Cenevre Barış Konferansı Birleşmiş Milletler’de (BM) başladı. ‘Barışın inşası için sivil toplumun harekete geçirilmesi’ konulu konferansta din, eğitim ve medyanın kalıcı barışa katkısı tartışılıyor. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın İsviçre’deki Diyalog Enstitüsü’yle ortaklaşa organize ettiği konferansta Fethullah Gülen Hocaefendi’nin mesajı yayınladı.

Mesajında arış inşasının barışsever insan inşası anlamına geldiğini ifade eden Gülen, "İnsanda başlayan problemleri çözmeye insanla başlanmadığı müddetçe siyasal ve hukuki sistemlere yapılan yatırımlar vakit ve kaynak israfı olmaktan öteye gidemezler." ifadelerini kullandı.

"KUTSAL KAYNAKLARDA BARIŞ İNŞASI İÇİN YETERLİ MALZEME VAR"

Gülen’in mesajında öne çıkan cümleler şu şekilde:

"Bildiğim bütün dinler ve ahlak öğretileri barışsever insan inşası için tesis edilmişlerdir. Bu ister milletler arası barış olsun, ister insanlar arası barış olsun, ister insanın etrafındaki diğer tabiat unsurlarıyla olan barışı veya kendi iç barışı olsun durum böyledir. Dini öğretilerin dışında da bir barış öğretisinin tesis edilebileceği gerçeğini kabul etmekle birlikte, büyük kitlelerin ancak dinin kuşatıcı ikliminde barışseverlikle buluşturulabileceğine inanıyorum. Ne yazık ki büyük dünya dinlerinin hemen tamamı, tarihi serüvenlerinin şu veya bu döneminde siyasal çıkarlarına din kisvesi giydiren radikal unsurlar tarafından sömürülmüş ve din, çatışmaları ateşleyen bir katalizöre dönüştürülmüştür. Oysa bütün din ve ahlak öğretilerinin kutsal kaynaklarında barış inşası için yeterli malzeme vardır."

"DİNİ METİNLERİN ÇATIŞMA İÇİN KULLANILMASI ZULÜMDÜR"

"Barış asıldır ve dinî metinlerin savaş ve çatışma için kullanılması sadece insanlara değil, aynı zamanda bu dinî metinlere de yapılmış bir zulümdür. Bu sebeple başta aynı İbrahimî gelenekten geldikleri için Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam olmak üzere, bütün dinlerin müntesipleri dünya barışını temin için ortak faaliyetler düzenlemeli, bugün sizlerin kurduğunuza benzer platformlarda fikirlerini paylaşmalı ve bu fikirleri hayata geçirmelidir. Bu, sadece dünya barışını değil, aynı zamanda dinlerin kendi özgün yapılarını korumak adına da elzemdir.

"KUDÜS ULUSLAR VE DİNLER ARASI STATÜYE KAVUŞTURULMALI"

Geçmişte Ortadoğu’daki çatışmaların hemen tamamına kaynaklık eden Kudüs ve Filistin sorunu ile alakalı olarak, Kudüs’ün bütün din müntesiplerinin vizesiz ulaşımına açık bir uluslar ve dinler arası statüye kavuşturulması ve şehrin Birleşmiş Milletler çatısı altında kurulacak üç İbrahimî dinin temsilcilerinden müteşekkil bir komisyon tarafından yönetilmesini teklif ettiğini belirten Gülen Hocaefendi, "Ortadoğu’nun IŞİD terörüyle sarsıldığı günümüzde bu teklifin her zamankinden daha anlamlı olduğunu görebiliyorum. Bu yapılabilmiş olsaydı, çatışma sebebi gibi görülen bir şehir “Jerusalem – Darusselam” adının da işmam ettiği üzere bir barış başkentine dönüşebilirdi.” ifadelerini kullandı.

GANDHİ'NİN TORUNU DA KATILIYOR

Cenevre Barış Konferansı'nın açılış konuşmalarını GYV Başkanı Mustafa Yeşil ile birlikte Hindistan’ın unutulmaz lideri Gandhi’nin torunu Ela Gandhi yaptı. Tüm gün sürecek olan Barış Konferansı üç oturum üzerinden gerçekleşecek. Birinci oturum ‘Din özgürlüğü, barışın inşası ve sürdürülebilirliği’. Bu oturumdaki konuşmacılar içinde Nobel ödül komitesinde yer alan Johan Stalsett ile birlikte 2012 yılında dünya entelektüeller listesi dokuzuncu sırada yer almış Tarık Ramadan da yer alıyor.

İkinci oturum, Barış ve gazetecilik. Konuşmacılar, Today's Zaman yazarı Joost Lagendijk, Güney Kore’den Myung Bae, Budapeşte Üniversitesinden Petra Aczel ile birlikte Cengiz Aktar.

Üçüncü oturum, Eğitim ve barışın sürdürülebilirliği. Cenevre Üniversitesi'nden Prof. Akkari’nin moderatör olduğu bu oturumda BM’nin Barış Üniversitesi onursal başkanı Swee-Hin ve Avustralya’dan Barış Endeksi programının yönetici Daniel Hyslop konuşmacılar arasında.

(CİHAN)