisan 2007'de Genel Kurmay'ın sivil siyasete muhtıra vermesi gibi ifade özgürlüğüne bir saldırı olarak niteledi.

Eser Karakaş'tan dikkat çeken tespit

  • "Dün, 27 Nisan muhtırasında seslerini yükseltenler 20 Mart ifade özgürlüğü yasağında yoklar"
  • "20 Mart ise ifade özgürlüğünün kitlesel bir alanda sınırlanması anlamında çok önemlidir."
  • "Twitter’a getirilen genel sınırlama, Anayasa’nın 13. maddesine aykırıdır"
Gazeteci-Yazar Prof. Dr. Eser Karakaş 27 Nisan malum Genelkurmay muhtırasıyla 20 Mart Türkiye’de Twitter’ın kamu otoritesi tarafından yasaklandığı tarih olduğunu belirterek, 27 Nisan 2007'de askeri muhtıra kaşısında dik duranların bu gün twitter yasağını savunmalarını eleştirdi. 

Prof. Dr. Eser Karakaş, Zaman gazetesinde yayınlanan yazısında, her iki tarihin de sembolik anlamda çok önemli olduğunu ifade ederek, "27 Nisan muhtırası, AK Parti’nin tarihimizde ilk kez bir askeri muhtıra karşısında bir siyasi kadronun seçmenlerinin, vatandaşlarının hukukunun çiğnenmesini engellemek için güçlü durabildiği tarihtir, 20 Mart ise ifade özgürlüğünün bu kadar kitlesel bir alanda sınırlanması anlamında çok önemlidir." dedi. 

20 Mart Twitter’ın yasaklanması ya da engellenmesi olayı da ifade özgürlüğüne yani yine hukuk devletine, geçici de olsa, çok büyük bir darbe olduğunu dile getiren Karakaş, "Bugün, yani 20 Mart 2014 tarihinde Twitter yasağı ya da genel engelleme karşısında seslerini çok güçlü çıkaranların çok önemli bir bölümü 27 Nisan muhtırası arsızca verildiği zaman ya sütre gerisine çekildiler ya da bu iğrenç, her satırı cehalet kokan muhtırayı açıktan desteklediler" diye konuştu. 

Dün, 27 Nisan 2007 tarihinde, cesurca seslerini yükseltenlerin önemli bir bölümü de 20 Mart ifade özgürlüğü yasağında ortadan kayboldular" diyen Prof. Dr. Eser Karakaş, aynı arkadaşlardan Twitter yasağını eleştirenlerin bir bölümü de son derece mahcup kelimelerle, ifadelerle bu yasağı konuşabildiler. Kanımca, bu durum, Türkiye’nin en büyük şanssızlığıdır, en büyük handikabıdır, oysa, durum son derece açıktır." şeklinde konuştu. 


"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE CİDDİ BİR SALDIRIDIR"

"27 Nisan muhtırası Cumhuriyet’in özüne tecavüzdür, 20 Mart Twitter yasağı ise ister geçici, ister kalıcı olsun, ifade özgürlüğünün özüne bir saldırıdır. Anayasamız bile, yani Kenan Evren Anayasası bile, 13. maddesinde şöyle der: “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bagˆlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyet’in gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Demokratik hukuk devletlerinde siyasi yarış tüm yarışmacıların meşruiyet alanı içinde kaldığı, siyasi yarışa konu olan davaların da kendi içlerinde meşru oldukları bir yarış olmak zorundadır."

"MEŞRU SİYASETİN DIŞINDA"

Başta da belirttiğim iki konu, biri 27 Nisan muhtırası, ikincisi de 20 Mart Twitter yasağı, her ikisi de meşru ve yasal olmayan durumlardır, bu satırlar kaleme alınırken de zaten İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı almış bulunmaktadır, bu nedenden de demokratik bir hukuk devleti vatandaşı hem 27 Nisan 2007 muhtırasına hem de 20 Mart 2014 Twitter yasağına ya da engellemesine beraber karşı çıkmak zorundadırlar, çünkü her ikisi de meşru siyaset yapma yöntemlerinin dışındadır.

Yine yukarıda belirttiğim gibi, Türkiye’nin en sıkıntılı yanı bizim ülkemizde yurttaşların kahir ekseriyetinin maalesef bu iki siyaseten meşru olmayan konudan birine yakın durmalarıdır; oysa gerçek bir demokratik hukuk devletinde vatandaşların çok büyük bir bölümü her ikisi de meşru olmayan alternatiflere karşı çıkarlar."
<< Önceki Haber Eser Karakaş'tan dikkat çeken tespit Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER