Sabri,
Galatasaray TV'ye yaptığı açıklamada Galatasaray -
Fenerbahçe maçının sonunda ve içinde yaşanan olaylarla ilgili "günah keçisi" ilan edildiğini belirterek, kendisine
küfür eden
Emre Belözoğlu'nun ayrıca kendisini saha içinde tehdit ettiğini de söyledi. Sarı - kırmızılı
futbolcunun
röportajı şöyle:
-Hafta sonu önemli bir
derbi karşılaşması yaşandı. Galatasaray ile Fenerbahçe arasında oynanan maçın sonlarına doğru yaşanan ve Fenerbahçeli
futbolcu Lugano'nun Emre Aşık'a attığı kafa ile başlayan olaylar maça damgasını vurdu. Sen de bu olaylar içinde
kart görmediğin halde bir yerde günah keçisi ilan edildin. Ve de PFDK'ya sevk edildin. Bu konuda neler söyleyeceksin?
"Öncelikle önemli bir dünya derbisi yaşandı.Sonuç olarak Fenerbahçe bizim ezeli rakibimiz ve ebedi dostumuz. Her zaman biz futbolun sahada yaşanmasını, sahada bitmesini istiyoruz. Son dakikalarda maçta gerginlikler yaşandı. Bu hiçbirimize yakışmadı. Ama maçtan sonra bir de baktım ki neredeyse günah keçisi ben oldum. Lugano'nun "Kıvılcımı biz yaktık" demesine rağmen hala günah keçisi olarak bazı insanların beni göstermesine bir anlam veremiyorum. Maça iyi başladık gol bulsaydık daha iyi olurdu. Biz kazanmak için çıkmıştık sahaya. Milli
takımdan hepimiz arkadaşız. Hiçbir zaman birbirimize karşı terbiyesizliğimiz olmadı. Maç içinde de bunu herkes gördü. Bazı yorumcular mantıklı yorumlar yapmıyorlar. Emre Belözoğlu'yla omuz omuza mücadeleye girdik. Bu mücadelede o düştü kaydı ve reklam panolarına vurdu. Ben gidip onu kaldırmak istedim. Ama o beni geri itip küfür etmeye başladı. Ben şaşırdım: "Neden bana küfür ediyorsun.
Özür dilemeye geldim" dedim. Emre ise bana o dakikadan sonra oyun içinde tehditler savurdu. Ben hiçbir şekilde karşılık vermedim. Benim küfür ettiğimi iddia edenler tamamen yalan söylüyorlar. Benim sadece tek söylediğim kelime "Küfür etme, adam gibi dur" lafıdır. Futbolcu yere düştüğü zaman biri gelip onu yerden kaldırıyorsa o hareketi kasıtlı yapmamıştır."
"Bir de benim maç içinde yaptığım tek hata yan
hakeme tepki göstermem. Evet biraz abartılı oldu ama hiçbir zaman
hakaret etmedim. Öyle bir şey olsa zaten beni kartla cezalandırırdı. Ben devre arasında sahaya çıkarken orada
hakemler bekliyorlardı. Gittim özür diledim. O da "Tamam kardeşim biraz daha dikkatli ol" dedi. İkinci yarı ben hakemlerin yanına bile uğramadım..Örneğin Hakan Balta'nın düşürüldüğü pozisyonda bence bariz
penaltı varken biz gidip buna bile
itiraz etmedik."
- Emre Belözoğlu ile aranda neler oldu?
"Maç içinde bir faul pozisyonu oldu. Hakem faulü verdi. Ben görev yerime doğru dönüyordum. Ben geri dönerken arkamdan küfür ettiğini duydum. Ben döndüm "Neden küfür ediyorsun" derken o tehditlerle üzerime geldi. Ben de kendimi kaybettim, boğazını tuttum. Yaptığım şey doğru değildi ama bir futbolcuya bu kadar ağır şekilde galiz küfür edilirse çileden çıkar. Ben de dayanamıyorum, ben de insanım, ben de futbolcuyum. Belki yapmamam gerekirdi ama kendimi tutamadım. Ben bu konuda yorumcuları da anlamıyorum. Tamam tepkimi biraz fazla verdim, doğrusu dayanamadım. Yaptığım doğru bir şey değil kabul ediyorum ve özür dilerim kamuoyundan. Ama insan bir yorum yaparken biraz da düşünür. Bir anda ben neden geri döndüm. Bunu biraz düşünmeleri lazım.
Televizyonda Emre'nin ağzı okunuyor. Bana küfür ettiği, beni tehdit ettiği açıkça belli oluyor."
- Emre Belözoğlu ile senin aranda daha önceden yaşanmış bir husumet var mıydı?
"Önce şunu söyleyeyim, Emre Milli Takım'dan arkadaşımızdır. Ben ona hiçbir zaman saygıda kusur etmedim. Üç gün önce açılışa davet etti bizi, Emre Belözoğlu aradı, "Sabri de gelebilir mi" dedi ve biz de kalktık onun akrabasının açılışına gittik. Düğününe davet etti, oraya gittim. Saha içinde
rekabet ederiz, maç içindeki rekabetin de dostluk seviyesinde olması lazım. Hiçbir zaman öyle bir hareket yapmak istemem ama dediğim gibi, dayanamadım. Böyle olaylar oldu. Yaşanmaması gerekiyordu. Burada
mağdur olan birisi varsa o da benim. Ben hakemlerden devre arası özür diledim. Saha içinde
Sabri Sarıoğlu ne yapmış, bunu hala anlamış değilim. Bu sene alıştık artık, Galatasaray'da kim suçlu dendiğinde herkes Sabri diyor.
Federasyon açıklama yapıyor ve beni PFDK'ya sevk ediyorlar. Birisi çıkıp benim işlediğim suçu açıklamalı. Hangi gerekçeli kararla ben bu kuruma sevk ediliyorum. Bu kararı şaşkınlıkla karşılıyorum."
- Seninle aynı olayın içerisinde bulunan Emre Belözoğlu PFDK'ya sevk edilmedi. Bununla ilgili olarak neler söylemek istersin?
"Şaşkınlıkla karşılıyorum. Ben orada yan hakeme karşı bir küfürüm, bir aşırı hareketim olsa beni daha ilk yarıda cezalandırırlardı. Hakem beni uyardı, sonra ben de özür diledim. Beni televizyon görüntülerinden izledikleriyle PFDK'ya sevk edenler Emre Belözoğlu'nun bana ağza alınmayacak kadar ağır olan küfürlerini göremiyorlar mı?"
- Sen şimdi televizyonda yorumcuların yaptıkları yorumlar ve yönlendirmeler sonucu mu ceza kuruluna sevk edildiğini düşünüyorsun?
"Bence öyle oldu. Ben
spor programlarını izleyen bir insan değilim. Çünkü objektif yorum yapmıyorlar. Şahsınıza edilmiş bir hakaret var ve "Seni öldürürüm.." diye bir tehdit var. Sonuçta biz spor yapıyoruz. Tamam benim de hatalarım oldu kabul ediyorum ama maçı provoke eden kişi olarak gösterilmem saçma. İlk yarıdaki itirazımdan uyarı aldım. Maçı provoke eden bir insan olsaydım örneğin Lugano'nun yaptığı hareket var. Ben orada Lugano'ya da saldırabilirdim. Ama bakın Lugano, Emre Aşık'a vurdu. Dikkat edin gidip Lugano'ya sarılan ve ayıran bendim.
Semih ile
Arda arasındaki yaşananları da ayıran bendim. Ben bunları yapmaya çalışırken nasıl olur da provoke ediyorum oyunu. Lütfen buna birileri açıklık getirsin."
- Lugano'nun hareketini gördün mü?
"Ben hareketini görmedim.
Carlos topa vurdu, baktım Emre ağabey yerdeydi. Yardımcı hakem uyarsa Lugano atılıp olay büyümezdi. O da bayrağını kaldırıp orta hakemini uyarmadı. Derbiye yakışmayan olaylar oldu. Bunlar doğru değil tabii ki. Ama benim maçı provoke ettiğimi iddia edenlerden rica ediyorum. Böyle yorumlar yapmasınlar, maçı iyi
analiz etsinler. Bakın tekrar söylüyorum, ben kendimi tamamen haklı olarak görmüyorum. Evet benim de yaptığım hatalar var. İkinci yarı yaşanan olayda sinirime hakim olup
cevap vermemeliydim. Ama dayanamadım. Ben de insanım. Sonuçta bu olayların yaşanmaması gerekiyordu. Bize ağabey diyenler bize küfür ediyor, biz küfür etmedik. Neymiş, bu olaylar Sami Yen'de yaşanıyormuş gibi sözler edildi. Ben 7 senedir Kadıköy'e gidiyorum ama çıkıp böyle yorumlar yapmadım. İnsanlar azıcık
samimi davransınlar. Orada bize ve taraftarımıza yapılanları biz de anlatsak burada saatlerce konuşmamız gerekir. Eski görüntüleri izledim, Gerets hocamızın kafasına gelen
yabancı madde vardı. O olay Gerets'e sorulduğunda esprili bir cevap vermişti. "Tebrik ediyorum, keskin nişancıymış" demişti. Biz Kadıköy'de küfür yedik, hakarete uğradık ama hiç böyle açıklamalar yapmadık. Volkan'ın yaptığı röportajda söyledikleri yanlıştı. Tabii ki röportaj yapacaksın, ama böyle açıklamalar yaptığında ortam geriliyor. İki başkan yan yana maçı izliyorlar, sahada topluca bir küfür olmadı, biz sahanın içinde yaşayanlar olarak duymadık. Münferit olarak her statta insanlar küfür ediyor.Bu
Türkiye'de olan bir şey. Keşke maçı herkes eğlence gibi izlese… Ama olmuyor, her statta küfür oluyor. Açıklama sırasında soyunma odasındaydık. Çıkarken Volkan'ın açıklamasını gördük. Ayhan ağabey çok sinirlendi ve böyle bir şeyin yalan olduğunu belirtmek için onlar da bir açıklama yaptılar. Dünyanın sayılı derbilerinden biri Galatasaray-Fenerbahçe maçı. Türkiye için iyi bir reklam olmadı."
- Başkan Adnan Polat'ın maçtan sonra soyunma odasına geldiği ve seni uyardığı yazıldı. Bunların doğruluk payı nedir?
"Ben buna da şaşırdım. Ayıp, tamamen ayıp. Futbolcuya karşı yapılmış bir hareket bu. Biz maç sonunda soyunma odasına geldik, sakinleştik, duşumuzu aldık. Başkanımızı görmedim bile orada. Hiçbir şekilde bana böyle bir açıklamada bulunmadı. Bu haberleri yapanlar da beni daha çok
hedef göstermek isteyenler. Bunlara sadece gülüyorum. Bir futbolcuya bu kadar haksızlık yapılmaz. Siz haber yapmıyorsunuz, futbolcuyu kötülüyorsunuz."
- Emre Belözoğlu ile maçtan sonra aranızda bir görüşme oldu mu?
"Olmadı. Sonuçta benim yaptığım şey doğru değildi. Ama Emre'ye karşı şahsi bir şey yapmadım. Futbol bu, saha içinde kasıtlı olmadığı sürece mücadele olabilir. Sakatlık da geçirebilirsiniz ama ben kasıtlı bir şey yapmadım. Kasıtlı bir hareketim olmadığı için onu kaldırmaya gittim. Beni itti. Küfür etti."
- Sence hedefteki adam neden Sabri? Sence senin yanlışların var mı? Bu konuda neler düşünüyorsun?
"Benim kendimde sevmediğim huyum, kazanma hırsımı agresifliğe dönüştürüyorum. Ben bunu azaltmaya çalışıyorum. Gerekli ikazı hakem bana veriyor zaten, saha içinde tek hakim olan kişi hakemdir. Bahsedilen şekilde bir olay olsa beni zaten hakemler cezalandırırlardı. Beni ön plana çıkarmaya çalışıyorlar. Benim maç içinde futbol için, mücadele için ortaya çıkardığım hırsımı kullanarak "Sabri maçı provoke ediyor" diyorlar. Ben kazanmak için çıkıyorum sahaya. Kazanmak için de bu hırs gerekiyor. Terimin son damlasına kadar mücadele ederim. Beğenmediğim hareketlerimi az seviyeye getirmek için elimden geleni yapıyorum. Ama biz taraftarın önüne atılıyoruz. Bu tip yorumlarla insanlar beni yanlış tanıyor. İnsanlar yorumları okuyunca bunlara inanıyor.
Yorumcular mantıklı olmadan yorum yaptığı için hedefteki insan ben oluyorum. Kimisi kasıtlı yapıyor. Amigo yorumcu olanları da biliyorum. Ama ben sahada kazanmak için hırslıyımdır, bu hırsımı
kontrol etmek ve yanlışlarımı en aza indirmek için elimden geleni yapıyorum. Kulübümüz de kazanacak. Biz de kazanacağız. Bu bizim işim, hatalardan
ders almasını da biliyoruz. Özür de diliyoruz. Ben bana ceza geleceğini düşünmüyorum. Bugün haberlere bakıyorum, hakeme küfür etmişim. Yarım metre var aramızda. Ben küfür etsem beni oyundan atar hakem."
- Hakem Emre ile seni yanına çağırdığında size neler söyledi?
"Milli takımdan arkadaşsınız, yapmayın" dedi. Ben de "Kusura bakmayın. Küfür etti, dayanamadım" dedim. Sonra sarı kartı gördüm ve tekrar yerime döndüm. Kamuoyundaki bazı yorumcular farklı analiz ediyor bu olayı. Maçın son dakikalarındaki yaşanan olayların tabii ki yaşanmaması gerekiyordu. İnşallah bundan sonraki maçlarda böyle olaylar yaşanmaz. Biz sahaya kazanmak için çıkıyoruz. Elbette biri kazanacak, biri kaybedecek ya da maç berabere bitecek. Biz maçın skoruna göre
kavga etmiyoruz."
- Yaşanan olaylar Milli Takım'daki arkadaşlığı etkiler mi?
"Hepsi Milli Takım'da yan yana oynadığımız arkadaşlarımız. İleride ne olur bilinmez ama hiçbir zaman sorun olmaz Milli Takım forması taşıdığımız için. En son suçlanacak insanlardan biriyim. Ve bu hakaretten dolayı aslında bana bir özür borçları var."
(CİHAN)