İkisi tebrikmiş, birini unutmuş
Osman
Paksüt bir grup gazeteciye,
Org. Başbuğ ile 3 kez görüştüğünü söyledi: İlki Başbuğ'un komutanlığa seçilmesini tebrikti. İkinciyi hatırlamıyorum. Son olarak
Kuzey Irak harekatını tebriğe gittim.
1 saat 15 dakika kutlamışlar
4
Mart'ta
Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda gerçekleşen 75 dakikalık görüşmeyi doğrulayan Org. Başbuğ da “ziyaret talebi ve amacı
Şubat 2008'deki harekata ilişkin kutlamaların iletilmesiyle sınırlı kalmıştır” dedi.
İzleme iddiası ve Taraf'ın kaynağı
Ziyarete ilişkin bütün ayrıntıları yayınlayan kişiler hareketlerimi izletiyor diyen Paksüt'ün izlenip izlenmediğini bilmiyoruz ama karargahtaki
buluşma haberinin kaynağı karargahın içindendir.
***
Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Osman Paksüt,
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile 4 Mart tarihinde
akşam 17.00'de Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda 1 saat 15 dakika süreyle görüşmesine ilişkin
basın toplantısı yaptı.
Paksüt, Taraf'ın haberine ilişkin sorulara
yanıt vermek yerine sınırlı sayıda gazeteciye açıklamalarda bulundu. '
Dinleme' iddialarını gündeme getirdiği Kavaklıdere
Tenis Kulübü'nde yaptığı açıklamalar sırasında Paksüt'e eşi Ferda Paksüt eşlik etti.
Anayasa Mahkemesi üyeliğinin 'atama' değil, üst düzey kamu görevlisi kimliğiyle 10. Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer'in seçimi olduğunun altını çizen Paksüt şu açıklamaları yaptı:
HERKESLE ÇALIŞTIM
"NATO'daki görevim sırasında birçok siyasi ve askeri makamla çalıştım, dostluklar kurdum. 93-97 yılları arasında eski
Genelkurmay Başkanı
Hilmi Özkök'ün de aralarında bulunduğu birçok generalle dostluk kurdum. Başbuğ ile NATO'da
Tümgeneral rütbesiyle Türk Askeri Temsil Heyeti Başkanlığı görevini yürütürken 1995-1997 yılları arasında çalıştık. Saygı, sevgi çerçevesinde dostluk kurduk. 2002-2004'te
Türkiye'nin
Bağdat Büyükelçiliği görevim sırasında uğradığım bombalı saldırının ardından ilk geçmiş olsun dileklerini iletenler arasında Başbuğ ve eşi vardı.
İKİNCİ GÖRÜŞME
Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildikten sonra da iki veya üç kez Başbuğ ile görüştüm. Birinci görüşme Başbuğ'un KKK'na seçildiğinde tebrik ziyareti niteliğinde idi. İkinci görüşmeyi hatırlamıyorum.
SEBEBİ ZİYARETİM
Sayın Başbuğ ile üçüncü görüşmem ise (4 Mart) TSK'nın Irak'ın kuzeyine yönelik başlattığı harekatın bitirilmesinden birkaç gün sonra gerçekleştirildi. Başbuğ'a son ziyaretimi harekatın başarısından dolayı tebrik ve 27 askerin şehit olmasından dolayı
başsağlığı ziyareti kapsamında gerçekleştirdim.
BENİ İZLETİYORLAR
Öğleden sonra gittiğimi hatırlıyorum ama tam zamanını hatırlayamıyorum. Ziyaretimin girişini, çıkışını ve ziyarete ilişkin bütün ayrıntıları 3 ay sonra gazetede yayınlayan, yayınlatan kişiler hareketlerimi izletiyor. Bu durum izlenme olayının bir kuruntu olmadığını gösteriyor.
TÜRBAN KONUŞULMADI
Görüşme yapıldığı zaman
kapatma davasının bulunmadığının altını çiziyorum.
Başörtüsü davası yeni açılmış olabilir. Konumuz bu değildi. Konunun bu olması kadar da yanlış bir şey olamaz.
BEN İSTEDİM
Kuzey Irak, bölgesel
Kürt yönetimi ve bölgedeki deneyimlerimi iletmek, paylaşmak suretiyle bir görüşme oldu. Görüşme talebi benden geldi. Bir vatandaş olarak harekatın başarısından dolayı takdirlerimi iletmek, harekatın zamansız bitirildiği yönündeki eleştirilerin de haksız olduğunu iletmek amacımdı. Bir kısım da özel ve ailevi konularda görüşüldü. Daha sonra Sayın Başbuğ paşayla ne görüştüm, ne de konuştum.
KARARTMA YOK
Başbuğ ile görüşme sırasında komutanlık katının boşaltılıp kameraların kapatıldığına ilişkin bilgiler asılsızdır. Görüşmeye esrarengizlik katmak için bu ayrıntılar uydurulmuştur.
TSK - MAHKEME İLİŞKİSİ
Haberlerle TSK ile Anayasa Mahkemesi ilişkilendirilmeye çalışılmaktadır. Mahkeme ve TSK'nın '
mahkemenin gündemindeki davalarla ilgili
iletişim içerisinde olduğu' ve 'TSK'dan mahkemeye
baskı geldiği' iddiaları ilk değildir. Yüce Türk milletimizin de bunu sezdiğine inanıyorum. Maksatlı bir ima yapıldığı kesindir. Bu gibi çirkin imalarla devletimizin kurumlarının ve kurumlarda görev yapan kişilerin yıpratılmasının hangi amaçlara
hizmet edeceğinin takdiri milletimize aittir.
MİLLETİM DEĞERLENDİRİR
Başbuğ ile görüşmemin 'imalı bir şekilde' bir gazetede yayınlanması millet tarafından gerektiği şekilde değerlendirilecektir, kuşku duymuyorum. 'Hakimler çok konuşmaz, kararlarıyla konuşur' sözü doğrudur. Ancak normalde hakimlere yönelik baskı ve kişilik haklarına yönelik olumsuz davranışlar da gösterilmez. Mahkememiz başörtüsü kararının ardından kurum olarak yıpratma kampanyasına maruz kaldı."
MÜHİM GÖREVLERİN ADAMI: OSMAN PAKSÜT
Temmuz 2005’te
Helsinki Büyükelçiliği görevinde olan Osman Paksüt, dönemin Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer tarafından “Üst düzey
yönetici” kontenjanından Anayasa Mahkemesi asil üyeliğine getirildi. “İzleniyorum” tartışmasıyla gündeme gelen Paksüt, tartışmalı 367 ve ‘
türbana iptal’ gibi önemli kararların mimarları arasında yer aldı.
EN CESUR ÜYE
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, hep öne çıkan isimlerden biri oldu. 1953’te
Ankara’da doğan, 1974’te Ankara
Hukuk Fakültesi’nden
mezun olan Paksüt, 1977’de
kariyer yapacağı
Dışişleri Bakanlığı’nı
tercih etti. Türkiye’nin Tokyo, Lefkoşe (
KKTC) Büyükelçiliklerinde ve
Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı (
AGİT) ile NATO Daimi temsilciliklerinde kâtip, başkâtip, müsteşar ve daimi temsilci yazmanı olarak çeşitli ‘dış’; AGİT Daire Başkanı, BM İşleri Genel Müdür Yardımcısı gibi ‘merkezi’ görevlerde bulundu. Paksüt, ardından
Kasım 2002’de Bağdat Büyükelçisi, Kasım 2004’te de Helsinki Büyükelçisi oldu.
SEZER’İN TERCİHİ
Önceki Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in öncelikli tercihi olarak temmuz 2005’te ‘Üst düzey yönetici’ kontenjanından Anayasa Mahkemesi asil üyeliğine seçildi. Paksüt, henüz daha iki yıllık mahkeme üyesi iken, 23
Ekim 2007’de Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliği’ne seçildi.
KARARLARIN MİMARI
Paksüt, mahkeme üyeliği süresince önemli siyasi sonuçları olan ve halen de çok tartışılan davalarda, Sezer’in seçtiği diğer 7 üyeyle neredeyse blok halinde oy kullandı.
367 UCUBESİ
Eski siyasilerle ilgili
Yüce Divan yargılamalarında da görev yapan Paksüt’ün katıldığı kararlar arasında cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk tur oylamasının iptaline ilişkin 1
Mayıs 2007 tarihli karar da var. Toplantı yeter sayısının 367 olması gerektiğine ilişkin bu karar Paksüt’le birlikte 9 üyenin oyuyla alınmış, karara Kılıç ile
Sacit Adalı muhalif kalmıştı. Paksüt, mahkemenin iptal gerekçeleriyle yetinmeyip buna ‘Ek gerekçe’ de yazmıştı.
TÜRBANA İPTAL
Paksüt’ün imzasıyla katkı yaptığı diğer güncel karar ise üniversitelerde türbana
özgürlük öngören anayasa değişikliklerinin iptali oldu. Bu karar da 9 oyla alındı, Püksüt gibi Sezer’in seçtiği diğer tüm üyeler de aynı yönde oy kullandı.
BİR BAŞKA CESARET
Paksüt, Anayasa Mahkemesi’nin dava dışı etkinliklerinde de gündeme gelmişti. Son konferansa çağrılmaması olay haline gelen DTP’yi bir önceki mahkeme yıldönümü konferansında
protesto edenler arasında Paksüt’ün de adı geçmişti.
TARAF