Hükümetin, Kimse Yok mu Derneği’nin kampanyalarını engellemesi dünyanın farklı bölgelerindeki ihtiyaç sahiplerini mağdur etti. Gazze Barış Derneği Başkanı Doktor Naser el Sadi, . Savaş zamanında yarım milyon insana yardım ulaştırdı.” sözleriyle tepki gösterdi. Gazze’de 17 bin evsiz aile için dernek ile yeni imar projeleri hazırladıklarını anlatan Naser el Sadi, “Yardımları engellemekle büyük bir kötülük yapmış olurlar.” dedi. Bu kararla, göz ameliyatı bekleyen 4 bin Afrikalı ışıktan mahrum kalacak. Nijer’de 2 bin yetim ile dul kadınlara yönelik tarım projeleri, bin 600 su kuyusunun bakımı da yapılamayacak. Temmuz ayında Tanzanya’daki sağlık taramasına katılan Dr. Nurcan Dalan, “Oradaki insanların ışığını almaya kimsenin hakkı yok.” diye konuştu. Göz Hastalıkları Uzmanı Kemal Yüksel ise “Hasta gözlerin 1 saat geç açılmasının bile sorumluluğu engelleyenlerin üzerinde.” dedi.
Kimse Yok mu Derneği’ne hükümet tarafından yapılan haksız ve ayrımcı uygulamalar devam ediyor. Kurban Bayramı arifesinde izinsiz yardım toplama yetkisi elinden alınan derneğin, 31 Aralık 2014 tarihine kadar almış olduğu izinler de iptal edildi. Böylece başta Gazze olmak üzere milyonlarca yoksul ve muhtaç insanlara yapılan yardım faaliyetleri durmuş oldu. Hükümetin aldığı kararla izin alınan kampanyaların da iptal edilmesi en çok Gazze’ye yardım ulaştırılan bölgeleri üzdü. Kimse Yok mu Derneği’nin Gazze’de partner kuruluş olarak çalıştığı Gazze Barış Derneği Genel Başkanı Doktor Naser El Sadi, “Kimse Yok mu Derneği’nin Türkiye’de ve Gazze’de herhangi bir usulsüzlüğü yok. Kimse Yok mu, Gazze’ye en çok yardım getiren dernek. Savaş zamanında yaklaşık yarım milyon insana yardım ulaştırıldı.” sözleri ile yapılan zulme tepki gösterdi. Gazze’de şu an evsiz olan yaklaşık 17 bin aile için Kimse Yok mu Derneği ile yeni imar projeleri hazırladıklarını da anlatan Naser, “Bu yardımın ortadan kalkması, bir sürü insanın haksızlığa uğramasına neden olur. Bu kanunlarla Gazze’yi, bu insanları en az üç-dört aylığına mahrum etmiş olurlar. Büyük bir kötülük yapmış olurlar. Kimse Yok mu’ya bunu yapanların amaçları, yardımları ortadan kaldırmak veya geciktirmek. Gerçekten çok üzücü bir şey.” diye konuştu.
Zaman'ın haberine göre; Afrika’daki sağlık taramalarıyla on binlerce hastaya ulaşan doktor ve sağlık çalışanı da Kimse Yok mu’nun yardım toplamasını engelleme girişimine anlam veremiyor. Afrika’da Tanzanya’ya Temmuz 2014’te sağlık taramalarına katılan Kadın Doğum Uzmanı Nurcan Dalan, “Oradaki insanların ışığını almaya hiç kimsenin hakkı yok.” dedi. Kimse Yok mu Derneği’nin başta Afrika olmak üzeri birçok ülkede yapmış olduğu sağlık faaliyetlerine katılan Dalan, “Böyle güzel hayırlara neden engel olmaya çalışıyorlar anlamıyorum. Bu yapılanları insanlıkla bağdaştıramıyorum. Ben her doğuma gittiğimde sadaka verir gibi 5777’ye bir mesaj atıyordum. O sadaka ile hem kendimi koruyordum hem hastamı koruyordum. Onu elimden almaları kalbimi kırdı. Biz yardımlarımızı ne olursa olsun yine yapacağız. Fakat bu kadar engellemeler karşısında istediğimiz kadar kişiye ulaşamayacağız.” ifadelerini kullandı.
Göz Hastalıkları Uzmanı Doktor Kemal Yüksel, derneğe yapılanları vicdansızlık olarak değerlendirdi. Yapılan zulmün mazlum insanları zor durumda bıraktığını belirten Yüksel, “O hastalarını gözlerinin 1 saat geç açılmasının bile sorumluluğu onların üzerinde.” uyarısında bulundu. Yüksel, Sudan’da 2, Tanzanya’da 1 defa katarakt ameliyatı çalışmalarına katıldığını anlatarak şöyle devam etti: “Orada 2 bin insanın gözleri görmüyor. Bir gün boyunca 2 bin insanın gözünü kapatın bakalım nasıl bir durum ortaya çıkacak?”
Kimse Yok mu gönüllülerinden psikiyatri uzmanı Vedat Bilgiç de Tanzanya’da yapılan yardımların içinde bulunduğunu söyleyerek şunları dile getirdi: “Nietzsche’nin bir sözü var, ‘Müziğin sesini duymayanlar, dans edenleri deli sanıyor.’ Yani bizim orada yaptıklarımızın müziğini duyamayanlar bizi deli zannediyorlar. Aslında onlar müziğin sesini duyamayanlar. O müzik nedir; Allah rızasıdır, yaşatma idealleridir, insanlıktır, çevreyi korumaktır. Derneğin yardımını kesersen, aslında Türkiye’nin yardımını kesersin.”
Derneğin, SMS numarası 5777 üzerinden yardım toplayabilmesi de elinden alındı. 2 milyon 473 bin 166 kişinin aktif olarak kullandığı kapatılan SMS hattından bugüne kadar 52 milyon 752 bin 815 TL bağışta bulunuldu. Ancak kampanyaların durdurulması, Kimse Yok mu’ya bağış yapmaya engel değil. Derneğin http://www.kimseyokmu.org.tr sitesinden on-line bağış yapılabilirken, internet bankacılığı ve posta yolu ile (Havale ve EFT) ayni ve nakdi yardım yapılabiliyor. Şu anda 57 bin gönüllüsü bulunan dernek, bu sayıyı 250 bine çıkarmayı hedefliyor.
Bu usulsüz karar yargıdan döner
Bakanlar Kurulu’nun kararına birçok kesimden tepki yağıyor. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, endişe edecek bir durumun olmadığını söyledi. “Atalarımız yanlış hesap Bağdat’tan döner demiş” ifadesini kullanan Kamalak, “Bu hesap Bağdat’a varmadan, bu ülkenin öz bağrında kurulmuş olan mahkemelerden geri döner. Dönüyor da zaten.” dedi. Kamalak, şöyle devam etti: “Tarih boyunca hiçbir zalimin rahmetle anıldığına rastlanılmamıştır. Bütün bunlar bir imtihan sürecidir. Allah yüzaklığı versin, kanaatimiz odur ki birkaç gün sonra yürütmeyi durdurma davası ile bu kararlar iptal olacaktır. Nitekim Anayasa Mahkemesi’nin ve çeşitli kurumların vermiş olduğu kararlar var. Bunlar biraz zaman istiyor ama zalimin zulmünü yargı kararları ile yüzlerine çarpmak fazla uzak olmayacaktır.”
Mazlumder Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal da alınan kararın gerekçesinin bir an önce açıklanması gerektiğini kaydetti. Kimse Yok mu Derneği’nin bu kararın gerekçelerini açık bir şekilde öğrenmesinin en doğal hakkı olduğunu ve bunun için bir kampanya yürütmesi gerektiğini dile getiren Ünsal, “Ben de çok merak ediyorum gerekçeyi. Kamuoyuna ya da derneğinizin gönüllülerine hükümetin bir açıklama yükümlülüğü var. Kararı alan hükümet, dernek yöneticilerini, dernek bağışçılarını ve dernekten yardım alanları bu kararın gerekçesi konusunda tatmin etmeli.” diye konuştu. Ünsal, derneğin açıklanan kararı tatmin edici bulmazsa mahkemeye gitmesi gerektiğine dikkat çekti ve ekledi: “Bu derneğin hakkında yolsuzluk iddiası mı var, taahhütlerini yerine getirdi mi getirmedi mi? Hangi gerekçeyle bu karar alındı? Nihayetinde bu idari bir tasarruf, yasal bir karar değil.”