Sivas Aile Mahkemesinde
dava açan eş, kocasının kendisinin rızasını almadan
aile konutunu satması üzerine, üçüncü kişiler üzerindeki tapu kaydının iptali ve eşi üzerine tesciliyle taşınmaza ''aile konutu'' şerhi konulmasını talep etti.
İlk yargılamada davayı kabul eden yerel
mahkeme,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararı usul yönünden bozması üzerine, ''satın alan kişilerin, tapu kaydına göre konutun aile konutu olduğunu ve davacı eşin hilafına satıldığını bilmedikleri, bu kişilerin iyi niyetinin korunması gerektiği'' gerekçesiyle davayı reddetti.
Sivas Aile Mahkemesinin, kararın tekrar bozulması üzerine ilk kararında direndi.
Davacı eşin yaptığı temyiz başvurusu üzerine
dosya Yargıtay Hukuk Genel
Kuruluna geldi. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını bozdu. Kurul, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde ''aile konutu şerhi''nin düzenlendiğine ve buna göre ''eş rızası'' şartı arandığına ve şerhin yokluğunda üçüncü kişilerin iyi niyetinin aranmasına gerek olmadığına işaret etti.
''Aile konutu, eşlerin bütün
yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve
tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alandır'' denilen Hukuk Genel Kurulu kararında, eşlerin, bu kadar önem taşıyan bir mal varlığıyla ilgili tek başlarına hukuki işlem yapmasının, diğer eşin yararlarını zedeleyeceği vurgulandı.
Kararda, ''aile konutu şerhi''nin, eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı işlemlerin, üçüncü kişinin iyi niyetine rağmen geçersiz sayılacağına yönelik olduğu kaydedildi.