Aile boyu adının geçtiği ve kuşkuları yargı üzerine çeken hadiseler hafızalardaki tazeliğini koruyor. Kamuoyuna en son yansıyan dokümanlar ise kimyasını bozmuş gibi. 'En iyi
savunma hücumdur' mantığıyla sesini yükseltip hedefe savcıları koyması bundan.
Ergenekon belgelerinin, kötü bir huyu var; umulmadık anda dikiliveriyor insanın karşısına. 99 numaralı klasör de öyle. Buradaki belgelere göre,
Paksüt'ün öğretmen emeklisi eşi
telefon görüşmeleri yapıyor; gazetecilerle haber konusu bilgiler paylaşıyor. Mahkeme üyeleri Dubai'de mi, maçta mı, kiminle yemek yiyor; üyelerin lojmanlardaki evine kim geldi; menfaat dek-dedikodularında
son durum ne?.. Hepsinden haberdar.
Osman Paksüt de konuşmalara şahitlik ediyor; yeri geldiğinde telefonu alıyor.
Yine,
kapatma davasının peşinde koşturması değil, ifadesi sırasında muhatap kaldığı soruların terlettiği anlaşılıyor Ferda Paksüt'ü. Cevaplarında ise hatırlamadıkları kadar itirafları da var: "Dava ile ilgilenmemin sebebi benim şahsi meselem...Telefonda sehven kullandığım cümlelerdir... Arkadaşım(gazeteci) E.B.'ye sohbetlerde belki dikkatsizlikle, dalgınlıkla
mahkeme üyelerinin ne yaptıklarını, nereye gittiklerini anlatmış olabilirim."
Şüphesiz, en tuhafı, mahkeme üyesi eşinin oy kullanacağı bir dava konusunda iddiaya girmesi olmalı. "Arkadaşım E.B. ile
kapatma davası sonucuyla ilgili yemek iddiasına girmiştim" diyor savunmasının bir yerinde.
Gelinen noktada,
Anayasa Mahkemesi, savcıların gönderdiği
dosya üzerine Osman Paksüt hakkında hukuki işlem başlattı. Kendisi,
yasadışı dinleme suçlamasıyla savcılara işlem yapılmasını istedi. Eşi, zaten Ergenekon sanığı. Üç durumda da, son sözü yargı söyleyecek. Ancak, işin bir de
toplum vicdanı ve Yüce Mahkeme'nin saygınlığını ilgilendiren yönü var. Çünkü, ortalığa dökülenler(belki yenileri eklenecek), mahkeme üyesini, etik sorumlulukla baş başa bırakacak mahiyette.
Aslında, 'Beyefendi' de, tablonun farkında ama yüzleşmeye yanaşmıyor. Eşi, "Osman diyor ki, başın belada!" sözlerini sarf ederken, oturduğu köşesinden "Saçma sapan konuşuyorsun, girer. Delil yok, sonra insanları suçluyorsun" diyen kendisiydi oysa.
Zekai Özçınar-ZAMAN