Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, camiaya yönelik nefret ve linç kampanyalarına yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın düzenlediği basın toplantısında konuşan Mustafa Yeşil, Yolsuzluk ve Rüşvet Operayonu'nun hukuk içinde yapılan bir operasyon olduğunu belirterek, bir darbe girişimi olarak aktarmanın ve bunun sorumlusu olarak bir camianın hedef alınmasının hukukun kabul etmediği bir yaklaşım olduğunu vurguladı.
"İktidar adına konuşan bazı siyasiler nefret dili ve gerilim stratejisi ile kendisi gibi düşünmeyen tüm kesimleri ötekileştirmekte hatta şeytanlaştırmaktadır." diyen Yeşil, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu durum ulusal birliğimizi hiç olmadığı kadar tehdit etmektedir. Buna ek olarak toplum katmanlarında ve özellikle de muhafazakâr tabanda, yakın tarihimizde benzeri görülmemiş şiddette bir ayrışma yaşanmaktadır. Bütün bunlar uzun yıllar devam edebilecek toplumsal bir paranoyanın kapısını açmaktadır."
Kanaat, his ve algılarla yapılan iftiralar kaygı vericidir" diyen Yeşil, "Camiaya yönelik olarak 'paralel yapı' adı altında bir linç kampanyası oluşturulduğuna, üzerinden aylar geçmesine rağmen dinleme soruşturmasıyla ilgili iddialar ispat edilememiş ve medyanın da içinde olduğu bir algı operasyonuyla camia yıpratılmaya çalışılmıştır." ifadelerini kullandı.
HUKUKSUZ DİNLEMELER
Dinlemeleri ortaya çıkarmak ve sorumluluklarını bulmak hükumetin namus borcu olduğunu belirten Yeşil, "Başbakan'ın şantaj iddiaları yeni bir şantaj algısı oluşturmaktadır. Hizmet camiasının çirkin iftiralarla karalanmak isteniyor."
AKP'nin kullandığı kutuplaştırıcı dilin parti tabanında bile kabul görmediğini kaydeden Yeşil, hizmet camiasının her zaman olduğu gibi onurlu duruşunu devam ettireceğini söyledi.
Hocaefendinin devlet büyüklerine yazdığı nazik mektuba da değinen Yeşil, bunun bir pazarlık unsuru gibi gösterildiğini, Başbakan'ın söylediği hoş olmayan ifadelerin Hocaefendi'nin sözleriymiş gibi aktarıldığını aktardı.
AYASOFYA'NIN İBADETE AÇILMASI MESELESİ
Hizmet hareketi'nin olarak Ayasofya'nın ibadete açılması yönündeki bir kampanyaya camia olarak destek vermediğini söyleyerek, "Hizmete gönül vermiş insanların şahsi olarak bunu desteklemeleri mümkün olabilir. Ayasofya konusu siyasi malzeme yapılacak bir mesele değil." diye konuştu.
Mustafa Yeşil, devlet içinde böyle bir 'Paralel yapı' varsa savcıların harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Yeşil, "Hukuk dışı olarak bilgi ve belge tesis etmeye yönelik bir oluşum varsa yargı üzerine gitmelidir. Herhangi bir belge ve delil olmadan camianın üzerine gidilmesi kabul edilemez. Cadı avı sadece camiayı değil herkesi ilgilendirecek bir meseledir." ifadelerini kullandı.
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin iadesinin istenmesi ve yurt dışındaki Türk okullarını kapatma çabalarına da tepki gösteren Yeşil, "Milletimizin fedakârlığının eseri, dünyadaki gururu ve en önemli küresel markası olan Türk okullarını karalayarak kamu imkânlarıyla kapattırma çabası, öğretmenlerine yaşatılan mağduriyet, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin akıl dışı gerekçelerle iadesinin istenmesi, hizmete gönül veren iş adamlarının baskı altına alınması ve Erdoğan'ın 'bunlara su bile yok' tehdidinin arkasından yaşanan boykot ve mağduriyetler darbe dönemlerini bile aratır hale gelmiştir.
Hocaefendi'nin iadesinin hukuken mümkün olmadığını aktaran Yeşil, "ABD'nin hukuksuz bir sınır dışı etme taraftarı olmadığını biliyoruz. Başbakan bunu 'Biz istedik vermediler' şeklinde bir malzemeye dönüştüreceği açık" dedi.
SEVİLAY YÜKSELİR'İN PROGRAMI
Bir televizyon kanalında Hocaefendi'ye ait sohbet kasetlerinde herhangi bir suç teşkil eden cümlelerin bulunmadığına dikkati çeken Yeşil, herkese açık olan bir platformda bulunan vaazların gizli bir suç teşkiliyle sunulmasının insani olmamanın yanında bir gazetecilik ayıbı olduğunu söyledi.
SAMANYOLUHABER.COM