Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, CNN Türk'te yayınlanan 5n1K'nın bu haftaki konuk oldu ve çok konuşulan ses kayıtlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Altaylı, iktidar tarafından bütün medyaya baskı uygulandığını söyleyip, ses kayıtlarının ortaya çıkmasını da "Bu olay zaten bilinen medyaya baskının ortaya çıkmasıdır. Neil Amstrong’un aya ayak basması gibidir." şeklinde tarif etti..
"İLK DEFA MEDYAYA YAPILAN BASKI, ETİYLE KEMİĞİYLE ORTAYA ÇIKTI"
Cüneyt Özdemir’in sorularını cevaplayan Fatih Altaylı, sadece kendi yayın grubuyla ilgili olan ses kayıtlarının servis edilmesini garip bulduğunu söyleyerek, "Herkes biliyor, medyada çalışan herkesin böyle durumlarla karşılaştığı bilinen bir gerçek. Yıllardır herkes medyaya baskıdan bahsediyor. Peki medyaya baskı neydi? Nasıl yapılıyordu? İlk defa medyaya baskının etiyle kemiğiyle ortaya çıkmasıdır bu. Benim çalıştığım gazeteye el konuldu. Bundan daha büyük bir medyaya baskı olabilir miydi. Ben o günlerde bana baskı yapıldı, bir danışman tarafından dedim. Kimse yazmadı Yeni Harman dergisi hariç. Kimsenin durumundan benimkinden farklı olmadığı ortaya çıkacaktır. Bir baskı var ama önemli olan şu, ben bu baskıyı gazeteme ne kadar yansıttım.” diye konuştu.
"DİRENDİM İŞTE, DEĞİŞTİRMEDİM Kİ ANKETİ AYNEN KOYDUM"
Ses kaydıyla gündeme gelen, MHP oylarının BDP'ye verilmiş gibi gösterilmesi şeklinde anket ile ilgili manipülasyon yapıldığı iddialarıyla ilgili de konuşan Altaylı, “O anketle ilgili bant konuşması benim Fatih Saraç’la o gün yapmış olduğumuz 3 ayrı konuşmanın ustalıkla montajlanması. Türkçe’nin akışına uygun mu manipülasyon yapayım sözü? Değiştireyim derim. Şurası doğru. Kararsızların dağıtımıyla ilgili konuşurum diyorum. Tuhaf olmaz olur mu aşırı tuhaf ama bu benden kaynaklanmıyor. Sen de gazetecisin yaşıyorsundur. Telefonda hı hı der geçersin. Direndim işte, değiştirmedim ki aynen koydum anketi. Hadi ben yalan söylüyorum. Diğer anketlerle karşılaştırsınlar. Ben eğer o ankette değişiklik yapsaydım bırakırdım bu işi. Herkes biliyor kimin neye ne kadar direndiğini. Bugün medyadaki herkesin konuşmaları ortaya dökülse ben bir yandan çok üzüleceğim bir yandan da sevineceğim çünkü herkesin bunları yaşadığı görülecek.” ifadelerini kullandı.
"BÜTÜN MEDYA BASKI ALTINDA"
“Ben bırakırsam ne olur? Ben bu çocukların ev taksitlerini biliyorum, masraflarını biliyorum. Benle kader birliği yapmış 400 tane arkadaşımın sıkıntılarını nasıl karşılayacağım? Benim yerime Mehmet geldi. Ben bu arkadaşla çalışmam dedi. 400 tane onurlu, şerefli, düzgün gazeteci işsiz kalmayacak mı? Yoksa elbette bırakmak kolay. Ayrıca bırakmak istemediğimi nereden biliyorlar? Onun da mı kaydı var” şeklinde veryansın eden gazeteci Fatih Altaylı şunları söyledi:
“Madem ben bu kadar uslu çocuğum neden başbakanın uçağında yokum. Bunu soruyorlar mı? Başbakan’ın katıldığı program için teklif benden gelmedi. Onlardan geldi. Orada istifa edebilirdim. Belki de etmeliydim. ‘Herkese alkolik diyemezsiniz dedim.’ Size oy veriyorlar bazıları dedim. ’Bana oy veriyorlarsa alkolik değiller’ dedi. ‘İki ayyaş’ derken Atatürk ve İnönü’yü mü kastediyorsunuz dedim. ‘Hayır’ dedi. Hiçbirimizin birbirimizden farkı yok. Hepimize baskı var. Özel sohbetlerimizde bunları birbirimize ifade etmiyor muyuz. Medyaya baskı nedir başka türlü? Rica ederiz bunları kullanmaz mısınız mı diyorlar sanıyorlardı. Ben kürsüden fırça yerken neden kimse arayıp sormuyordu? Ben kürsüden fırça yiyorum suçlu oluyorum. Telefon dinlemelerinde baskı yapıldığında yine suçlu oluyorum. Bir karar versinler. Biz Türkiye’de inim inim inleyen bir grubuz. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu total rezaletin sorumlusu ben miyim? Ben olabildiğince onurlu bir şekilde bu gazeteyi çıkarmaya çalışıyorum. Bugün gazetecilik onuru ayaklar altındadır, her gün bir yerlerden talimatlar yağıyor. Sen her istediğini yazabiliyor musun? Herkesin içerisinde bir korku var. Var olduğu söylenen bir şeyin somut kanıtıdır. Bütün medya baskı altında. Bu olay zaten bilinen medyaya baskının ortaya çıkmasıdır. Neil Amstrong’un aya ayak basması gibidir. Ben yıllarca Türk basınındaki en deli adam olarak bilindim. Az da olsa herkes gazetecilik yapmaya çalışıyor dedim. Ben gidersem gazete kalır mı emin değilim. Benim olmamla halk rahatlayacaksa gidip kendimi uçurumdan atayım.” şeklinde konuştu..