O zaman da
Askerî Savcı Yavuz Şentürk yürütmüştü
soruşturmayı.
Planın hazırlandığı söylenen bütün bilgisayarlar,
imha operasyonuna katılan bütün er, erbaş ve subaylar hatta
Dursun Çiçek bile elinin altındaydı. Ama
delil bulanamadığı gerekçesiyle kapatmıştı soruşturmayı. 1 yıl önce delil bulamayan
askeri savcı, 1 yıl sonra suçluyu buldum diyerek bir
iddianame hazırladı. Belge gerçek, tek suçlu da Çiçek dedi. 1 yıl önce kendi aldığı kararı da, Başbuğ'u da yalanladı.
Milliyet Gazetesi'nin kime inanalım dediği ikinci nokta
belgenin kamuoyuna sızma şekliydi. Başbuğ daha bir hafta önce bir televizyon programında açıkça "polis sızdırdı" diyordu. Askeri Mahkeme'nin kabul ettiği iddianamede ise Askeri Savcı Yavuz Şentürk yine Başbuğ'u yalanladı. Dursun Çiçek bazı kişilerle birlikte planı basına kendisi
servis etti dedi. Askeri
savcılık Millete Komplo soruşturmasındaki bazı belgeleri göstererek
İlker Başbuğ'u yalanlıyordu. Dursun Çiçek ve Millete Komplo Belgesi ile ilgili süreç de aslında Askeri Savcılığı yalanlıyor. Zira askeri savcının iddia ettiği gibi
Millete Komplo belgesi Balyoz gibi medyada yayınlandıktan sonra soruşturma açılmadı.
Ergenekon tutuklusu
Serdar Öztürk'ün ofisine düzenlenen polis operasyonunda ele geçirilmişti.
TÜM ERGENEKON HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN