İşte biz de bu mevcud-u meçhul isme büyüteç tuttuk. Ortaya ise şaşırtıcı bir ilişkiler ağı çıktı. Siyasetçi
Hüsamettin Özkan'dan şarkıcı Hakan Ural'a, öldürülen gazinolar kralı Ömer Lütfi
Topal'dan firari
Ergenekon zanlısı
Bedrettin Dalan'a kadar pek çok isim
Necati Kurmel'in "
aile fotoğrafı" içerisinde...
Türkiye bugün farklı konuları tartışsa da "iddia olunan
Ergenekon Terör Örgütü"ne yönelik operasyonlar
ülke gündeminde uzun süre kalmaya devam edecek. Geçen haftalarda 12. dalgası gerçekleşen operasyonlar zincirinin son durağı
İstanbul-Poyrazköy'de çıkartılan cephanelik oldu. Cephaneliğin çıkarıldığı
arazi Ergenekon zanlısı
Bedrettin Dalan'ın ABD'ye gitmeden kısa süre öncesine kadar mütevelli
heyet başkanlığını yaptığı istek Vakfı'na aitti. Ancak arazi "askeri
bölge"ydi ve SAT ve SAS timleri tarafından kullanılıyordu. Zaten burada yapılan kazılardan sonra beşi
subay olmak üzere sekiz kişi tutuklandı. Ancak asıl şaşırtıcı bilgi operasyondan kısa bir süre sonra Yeni
Şafak gazetesine
manşet oldu.
Statüsü tartışmalı bu araziyi Dalan, Necati Kurmel'den almıştı. Kurmel,
Yeni Şafak'ın sorularına verdiği yanıtta arazinin askeri bölge olduğunu doğruluyordu. 27 yıl önce 20 milyon liraya aldıkları bu araziyi Dalan'a 17 milyon dolara satmışlardı. Üzerine bina yapamıyorlardı. Dalan ise eski belediye başkanı olmasından kaynaklanan bir girişkenlikle araziyi Kurmel ve ortakların-
dan satın almıştı. Böylece ilk defa Ergenekon'a yönelik yapılan operasyonlarda Necati Kurmel'in adı geçti. Kurmel ismi özellikle
Susurluk skandalı sonrasında basın mensuplarının ajandalarına girmişti. Ancak Necati Kurmel hep gizemli kalmayı seçti. Hiçbir gazeteye çıkmadı, kimseyle görüşmedi.
Dalan yanında yetişti
199O'h yılların sonunda "Türkiye'de en önemli politikacı kim?" diye sorsanız, hemen herkesin üzerinde
ittifak edeceği isim
Hüsamettin Özkan olacaktı. Bülent Ecevit'in sağ koluydu. DSP-MHP ve ANAP'ın kurduğu
koalisyon hükümetinin mimarı ve gölge başbakanıydı. Hüsamettin Özkan, gücünün zirvesinde olduğu yıllarda hep başka bir isimle, Necati Kurmel'le birlikte anıldı. Tüm kamuoyu Kurmel'i Özkan'ın dayısı olarak bildi. Ne ketum Hüsamettin Özkan, ne de Necati Kurmel çıkıp tek bir açıklama bile yapmadılar bu yanlış bilgiyi düzeltmek için. Evet, Özkan ile Kurmel akraba. Ancak bu akrabalık ilişkisi bir evliliğe dayanıyor. Özkan'ın ablası, Necati Kurmel'in ağabeyi Mustafa Kurmel ile evli.
Türk kamuoyu Necati Kurmel ismini ilk defa 1970'li yıllarda duydu. Kurmel, Saray Halı'nın sahibiydi. Türkiye'nin de en zengin 25 ismi arasında sayılıyordu. Saray Halı'nın
yönetim kurulunda daha sonra siyasette yıldızı İstanbul Belediye Başkanlığı ile parlayacak olan Bedrettin Dalan da vardı. Dalan, önce ANAP'a kurucu olmuş, ardından da İstanbul Belediye Başkanlığı'na seçilmişti. Tüm bu görevlerden önce ise Kurmel'in şirketinin genel müdürlüğünü yapıyordu. Bugün Dalan ile Kurmel'in evleri bile yan yana...
Gazetelere çıkmaktan hiç hoşlan-mayan Necati Kurmel'i çeşitli haberle-rin konusu haline getiren ise Susurluk skandalı oldu. Susurluk skandalında ismi geçen kim varsa bir şekilde Kurmel ile irtibatlıydı, çevresinde yer almıştı. Öldürülen "kumarhaneler kralı"
Ömer Lütfü Topal'ın en saygı duyduğu isim | Kurmel'di. Gördüğü yerde elini öper, hatta çantasını taşırdı.
Topal'a kefil oldu
Bu ilişkinin Topal'ı tanıyanlarca çok yadırgandığı muhakkaktı. Ancak hem Topal'ı hem de Kurmel'i yakından tanıyan, aynı zamanda Topal'ın avukatlığını yapan Ekrem Marakoğlu'na göre bu duruma hiç de şaşıracak bir şey yoktu. Topal'a kumarhaneler krallığına giden yolu açan Kurmel'di. Sahibi olduğu Manavgat'taki Saray, Adana'daki
Seyhan otellerinin kumarhanelerinin işletmesini Topal'a veren Kurmel, aynı zamanda
Topal'a kefil de olmuştu. Topal da, Kurmel'in bir dediğini iki etmiyordu. Topal'ın avukatı Marakoğlu, "Kırmızı Kadife" adını verdiği anı kitabında, bu ilişkinin hiç bilmediğimiz noktalarına dikkat çekmekte: "Özellikle gazino açma konusunda,
Turizm Bakanlığından gelen engellerle bütün ümitlerini kaybettiği bir zamanda Necati Kurmel'in kendisine nasıl
destek çıktığını (Topal) hep söyledi. Bunlardan habersiz olan kişilerin gözleri önünde Ömer Lütfü Topal'ın her karşılaşmada Necati Kurmel'in elini özellikle öpmesi çevredeki kişilerce hayretle karşılanırdı. Topal'ın
Antalya Havaalanı'nda karşıladığı Necati Kurmel'in valizini elinden alıp taşıması ise o dönemde Antalya'da günlerce konuşulmuştu. Taraflar arasındaki ilişkiyi bilenler için bunlar aslında çok
doğal davranışlardı. Çünkü gazinocular kralı Topal'ı bir anlamda Necati Kur-mel yaratmıştı."
Unutmayalım, Ömer Lütfü Topal kumarhane işine girmeden hemen önce ABD hapishanelerinde 40 aydan fazla
tutuklu kaldı. Belçika'da yakalanmış, ABD'ye götürülmüş bir uyuşturucu kaçakçısıydı Topal. Buna rağmen önünde tüm kapılar açılmıştı. Kurmel'in referansıyla otellerinin gazinolarını Topal'a verenler arasında
Polat ailesi de vardı...
Çiftlik buluşmasının mimarı
Kurmel, Türkiye'nin en önemli zenginleri arasında sayılsa da adı hep hileli iflas, Susurluk skandalı ve ticari itilaflarla gündeme geldi. Kurmel'in son dönemde uğraşmak zorunda kaldığı ticari itilaf ise Ballıca
Ormanları ile ilgili.
Formula 1 pisti ile birlikte, İstanbul'un en çok değerlenen arazilerinin bulunduğu Kurtköy'de bulunan Ballıca Ormanı yüzünden hem
Orman Bakanlığı, hem de arazilerin eski sahibi olduğunu iddia eden
işadamı Kemal Derinkök ile mahkemelik. Dava 7 bin 500 dönümlük bir alanı kapsıyor. Devlet ormanı iken, özel ormana dönüştürülen Ballıca Ormanları, trilyonlarca liralık bir
rant kapısı.
İnşaat işlerine de meraklı olan Kurmel'in, Hüsamettin Özkan ile yollarının kesiştiği bir başka nokta daha var: İstanbul'un ünlü sitesi
Beykoz Konakları. Özkan'ın bu sitede iki villası var. Sitenin müteahhidi ise tahmin ettiğiniz gibi Necati Kurmel!
Hep, göz önünde bulunmaktan imtina eden Kurmel, bir kez
Star gazetesine beyanat verdi. 10 Temmuz 2002,
Çarşamba günü ağabeyinin kayınbiraderi Hüsamettin Özkan'ın DSP'den istifası sonrasında Bülent Ecevit'i suçladı. DSP karı-koca partisiydi ve Özkan'a büyük haksızlık yapılmıştı; "Ayrı bir politik oluşum içinde bulunarak
ihanet ettiğine inanmıyorum. Bana göre Özkan'a büyük haksızlık yapıldı. Ayrılıkçılık için değil, hep uyum için çalıştı. Karı-koca partisi olur mu? Ecevitler iste-diklerini getiriyor, istediklerini götürüyorlar. Ekonomiye, ülkeye zarar veren bu hegemonya artık bitmeli."
Bu konuşmasının ardından tekrar büyük bir sessizliğe gömüldü Necati Kurmel. Artık devir değişmiş, AKP 3
Kasım 2002 seçimlerinin ardından bü-yük bir çoğunlukla
iktidar olmuştu. Siyasetin eski isimleri köşelerine çekilmiş, üzerlerine ikbal güneşinin tekrar doğmasını bekliyorlardı. Eski siyasetçilerin "ikbal günleri"nin geldiğini düşündüğü an cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesiydi. Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlandığı günlerde,
Kayseri-Develi'de, Saray Çiftliği'nde ilginç bir buluşma gerçekleşti. Çiftliğin sahibi Necati Kurmel'di. Kurmel'in misafirleri arasında Hüsamettin Özkan, Bedrettin Dalan, eski cumhur-başkanı Süleyman
Demirel ve
Aydın Doğan vardı. Kurmel bu görüşmeden kısa süre önce ise MHP lideri
Devlet Bahçeli ile bir araya gelmişti.
Kurmel ismini gazete sayfalarında görmemize neden olan bir başka olay ise Hakan Ural ile Ezgi Can isimli sevgilisinin evliliğiydi. Ezgi Can, Necati Kurmel'in kızının çocuğuydu. Hakan Ural'la aralarında büyük yaş farkı vardı. Çan'ın ailesi bu evliliğe hiçbir şekilde rıza göstermiyordu. Hatta Çan'ın anne ve babasının kızlarının ilişkisi yüzünden ayrılma noktasına geldiği bile yazıldı gazetelerde. Aile, teyze Setenay Kurmel tarafından gazetelere yaptığı açıklama ile Hakan Ural'ı kızlarına layık görmediğini,
yaşam tarzlarının bağdaşmadığını açıklamıştı. Ancak tüm bu olan biten Ezgi Çan'ın kararını değiştiremedi.
Gönül ferman dinlemiyordu ve Can, Ha-kan Ural ile evlenmeye kesin kararlıydı, işte tam bu noktada devreye
dede Necati Kurmel girdi. Kurmel bir
akşam yemeğinde buluştuğu Hakan Ural'a evlilik iznini bir şartla veriyordu;
Evlilik boşanma ile sonuçlanırsa hiçbir maddi talepte bulunmayacaktı. Ural, evlilik sözleşmesini imzaladıktan sonra Ezgi Çan'la evlenebilmişti. Kurmel ailesi, Ural'ın Sibel Çan'la evliliğinin nasıl sonuçlandığını unutmamıştı.
Sibel Can, Ural'dan boşanabilmek için servetinin büyük kısmından vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Kurmel ismi görüldüğü gibi bazen magazin haberlerine konu oluyor, bazen de son derece sert siyasi haberlerin konusu haline geliyor. Ancak bunların hiçbiri bir gerçeği değiştiremiyor; Kurmel ismi Susurluk skandalından sonra hep gündemde ve uzun yıllar da gündemde kalacağa benziyor...
Yeni Aktüel /
Tuncay Opçin