Yaşananların birinci elden tanığı
Nejat Uygur'un eşi Necla Uygur, 'o günü' Zaman'a anlattı. Hastane yönetiminin 'başı örtülü, kabul edemeyiz' demesi üzerine 'geçmiş olsun' ziyareti
Ankara Kalesi'nde gerçekleşmiş. Buluşmada Emine Hanım'la dertleştiklerini dile getiren Necla Uygur, hâlâ o anın üzüntüsünü yaşadığını söylüyor: "Gelseler şeref vermiş olacaklardı. İnanın o kadar mahcup oldum ve üzüldüm ki. Bir başbakanın eşi
hastanede bir sanatçıyı ziyaret edecek ve kabul edilmeyecekti. Demek çocuklarım başı kapalı olsaydı onlar bile babalarını ziyaret edemeyecekti."
Olay günüyle ilgili Zaman'ın sorularını cevaplandıran Necla Uygur, şunları anlattı: "Eşim
GATA'da yatarken ben de yanında refakat ediyordum. Emine Hanım
telefonla bana ulaşarak yanlarına hasta ziyareti için geleceğini bildirdi. 'Sizce bir mahzuru var mı?' diye sordu. Ben de mutlu oldum ve 'Buyurun beklerim, şeref verirsiniz' dedim.
Başbakan eşi olduğu için karşılanmada bir aksaklık olmasın düşüncesiyle
hastane yetkililerine Emine Hanım'ın hasta ziyareti için geleceğini bildirdim. Aradan daha iki dakika geçti. Emine Hanım'ın hastaneye girmesini kabul edemeyeceklerini bana iletti yetkililer. Gerekçe türbanlı olmasıymış. Israr ettim. Ama prosedür böyleymiş. 'Kabul edemeyiz' dediler. Üstelik bana dediler ki, 'Sizden randevu istediği için kendisine siz söyleyin'. Ben de 'Kendisine nasıl böyle bir şey söyleyebilirim?' dedim. Onlar iletemeyeceklerini ve kesinlikle hastaneye almayacaklarını söyleyince ben de girişte bir sıkıntıya mahal vermemek için bizzat telefon açarak durumu bildirmek zorunda kaldım. Doktorlarımızın söylediğini aynen bildirdim. Yoksa Emine Hanım kapıya gelse ve oradan geri döndürülse çok daha kötü olurdu."
Nejat Uygur'un eşi Necla Hanım o an yaşadığı duyguyu da şöyle ifade etti: "Burası bir hastaneydi. Ve bir hasta ziyareti olacaktı bu. Gelseler şeref vermiş olacaklardı. Maalesef olmadı. İnanın o an yaşadıklarım için o kadar mahcup oldum ve o kadar üzüldüm ki. O gün yaşananlara hakikaten bir anlam verememiş, şaşkına dönmüş ve üzülmüştüm. Bugün olay tekrar gündeme oturunca aynen üzüldüm. Keşke böyle bir şey hiç yaşanmasaydı. Bir başbakanın eşi hastaneyi ziyaret edecek, üstelik bir sanatçıyı ziyaret edecek ve kabul edilmeyecek. Hakikaten acı verici bir olaydı bu yaşadığımız."
Necla Uygur, hastanede görüşemedikleri için aynı gün Ankara Kalesi'nde buluşmak zorunda kaldıklarını da açıkladı. Uygur, o buluşmayı da şöyle anlattı: "Emine Hanımefendi beni hastaneden arabayla aldırttı. Ankara Kalesi'nde buluştuk. Karşılıklı olarak üzüntülerimizi paylaştık. Emine Hanım da çok çok üzüldü. Çok kırıldı gözleri dolu dolu oluverdi. Birlikte dertleştik."
Nejat hâlâ sorar 'Başbakan'ımız tekrar gelecek mi?' diye
Hem kendisinin hem de Nejat Uygur'un Erdoğan ailesini çok sevdiğinden söz eden Necla Hanım, şöyle devam etti: "Emine Hanım'larla tanışmamız çocuklarının düğününde oldu. Bilal Bey'in düğünüydü. Bizi de davet etmişlerdi. Ondan sonra devam etti irtibatımız. Bayramlarda ararım kendilerini, bayramlaşırız. Bazen telefon eder not bırakırım Emine Hanım'a, mutlaka geri
döner. Nejat da çok sever Başbakan'ımızı. Sayın Başbakan'ımız özel uçağıyla İstanbul'a gönderecekti. Saatler tutmadığı için Başbakanlık'ın ambulansıyla İstanbul'daki Florance Nightingale Hastanesi'ne gönderdi. Başbakan'ımız orada kendisini ziyaret de etti. Hatta Nejat'ın öyle büyük bir sevgisi var ki hâlâ da soruyor, 'Başbakan'ımız tekrar gelecek mi?' diye."
Kızlarım başörtülü olsa babalarını ziyaret edemeyecek miydi?
"Bizim bir tarafımız askerdir. Nejat'ın babası albay. Abisi albay. Dayı albay. Bizde asker çok var. Başbakan'ımız da aslında askerlerin her zaman değerini bilir. GATA'da böyle bir yasağın olmasını tabii ki anlamsız buluyorum. Hastanede yatan bir insanın ailesinin hepsi türbanlı olsaydı ne olacaktı? Çocuklarım, kızlarım başörtülü olsa babalarını ziyaret edemeyecekler miydi?"