‘Kim hangi ünlüyle basıldı’dan, ‘kim hangi şaraba ne kadar ödedi’ye varan bu pespaye kumpanya, ‘haber’ kavramını ve
toplum ahlakını tehdit ediyor.
Defolu hayatların vitrine çıktığı yer 'Bodrum'
Her yıl olduğu gibi bu yaz da üzerinde konuşulan, yazılı ve görsel medyada en çok kendine yer bulan
tatil mekanlarının başında hiç şüphesiz Bodrum geliyor. Gazete sayfalarını, TV kanallarını her gün Bodrum’dan çekilen görüntüler süslüyor. İster istemez Bodrum ve oradaki hayat herkesin gündemine bir şekilde girmeyi başarıyor. Dolayısıyla herkesin Bodrum hakkında bir tasavvuru var. Akla ilk olarak hiç şüphesiz ‘çılgınca eğlencenin’ olduğu gece hayatıyla, kendini göstermek isteyen sosyetenin vazgeçilmez mekanı Türkbükü ve ünlü isimler geliyor. Hiç gitmemiş, köylerini gezmemiş ve
yerli halkı ile tanışmamış olanlar için Bodrum daha çok bunlardan ibaret. Ne de olsa Bodrum bu şekilde sunuluyor insanlara. Ekranlara yansıyan görüntüler, Bodrum’u tatil için
tercih edenlerin nasıl da zevkten mest olduklarını gözümüzün içine sokuyor, sınır tanımayan eğlencenin, mutluluğun adresini Bodrum olarak gösteriyor. Peki gerçekten öyle mi? Bodrum’da tatil yapmak mutluluğun formülü mü? Muğla’nın bir zamanların bu şirin ilçesi ne oldu da bu kadar gündemimize girdi?
Bodrum’un bu kadar gündeme taşınması hiç şüphesiz magazin
gazeteciliğinin artık hayatımızın büyük bir bölümünü kapsaması ve gittikçe kendine daha geniş yer bulmasından kaynaklanıyor. Pek çok magazin programında “Şimdi gece hayatına göz attıktan sonra Bodrum sahillerinde yakalanan
Sibel Can’ın görüntülerini yayınlıyoruz” benzeri ifadelere rastlamak mümkün. Bodrum’un medyada yer alış tarzını bu sunum, içinde barındırıyor. Bodrum’u gündemimize sokan
ünlüler ve onlarla ilgili haberler sunulurken, sınırların tamamen ortadan kalktığı Barlar Sokağı’nda yaşanan görüntüler de buna ekleniyor.
Son yıllarda birçok ünlü ismin tatil için tercih ettiği mekanların başında Bodrum geliyor. Bunda güzel denizin,
temiz havanın etkisinden çok magazincilerin deklanşöre basmak izin burada konuşlanmasının etkisi de oldukça fazla. Ne de olsa birçok ünlü isim için Bodrum’da magazincilere bir şekilde ‘yakalanmak’ onu gündemde tutacak, çok konuşulanlar arasında yükseltecek önemli bir unsur. Zira ünlü isimlerin gelecek
sezon projelerde yer alabilmelerinin yolu bir anlamda gündemde olmaları ile ilgili. Kendimizi çok zorlamadan bu yıl Bodrum’da tatil yapıp çeşitli vesileler ile medyaya malzeme olan ünlülere baktığımızda, yok yok aslında. Özellikle Türkbükü, açılmasının ardından birçok isim için podyum görevi üstlenmeye başladı. Yeditepe Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi,
Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü
öğretim görevlisi Dimitris Agouridas, bir röportajında Türkbükü’ne gitmeyi bir tür hac yolculuğuna benzetiyor ve görünür olmanın yolunun orada bulunmak olduğunu söylüyordu. Kolaycılığın hakim olduğu magazin gazetecileri için de Türkbükü’nden haberler yapmak,
reyting kapmak vazgeçilmez oldu. Yani arz-talep meselesi Bodrum’da karşılığını buluyor ve sınırlı sayıda insanın yaşadığı hayatlar ‘
yaşam tarzı’ olarak medya aracılığıyla daha büyük bir kitleye sunuluyor. Benzer şeyleri yaşamak isteyen pek çok kişi de rotasını Bodrum’a çeviriyor. Bodrum’u sadece ekranlardan tanıyan
gençler sınırsız eğlencenin adresi olarak burayı görüyor. Fakat her şey ekranlara yansıyanlardan ibaret olmadığı için birçok hayat da Bodrum’da kararıyor. Yıllardır magazin gazeteciliği yapan Aykut Işıklar, yaşadığı şehirde yapmak istediğini, özlediğini gerçekleştiremeyen pek çok genç kızın, delikanlının ‘mutlu olmak’ adına Bodrum’a gittiğini söylüyor. Işıklar, “Yaşadığı yerde diz üstü etek giymeyen genç kızlar Bodrum’a gider gitmez mini eteğini giyiyor. Barlar sokağında sabaha kadar
içki içip dışarılarda sabahlıyor. Sonra da Avrupa’daki gençler gibi yaşadıklarını düşünüyorlar. Sözümona mutlu olduklarını sanıyorlar.” diyor.
Bodrum’un bugünkü durumundan en çok şikayetçi olanlar ise hiç şüphesiz uzun yıllardır orada tatil yapan, dinlenmek için burayı tercih eden isimler. Bodrum’a gitmenin bir statü haline gelmesi, popülerleşmesi, aşırı kalabalıklaşması ve gürültünün artması en çok onları rahatsız ediyor. 70’li yıllardan beri her yıl tatilini Bodrum’da geçiren
şair-yazar
Hilmi Yavuz bu isimlerden biri. Şimdilerde çok popüler olan Türkbükü’nün bir zaman entelektüellerin mekanı olduğunu belirten Yavuz, ekranda sunulan ile gerçek Bodrum’un birbirinden çok farklı olduğunu söylüyor.
Gazeteci Canan Barlas da yaz aylarını hep Bodrum’da geçiren isimlerden. Türkbükü ve bir iki plajda yaşanan hayat tarzının magazin malzemesi gibi sunulmasının yanlış olduğunu düşünen Barlas, medyanın hâlâ yaptığı hatayı göremediğini ifade ediyor.
Yaz sezonu bitene kadar Türkbükü ile bütünleşen Bodrum’dan görüntüler yine yazılı ve görsel medyayı süsleyecek. Seneye eğer moda değişmezse yine magazin gazetecileri Bodrum’dan sınırların kalktığı hayatları bizlere sunacak. Orada
küçük bir azınlığın yaşadığı hayat, özellikle gençlerin belleklerine yavaş yavaş işlenecek. Özenti hayatlar farklı sorunları doğuracak.
Magazinciler vatanı sattı
Aykut Işıklar (Magazin gazetecisi): Magazin gazetecileri yaptıkları haberler ile gayesiz bir eğlenceyi desteklediler. Onlar her şeye reyting olarak bakıyor. Oradaki barları, işyerlerini destekliyorlar. Çünkü bunların birçoğu o mekanlarda bedava kalıyor. Bazılarının da orada evleri var, oturup televizyon programlarını Bodrum’dan sunuyorlar. Hiçbir şey üretemeyen isimler, unutulmamak için Türkbükü’nde tatil yapıyor. Ar damarları çatlamış insanlar orada vücutlarını gösteriyorlar. Bir sürü birbirine benzeyen hiçbir kişilikleri olmayan kadınlar bunlar. Bunlara özenen gençler de Bodrum’a gidiyor. Eline erkek eli değmemiş genç kızlar orada özgür olduğunu, mutlu olduğunu hissetmek için her şeyi yaşıyor. Magazinciler vatanı sattılar ve toplumu bu hale getirdiler.
Teşhircilerin yeri Bodrum oldu
Hilmi Yavuz (Yazar): Bodrum’u entelektüeller keşfetti. Sabahattin Eyüboğlu, Halikarnas Balıkçısı ve
mavi yolcular… Keşfedilen, Bodrum’un büyüleyici ve benzersiz doğasıdır. Entelektüellerin Bodrum’dan el etek çekmesi yapılaşma ve kalabalıklaşma ile başladı. Benim gibi, her şeye rağmen, şimdilik Bodrum’dan vazgeçmeyenler de var. Entelektüellerin yerini şimdilerde, her şeyi acımasızca yok eden talancılar, kendilerine Bodrum’da olmakla “statü” kazandırdıklarını zanneden teşhirciler aldı. Bu sonuncusuna manken, sosyete ya da “
sanatçı” deniyor. Gelecek yıl Bodrum’a gelir miyim bilmiyorum. Şimdi talancılardan, teşhircilerden uzak bir
Datça umudu var.
Aylardır Bodrum merkeze gitmedim
Canan Barlas (Gazeteci): Bodrum’un magazine yansıyan yönü sosyete denilen insanlar, Türkbükü’nde dans eden, denize girenler. Oysa Bodrum bunlardan ibaret değil. Tarihî dokusu ile denizi, havası ile Bodrum bambaşka bir şehir. Fakat magazinciler haber aradıkları için sürekli Türkbükü’nden haber geçiyorlar ve insanlar da Bodrum’u barlardaki eğlencelerden ve oradaki görüntülerden ibaret sanıyorlar.
Medyanın magazin tutkusu Bodrum’a geldi, birkaç plajda bu tür haberler yapıyorlar. Sunulan tam bir görüntü kirliliği. Ben aylardır Bodrum’dayım, bir kere bile merkeze gitmedim. Bizim gibiler evlerinde oturuyor.
TURKUAZ / ZAMAN