Bu sürecin ortaya çıkardığı ilginç olaylardan birisi
Antalya'da yaşandı. Turgut Koptur (51) adlı vatandaş işlemediği bir suçtan dolayı
emniyet tarafından fişlenerek sakıncalılar listesine alındığını, 30 yıl sonra gittiği havaalanında öğrendi. İlde arıtma malzemeleri satan Koptur, mal teslim etmek için Antalya Havaalanı'na gelince polis tarafından alıkonuldu. "Sakıncalısınız." sözleriyle şaşkına dönen Koptur, hakkındaki
fişlemeyi öğrendiğinde polise uzun süre derdini anlatmaya çalıştı.
Emniyet, sonunda yanlışlığın farkına varıp vatandaşa yol verdi. Koptur'un 'sakıncalılar' listesine girmesine sebep olan olay da oldukça ilginç. 1977 yılında
Isparta Eğitim Enstitüsü'nde okurken duvarlara, '36 bin öğrenci sokakta mı kalacak?
Danıştay solun emrinde mi?' şeklinde yazılar yazıldığı iddiasıyla
gözaltına alınmış, mahkemeye çıkarılmış; ancak hakkında
takipsizlik kararı verilmiş.
Buna rağmen polis,gözaltı olayını Koptur'un siciline işlemiş. 30 yıl önce takipsizlik kararı aldığı bir olaydan dolayı fişlenmesini, '
Türkiye'nin bir gerçeği' olarak yorumlayan esnaf, söz konusu olay yüzünden ticarî hayatının olumsuz etkilendiğini savunuyor. Fişlemenin çocuklarına zarar vermesinden korktuğunu vurgularken, devleti
dava etmeye hazırlanıyor.
Türkiye
Barolar Birliği Başkanı
Özdemir Özok, Antalya'daki olayı değerlendirirken, Türkiye'de fişlerin silindiğinin söylenmesine rağmen, yıllar sonra insanların karşısına çıkabildiğine dikkat çekti. Bu durumda olan insanların dava açarak haklarını arayabileceklerini hatırlatırken, şu görüşleri dile getirdi: "Devlet, halkının demokratik haklarını korumak ve güvence altına almak zorundadır. Özel yaşamın gizliliği ilkesi ihlal edilmektedir. Şeffaf bir
yönetim anlayışı ile antidemokratik
yasa ve uygulamalardan vazgeçilmeli."
Hukuki
Araştırmalar Derneği Genel Başkanı Avukat Yakup
Erikel de, Antalya'da yaşanan 30 yıllık fişlemeyi hukuk devleti açısından ibretlik bir olay olarak yorumladı. Özgürlükleri kısıtlayıcı, hukuk devleti ile bağdaşmayan uygulamaların Türkiye'yi sürekli geri götüreceğinin altını çizen Erikel şöyle konuştu: "İşledikleri suçun karşılığında cezalarını çeken insanlar cezaevinden çıktıktan sonra haklarındaki fişler silinmeli. Suç ve ceza bireyseldir. İşlenmemiş bir siyasi suçtan dolayı bir insanı fişlemenizi kimseye izah edemezsiniz."
Türkiye'de özellikle de 28
Şubat sürecinin ardından fişlemelerin artarak devam ettiğini savunan Bayındır eski savcısı Gültekin
Avcı, "Bu fişlemelerin hepsi de illegaldir, yasal dayanağı yoktur. Yapılması da suçtur.
Avrupa'da bunu yapsanız hayatınıza mal olur." dedi.
TBMM İnsan Hakları Araştırma ve İnceleme Komisyonu Başkan Yardımcısı
Ahmet Faruk Ünsal ise, "Vatandaşlarımız bir dilekçe ile bize başvurursa gerekli incelemeleri başlatır, bir
hukuksuzluk varsa ortaya çıkarırız." sözünü verdi.
Her dönemde fişleme yapıldı
Türkiye'de fişleme olayları hiç gündemden düşmedi. 2004 yılında ortaya çıkarılan 'sosyetik fişleme' olayının belgeleri basında yer alınca uzun süre tartışıldı. Belgelere göre
Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) bazı askerî birliklere ve kaymakamlıklara yazı göndererek, "Kendisini ulusal değerlerin dışında-üstünde gören AB ve ABD yanlısı kişilerin izlenmesi" talimatı vermişti. KKK adına
İstanbul İkinci Zırhlı Tugay Komutanlığı'nca gönderilen talimatta, medya kuruluşları, yazarlar-düşünürler, sanatçılar, önemli iş- adamları, masonlar,
azınlıklar, kendisini azınlık görme eğiliminde olan gruplar, internet grupları, ruh çağıranlar ve tarikatların izlenerek buradaki şahısların tek tek fişlenmesi isteniyordu.
Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Mehmet Çavdaroğlu imzasıyla 6 Ocak 2006'da
Diyarbakır Bölge Komutanlığı'na gönderilen yazıda ise eski fişlerin güncellenmesi isteniyordu. Validen hâkim ve savcıya kadar isimlerin bulunduğu fişlerde 'AKP atadı. Eşi türbanlı. Dul olup ahlaken güçlü değil. Atatürkçü. Sosyal biri' bilgileri yer aldı.
Ankara ve Gaziantep'te Şubat 2006'da bazı kaymakamlık ve müftülüklere soru formları gönderen Jandarma Genel Komutanlığı, Kur'an kursları ve kursa katılan öğrenciler hakkında bilgi istemişti. Türkiye'nin en büyük yassı çelik üreticisi Erdemir'i devralan
Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (Oyak) çalışan üst düzey 35 kişinin işine haklarında hazırlanan fişleme bilgileri sebebiyle son verildi. Van Yüzüncü Yıl Rektörü
Yücel Aşkın hakkında hazırlanan iddianamede, Aşkın'ın, Ayşe
Yüksel, Hasan Ceylan ve
Fırat Cengiz ile birlikte oluşturduğu suç ilişkisine dayalı hiyerarşik yapılanma içinde, 418 kişi hakkında yasaya aykırı şekilde
kişisel bilgiler topladığı ifade edildi. Bilal Öğütçü, Antalya
Bakanlığa rağmen bilgiler silinmemiş
Suç işlediği iddia edilen kişiler hakkındaki fişler
İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık
İstihbarat Harekat Bilgi Toplama Daire Başkanlığı (KİHBİ) bünyesindeki bilgi sisteminde tutuluyor. Ancak bilgi sistemine veri giriş ve iptali işlemlerinin sağlıklı ve süratli yürütülememesi birçok vatandaşın
beraat etseler dahi tekrar gözaltına alınarak
mağdur edilmesine neden oluyor. 1983, 1984 ve 1985 yıllarında suç iddiasıyla açılan ancak beraat, af ve zamanaşımı gibi sebeplerle düşüm ve iptal edilmesi gereken fişlerin iptal edilmediği ortaya çıktı. Bu tarihlerde işlediği suçtan beraat eden vatandaşlar güvenlik birimlerince hâlâ aranmaya devam ediyor. Arama kaydı düşmesi gerektiği halde düşüm işlemlerinin yapılmadığını ortaya çıkaran İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat Harekat ve Bilgi Toplama Daire Başkanlığı, bilgi girişi yapan
Milli Savunma Bakanlığı ASAL Daire Başkanlığı ile
jandarma ve emniyeti uyarmıştı. Veri girişlerindeki aksaklığın vatandaşların mağduriyetine neden olduğuna dikkat çekilen uyarıda, öncelikle 'aranıyor' ibareli tüm kayıtların, adli makamlarla irtibat kurularak, aranmadığı tespit edilen şahısların düşüm iptal işlemlerinin bir an önce yapılmasını istenmişti. Bakanlık ayrıca, her takvim yılı sonunda savcılıklarca hazırlanan listelerin esas alınarak, aranan isimlerin kayıtlarının tutulmaya devam edilmesi, diğerlerinin ise silinmesini istemişti.
'Hani fişler silinecekti?'
İçişleri Bakanlığı geçmiş yıllara ait fişlerin silindiğini duyururken, emniyet ve jandarma gibi sisteme bilgi girişi yapan birimleri, kayıtların iptali için uyarmıştı.
MGK Yasası'ndaki değişiklikten sonra da, Genel Sekreterlik'te bulunan sakıncalı kişi ve kuruluşlar hakkındaki güvenlik fişleri iptal edilmişti. Türkiye
Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Antalya'daki olayı değerlendirirken, Türkiye'de fişlerin silindiğinin açıklandığını hatırlattı. Buna rağmen, yıllar sonra insanların karşısına bu fişlerin çıkmasını kayda değer bulan Özok, bu konuda mağdur olan vatandaşları dava açmaya çağırdı.
Ankara, Zaman