Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER) Genel Başkanı Mahmut Çelikus, Çelikus yaptığı yazılı açıklamada, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun iptalini görüşen Anayasa Mahkemesinin, verdiği kararda emekli esnafı üzerine yüklenen ve yüzde 10 olan ''destek primi''nin yüzde 33-39 rakamlarına yükseltilmesini adil bulmayarak iptal etmesinin memnuniyet yarattığını kaydetti. Mahmut Çelikus, ''ancak Anayasa Mahkemesi'nin, bir çok maddenin iptalini sadece 'kamu çalışanları lehine' gerçekleştirmesinin Anayasa'nın 'eşitlik' ilkesi, bu kanunun 'norm, standart birliği' sağlama ve çalışanları, eşit olarak 'tek çatı' altında toplama iddiası açısından düşündürücü bulmaktayız'' dedi. Anayasa Mahkemesi kararındaki memur emeklisi ile işçi ve esnaf emeklisi arasında eşitsizlik oluşturacak yaklaşımın, esnafı derinden üzdüğünü belirten Çelikus, bu üzüntüyü esnafın derneğe çeşitli vasıtalarla ilettiğini söyledi. Bu ülkeye çalışarak, üretim yaparak ve istihdam oluşturup vergi vererek katkıda bulunan esnafla diğer çalışanların farklı değerlendirilmesini kabul etmenin mümkün olmadığını kaydeden Çelikus, ''Bu ülkeye her ne şekilde hizmet ederse etsin ve kim olursa olsun yasalar karşısında eşit ve birinci derecede muteber insanlardır. Aynı hizmeti yapan, aynı primi ödeyen insanlar arasında ayrım yapmak, sosyal barışa hizmet etmeyeceği kanaatindeyiz. ESDER olarak, Anayasa Mahkemesi'nin farklılıkları vurgulayan kararını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz'' dedi. SAĞLIK-İŞ GENEL BAŞKANI BAŞOĞLU: ''KANUNUN UYGULANMASI DURDURULMALI'' Sağlık-İş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun uygulanmasının durdurulmasını istedi. Başoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesinin, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun bazı hükümlerini kamu çalışanları lehine iptal etmesine ilişkin kararını değerlendirdi. Yüksek mahkemenin, kanunun kamu çalışanları ile ilgili olan bazı maddelerini memurlar yararına iptal ederken, buna karşı işçiler için getirilen ağır hükümleri iptal etmediğini belirten Başoğlu, ''Anayasa Mahkemesi de işçiyi korumamıştır'' dedi. Başoğlu, işçilerin, toplumda her şeye rağmen en çok korunması gereken kesim olduğunu, gördükleri iş bakımından her an ölümle, sakatlanma, meslek hastalıklarıyla karşı karşıya olduklarını kaydetti. 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe girmesi planlanan kanunun uygulanmasının durdurulmasını isteyen Başoğlu, ''Erteleme kanunu çıkartılmalıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın yaptığı son açıklama, kurulmak istenen sistemin çöktüğünü göstermektedir. O halde bu erteleme bir an önce yapılmalıdır'' dedi. Başoğlu, ''Erkek Hastaya Bakmayan tesettürlü doktor'' haberlerinin ise ''başörtüsü yasağının sürdürülmesini desteklemek amacına dayandığını'' ileri sürdü. Emek Platformu gerekçeli kararı bekliyor KESK Genel Başkanı ve Emek Platformu Dönem Sözcüsü İsmail Hakkı Tombul, Anayasa Mahkemesinin, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun bazı hükümlerinin kamu çalışanları lehine iptal kararıyla ilgili ''Bir kesim için geçerli olan koşulların herkese uygulanması gerekir'' dedi. Tombul, yaptığı yazılı açıklamada, Anayasa Mahkemesi tarafından Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun kısmi iptalinin, ''Emek Platformu'nun haklılığını bir kez daha gösterdiğini'' kaydetti. Bir kesim için geçerli olan koşulların herkese uygulanması gerektiğini belirten Tombul, ''Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri yayınların yayınlanmaz Emek Platformu toplanarak yasadaki mevcut duruma dair stratejisini belirleyecektir'' dedi. Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan da yaptığı yazılı açıklamada, iptalin, çalışanlar arasında ''eşitsizlik, adaletsizlik ve ayrımcılığa yol açtığını'' ifade etti. Kararla, ulaşılmak istenen ''sosyal güvenlikte tek çatı ile norm ve standart birliğinin sağlanması'' amaçlarından uzaklaşıldığını belirten Arslan, kanunun yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2007 tarihine kısa bir süre kalması nedeniyle ''sosyal güvenlik sisteminin kaosun eşiğine geldiğini'' savundu. Anayasa Mahkemesinin kararının eleştirilere açık olduğunu ve çalışanlar arasında ayrımcılığı körükleyecek bir nitelik taşıdığını iddia eden Arslan, şu görüşlere yer verdi: ''Türk sosyal güvenlik sistemini, yap-boz tahtası olmaktan, deneme-yanılma metoduyla bir arayış laboratuvarı olmaktan çıkarmalı, kalıcı, sağlıklı, etkin kaliteli hizmetler sunan, vatandaşlarımızı memnun ve mutlu eden bir sistem haline getirmelimiz. Tek çatı altında, norm ve standart birliği gerçek anlamda kurulmak durumundadır.''