TBMM Genel Kurulunda, Ana
yasa değişikliği teklifinin
Anayasanın geçici 15. maddesini kaldıran maddenin görüşmelerinde, milletvekilleri önergeleri üzerinde söz aldı. Görüşmelerde zaman zaman gerginlik yaşandı.
BDP
Iğdır Milletvekili
Pervin Buldan, 12
Eylül'ün ürünü olan yasa ve kurumlar dururken,
12 Eylül darbesinin mahkum edilip edilemeyeceğini sordu.
Buldan, dünyanın hiçbir yerinde darbecilere, Türkiye'deki gibi saygı gösterilmediğini, uzun süre itaat edilmediğini iddia ederek, geçici 15. maddenin kaldırılmasının, darbecilerden
hesap sormaya yetmeyeceğini söyledi.
MHP
Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici, 12 Eylül'ü konuşurken, dillerini değil, yüreklerini, akıllarını konuşturmaları gerektiğini dile getirdi.
Ekici, ''12 Eylül'de her türlü işkenceden geçmiş, istikbalinden olmuş insanları, sadece siyasi hesaplar uğruna, '12 Eylül Anayasasını savunmakla, antidemokratik olmakla' suçlayacaksınız. Bu dürüstlük değildir, siyasi ahlaka sığmaz'' görüşünü ifade etti. Kendi nesillerinde sağcısı ve solcusunun, demokrasinin erdemini, işkencenin
insanlık suçu olduğunu, bir cam
bardak çayın değerini, işkence içinde öğrendiklerini belirten Ekici, ''Bu insanları, 12 Eylül rejimini savunmakla suçlamak, ne kadar büyük bir haksızlıktır'' dedi.
Ekici,
AK Parti Grup
Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı'ya da ''Benim şehitlerimi anarken, bizim yüreğimiz yanarken lütfen gülmeyin'' diye seslendi.
Bahçekapalı'nın söz istemesi üzerine birleşimi yöneten
TBMM Başkanı Mehmet Ali
Şahin, Bahçekapalı'ya ''Güldünüz mü?'' diye sordu. Bahçekapılı'nın ''
Hayır''
yanıtı üzerine Şahin, Bahçekapılı'ya söz vermedi.
-''12 EYLÜL ÜRÜNÜ''-
CHP Ankara Milletvekili Tekin
Bingöl, 28
Şubat ve 27
Nisanın hesabı sorulmadan, masaya yatırılmadan, 12 Eylül Anayasasında değişiklik yapmanın, ''
ucuz bir yaklaşım'' olacağını savundu.
CHP
Edirne Milletvekili Rasim Çakır, 12 Eylül'ün bitmediğini, devam ettiğini ifade ederek, ''Sizler 12 Eylül'ün ürünüsünüz. 12 Eylül'ün büyük ideallerine ulaşabilmek için araçsınız. 12 Eylül koşullarından yararlanarak
iktidar olmuş, 12 Eylül'ün anlayışını devam ettirmeyi bir tarihsel görev olarak üstlenen bir siyasal organizasyonsunuz'' görüşünü ileri sürdü.
-''HASSASİYETİ DERİNDEN PAYLAŞIYORUZ''-
Önergelere katılmayan
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay, bunun gerekçesini, ''Bu önergeleri veren arkadaşlarımız, 12 Eylül darbesini yapan Konsey ve Danışma meclisi, haksız işlem ve tasarruflarından dolayı yargılansınlar istiyorlarsa, bu hassasiyeti derinden paylaşıyoruz. Denildiği gibi
zaman aşımı dolmuştur kabulünden yola çıkarsak, çok vahim bir hukuki hata işlemiş oluruz. Geçici 15. maddenin kalkmasıyla zaman aşımı başlayacak.
Kasım 1982'de kesilen zaman aşımı yeniden başlayacak'' diyerek açıkladı.
-''SORUŞTURMA AÇTILAR DA ELLERİNDEN Mİ TUTTUK''-
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ, sataşma olduğu gerekçesiyle söz istedi. AK Parti'nin ve milletvekillerinin, milletin ürünü, antidemokratik her türlü müdahaleye, hukuk dışı her türlü yapılanmaya, darbelere karşı, milletin ortak sesi olduğunu söyledi.
Bozdağ, milletin, darbelere sevinenleri gördüğünü, 27
Mayıs 1960 darbesini kimlerin alkışladığını bildiğini belirterek, ''Darbenin yedeğinde kimin iktidar, başbakan olduğunu,
1 Mayısları bayram diye bu millete kutlattığını, 12
Mart 1971 muhtırası verildiğinde,
Meclis açıkken, Mecliste anayasa değiştirip, darbecilerin, cuntacıların talimatı doğrultusunda milletin anayasasına, hukukuna kimlerin ayar verdiğini de bu millet iyi biliyor. Kimin darbe şakşakçısı, kimin onlarla beraber iş tutuğunu da biliyor'' diye konuştu.
Bütün milletin 12 Eylül darbesinden
mağdur olduğunu, sadece bir kesimin değil, 72,5 milyonun
fatura ödediğini kaydeden Bozdağ, şunları söyledi:
''
27 Nisan e-muhtırası... Bunların yargılanmasını engelleyen bir yasa hükmü var mı?
Yargılamayı
Hükümet,
Başbakan mı yapacak,
soruşturmayı Hükümet mi açacak? Soruşturmayı açacak savcılar. Ama görüyoruz ki Türkiye'de bazı kişilere karşı soruşturma açmak cesaret istiyor, o cesareti gösteremediler. 1997'de
Genelkurmaya gidip esas duruşta duranlar, o darbecileri alkışlayanlar onu açma cesareti gösterememişlerdir. Bizi niye itham ediyorsunuz? Hukuku işletmek durumunda olanlar orada, onlar soruşturma açtılar da biz ellerinden mi tuttuk. Buradan çağrıda yapıyoruz, zaman aşımı dolmadı, buyursun soruşturmalarını açsınlar. Bu ülkede darbe teşebbüsüyle yargılananların avukatlığını yapanlar var.''
-''KANKA OLAN...''-
Bozdağ'a yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Hakkı
Suha Okay, CHP'nin her darbenin mağduru olduğunu ve her darbeye karşı dimdik durduğunu ifade etti.
Okay, Demokrat Parti'nin son günlerinde yapılan darbe sonrasında dik duran, 1961'te darbeye karşı olan,
Talat Aydemir ayaklanmasına karşı dimdik duranın İsmet
İnönü olduğunu,
12 Mart muhtırasından sonra Bülent Ecevit'in
istifa ettiğini anlattı. Okay, ''O dönemde, her partide olduğu gibi
ihanet kotaları vardı, geçmişte AKP'nin kurulduğu süreç gibi, CHP içinde de bazı ihanet kotaları gidip, darbecilerin hükümetinde yer aldı. 12 Mart mağduru, 12 Eylül mağduru CHP olmuştur. CHP kapatılmıştır'' diye konuştu.
28 Şubat'ın, CHP'nin dışında olduğunu vurgulayan Okay, ''27 Nisan e-muhtırasından sonra 4 Mayısta Dolmabahçe'de, 'e- muhtırayı ben yazdım' diyen işgüzarla sırdaş olan, kanka olan sizin Sayın Genel Başkanınızdır. 27 Nisanın hesabını kendiniz vereceksiniz? Darbe sonrası darbecilikten mağdur edebiyatı içinde
siyaset üretiyorsunuz'' dedi.
AK Parti
Gümüşhane Milletvekili Yahya Doğan ise hukuk diliyle, aklı selimle değil, duygularla konuşulduğunu söyledi.
AK Parti'nin, ''12 Eylül'' ürünü olmakla suçlandığını ifade eden Doğan, 12 Eylül'ün en büyük mağdurlarından olduklarını ancak ''asaletlerinden'' dolayı konuşmadıklarını söyledi.
-SIRA KAPAKLARINA VURDULAR-
Önerge üzerinde söz alan AK Parti
Tokat Milletvekili Zeyyid Aslan, 12 Eylül'de ''alnına
tüfek dayatılarak uyandırılmış 15 yaşında bir çocuk olduğunu'' söyledi.
12 Eylül'ün ''
katliam sembolü'' olduğunu ifade eden Aslan, ''Böyle bir süreci yaşatanlardan hesap sorma zamanı gelmedi mi? 12 Eylül ile hesaplaşmanın önünü açarak işkencecilerden hesap soralım. '12 Eylül'ü karanlığa gömeceğiz' diyenleri oy kabinlerinde görmek istiyorum'' dedi.
Aslan'ın Ozan Arif'in konuya ilişkin bir şiirini okuması sırasında MHP sıralarından protestolar yükseldi.
Konuşma süresi dolan Aslan'a Başkan Mehmet
Ali Şahin, selamlama için süre verdi.
Aslan, bu sırada, ''Kafeslerde insanlık dışı muameleye maruz kalmış Mustafaların annesinin yüreğini ferahlatmak için bu değişikliği yapalım'' dedi. Aslan'ın bu sözleri MHP sıralarından yükselen protestoların artmasına neden oldu. MHP milletvekilleri sıralara vurarak protestolarını sürdürdüler.
Başkan Şahin'in mikrofonunu kapattığı Aslan, Şahin'in uyarılarına rağmen kürsüden ayrılmayarak konuşmasını sürdürdü. Aslan'ı AK Parti milletvekilleri kürsüden alarak, kulise çıkardı.
MHP Grup Başkanvekili
Oktay Vural, Divana doğru giderek, Şahin'i tutumundan dolayı eleştirdi.
Şahin, ''Ne yapayım, ben mi ineceğim aşağıya? Mikrofonunu kestim'' dedi.
Tartışmalar oy kullanılması sırasında da devam etti. Şahin, ''Millet bizi izliyor. Milletvekillerinin hareket etmesi gerektiği gibi hareket edin'' diyerek uyarıda bulundu.
Oy kullanma sırasında MHP
Antalya Milletvekili
Tunca Toskay, divana giderek Şahin'i olayla ilgili tutumu nedeniyle eleştirdi.
AA