Vincent Boland imzalı analizde, AB'de Ankara'nın üyeliğine yönelik karşıtlığın arttığı sırada,
Türkiye'de giderek artan sayıda insanın AB'ye katılma konusunda iki kez düşünülmesi gerektiğine inandığı ifade edildi.
Türklerin Atatürk'ün bıraktığı
miras çerçevesinde batılılaşmayı
Avrupalı olmak şeklinde algıladığı belirtilen yazıda, geçen yıl Türkiye-AB ilişkilerinde büyük sıkıntılar yaşandığı dile getirildi.
Bunun sonucunda müzakerelerin kısmen dondurulduğu kaydedilen yazıda, "Türkiye'nin üyeliğine yönelik düşmanlık bazı AB ülkelerinde giderek artarken, Türkiye'de üyelik sürecine verilen
destek de azalıyor" ifadesi kullanıldı.
Bu yıl Türkiye'nin
AB üyeliği arzusunun iki önemli olaydan etkileneceği belirtilen yazıda, "bunlardan birinin, Türkiye'nin siyasi dinamiklerini değiştirmesi ihtimali bulunan
cumhurbaşkanlığı seçimi, diğerinin de yapılacak genel seçimden bir
koalisyon hükümeti çıkması ihtimali olduğu" kaydedildi.
2007 yılının sonunda Türkiye-Avrupa ilişkilerinde ne olacağının belki kesinleşmeyeceği, ancak büyük ölçüde netleşeceği ifade edilen yazıda, Türkiye'de halkın sürece verdiği desteğin azalmasındaki en önemli etkenin, AB'nin KKTC'deki izolasyonların kaldırılmasına yönelik taahhütlerini yerine getirmemesi olduğu vurgulandı.
Yazıda ayrıca,
Fransız Meclisinin sözde soykırımın inkarını suç sayan kararının da ilişkileri iyice zedelediği hatırlatılırken, bu tür tutumların Türkiye'ye hayır demek için bahane yaratılıyormuş izlenimi yarattığına dikkat çekildi.
Buna karşılık AB'nin kapıların Türkiye'ye açık olduğunda ısrar ettiğine de işaret edilen yazıda, Türkiye ile AB arasında bir "sağırlar diyaloğunun" ortaya çıkmakta olduğu ifade edildi.