Fatih Altaylı sordu: Ya doğruysa!

Fatih Altaylı, bugünkü yazısında 'Doğan Grubu'nun cezaları ya tamamen yasalsa?' diye sordu. İşte o yazının ilgili bölümleri...

Fatih Altaylı sordu: <B>Ya doğruysa!</B>

Komşuya gülerken.. Bugün Ertuğrul Özkök'ün yazısını okuyunca içime bir "bulantı" hissi geldi. Şöyle yazmış Doğan'ın en önemli adamı: "Bugün rakibe yapılan cezalandırma başkalarının işine gelebilir. Bu ülkede iktidar medyanın üzerine böyle baskılarla çullanmaya başladığı zaman hiç bir şirket emniyette değildir. Ülkede böyle bir ağır baskı içtihadının yaratılması herkes için tehlikelidir" Kendine yontmanın, ilkesizliğin doruklarında dolaşan bir adamın yakarışlarıydı bunlar. Ama mide bulandırıcıydı. Yazılandan ötürü değil yazandan ötürü. Çok değil 2 yıl önce aynı iktidar tarafından Sabah ve ATV'ye bırakın ceza kesmeyi, doğrudan el koyulurken de, bunun hiç bir hukuki dayanağı olmadığı yargı tarafından kararlaştırılırken tek kelime etmek bir yana alkış tutan Doğan Grubu değil miydi? Ben o gün bugünün geleceğini söylerken Özkök 5 bin dolarlık Petrus'undan mı sarhoştu, yoksa bir rakibe el koyulmasının mutluluğundan mı bilmiyorum. Ancak şimdi ayılmış görünüyor. Ben bu satırları yazarken e posta kutuma bir okurdan mesaj geldi. Aydın Doğan'a mektup başlığı ile. Adı bende saklı okurum Aydın Doğan'a daha geniş yelpazede bir hatırlatma yapıyor. Ve Doğan Grubu'nun iktidar gücünü arkasına alarak yok ettiği rakipleri, yaptığı haksız rekabetle elde ettiği zenginliği detaylarıyla anlatıyor. Bazılarını benim bile unuttuğum detaylar. Ve şöyle bitiriyor okur, "İktidarlar eliyle zenginleşenler sahip oldukları her şeyi yine iktidar eliyle kaybederler" Bu cümle sadece Doğan'a yönelik olmamalı bence. İktidar eliyle zenginleşen dün Doğan'dı, bugün başkaları. Evini iktidar binasının tepesine konduranlar iyi bilmeli ki, iktidarlar yıkılınca ev de yıkılır. Evini kendi arazisine kuranların evi yıkılsa da aynı araziye başka bir ev yapabilirler. Ama iktidar tepesinde kurulan evler iktidarın yıkıntıları arasında kalır. Arazi de zaten başkasınındır. Elbette biz Aydın Doğan'ın adamı gibi ilkesiz değiliz. Ortada bir haksızlık var ise eğer ona bile destek olmak boynumuzun borcudur. Ama Sabah'e el koyulurken, Karamehmet iktidar baskısıyla oradan oraya savrulurken Doğan ellerini ovuşturuyor, rakipsiz kalmanın mutluluğunu yaşıyor, kına yakıyordu. Şimdi o kınayı neresine sürer bilmiyorum. Maliyeci gözüyle Doğan'ın durumu Dün Doğan Grubu'na kesilen cezanın haksız olabileceğini yazınca Maliye Bakanlığı'nda çok üst düzey görev yapmış bir dostum aradı. Yanlış hatırlamıyorsam emekli olduktan sonra bir dönem Doğan Grubu'na da danışmanlık yapmıştı. "Yazını okudum Fatih kardeşim" dedi. "Haksız mıyım?" diye sordum. "Haksızsın diyemem ama haklısın da diyemem" dedi. Anlattı: "Doğan'a verilen cezanın raporunu sen de ben de görmedik. Raporu görmeden kesin hüküm bildirmek doğru olmaz. Ama Maliye haklı olabilir" dedi. "Gazetelerde yazılanları okuduk ama" dedim. "Gazetelerde yazan işin şekli kısmı. Doğan'ın aktardıkları. Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Kanununu karıştırmamak gerekir. Vergide asıl olan işin şekli değil işlemlerin gerçek mahiyetidir" dedi. Anlamadım. Anlattı: "Gazetelerdeki açıklamada işlemlerin şekli kısmı anlatılıyor. İşlemlerin gerçek mahiyeti vergi inceleme raporunda yer alır. Vergi inceleme raporunda işlemlerin şekli kayıtlardan farklı olduğu kanıtlanmışsa ki, bu türlü delile ispatlanabilir bu durumda Doğan Grubu'nun haklı olduğunu savunamayız. Bence topa erken girmişsin. Delikanlılık yapmak istemişsin belli ama kendini bağlama" dedi. Sonra bazı detaylar verdi: "İşlemler 2 Ocak'ta yapılmış gibi görünüyor. 1 Ocak tatil olduğuna göre bütün iş 2 Ocak günü bir kaç saatte yapılmış. Bu mümkün mü? Değil. Demek ki, bunun öncesi var. Öncesi var ise vergi de öncesinde doğar" "Ama ödeme 2 Ocak'ta" diyecek oldum. "Önemli değil. Vergi ödemeyle doğmaz. Basit bir örnek vereyim. Gittin buzdolabı aldın. Parasını üç ay sonra ödeyeceksin. Kampanya var. Senin parayı ne zaman ödediğin farketmez. KDV senin buzdolabını aldığın gün doğar. Paranın ödenmesi başka bir iştir, verginin doğması başka bir iş." Başka detaylar da aktardı: "Ortada bir sürü garabet var. Milyar dolara yakın bir işlemin bir kaç saatte bitmesi biri. Diğeri Doğan Axel Springer'e daha önce de satış yapmıştı. Onun üzerinden 2 yıl geçmedi. RTÜK'ten dönmesi Maliye'yi ilgilendirmez. Maliye satışa bakar. Ayrıca vergi istisnası hise senedi devriyle ilgilidir. Burada bir hisse senedi yok. Sonradan uydurulmuş bir ilmühaber var. Bunlar sana detay gibi görünebilir ama zaten vergi işi detaylardadır. Doğan bu detayları hep kullandı. Şimdi de bu detaylar ona karşı kullanılıyor olabilir. Doğan yüzde yüz haksızdır demiyorum ama haklıdır da diyemem. Sen de deme. Bir abin olarak tavsiyem budur. Rapor eline geçerse getir beraber bakalım. O zaman daha net konuşabiliriz" dedi. Rapor elime geçer geçmez bu önemli üstadla görüşeceğim. Sonra paylaşırız. FATİH ALTAYLI-HABERTÜRK
<< Önceki Haber Fatih Altaylı sordu: Ya doğruysa! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER