Zirve Yayınevi cinayetleri davasının hem tanığı hem de sanığı İlker Çınar, misyonerlerle PKK terör örgütünün bağlantılı olduğu, Hizmet Hareketi ile AK Parti'nin bunları desteklediğine yönelik manipülasyon amaçlı sahte belgeler hazırlandığını belirtti.
Mizansen ses kayıtları ile hazırlanan bu belgelerin doğrulatıldığını anlatan Çınar, "İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat, patates, domates gibi isimlerle açtığı elektronik posta adresleriyle e-mail göndererek çalışılacak konuyu söylerdi. Ardından ben çalışır Malatya'ya gelir tiyatro gibi oynardık." dedi.
Zirve Yayınevi'nde, biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazının kesilerek öldürülmesi olayına ilişkin davanın 76. duruşmasının öğleden sonraki bölümünde, Deniz Uygar kod adıyla bilinirken kimliği deşifre olan davanın tanığı ve sanığı İlker Çınar'ın çapraz sorgusuna devam edildi.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklardan astsubay Adil Akçay, İlker Çınar'a "(cinayetlerden sonra) 23 Ağustos 2007 tarihli toplantıda ben var mıydım?" diye sordu. Çınar ise "Adil Akçay, sen o bağ evinde yoktun. O eğlencede olmadığın için ne yapacaksın o tarihi?" cevabını verdi. Akçay'ın, "Ben suç tarihinde Malatya'da değildim. Neden Adil Akçay cinayetleri biliyordu diyorsun" sorusu üzerine Çınar, "Adil Akçay geldiği sürede hepsini biliyordu. Cinayetleri de biliyordu. Bulundu demiyorum. Adil Akçay özellikle Malatya'ya getirildi." dedi.
Sanık Akçay'ın, "Benim Malatya'ya atanmamı (Malatya eski jandarma alay komutanı, emekli albay) Mehmet Ülger'in yaptığını söylüyorsun. Atamalarda Mehmet Ülger çok mu etkiliydi. Neden kendini, atandığı Giresun yerine Ankara'ya tayin ettiremedi. Bu yüzden emekli de oldu?" sorusu üzerine İlker Çınar, "Olaya ilişkin iddialar gündeme geldiği için Malatya'dan uzaklaşmak istiyordu. Zaten 2. Ordu komutanı da değişmişti. O yüzden gitmek istiyordu. Ankara'ya niye atanmadı onun bileceği iş" diye cevap verdi.
Sanıkların tarihler ile ifadeler üzerinden yalanlama girişimlerine de tepki gösteren İlker Çınar, "Ya şimdi ben anlamıyorum. Hepsi biz yoktuk diyor. 'İlker Çınar yalan söylüyor' diyorsunuz, gemi batıyor. Atlayan kurtulur." diye konuştu.
İlker Çınar, Adil Akçay'ın ardından avukatı Aysel Bulut'un sorularını da cevapladı. Bulut'un cinayetler öncesi ile sonrasında dezenformasyon amaçlı sahte belge ve ses kayıtlarına ilişkin sorusu üzerine Çınar, "Ruhi Abat, maydanoz, domates, patates gibi isimlerle elektronik posta adresi alır, bu adreslerden bize elektronik mektup gönderirdi. Bu bilgiler çerçevesinde ben gerekli hazırlıkları yapardım. Metin taslak hazırlanırdı. Malatya'da düzenlenen toplantıda ben karakter oyuncu olarak gelir rolümü oynardım. Misyonerliği ve misyonerleri bir suçmuş gibi gösteriyorlardı. Bu belgeler dosyaya giriyordu. Normal konuşmalar geçtiği yerlerde oldu. Bazı zamanlar ses kayıt cihazını durdurup normal konuştuğumuz da oldu. Bu elektronik posta adresleri günübirlik açıldığı için şu an tam adreslerini vermem mümkün değil. Aradan 5-6 yıl geçmiş. Olsaydı, gönül rahatlığı ile size sunardım. Hazırlanan bu sahte ses kayıtları konuya ilişkin hazırlanan raporlar için konfirme etmek için kullanılırdı. Size burada saatlerce istihbarat tekniklerini anlatırım. Konfirme amaçlı yapılıyordu." şeklinde konuştu.
Bulut'un, "TUSHAD'dan yüksek oranda maaş aldığını söylüyorsunuz. TUSHAD gibi gizli bir yapının parasal kaynağı neydi?" sorusu üzerine Çınar, "Güzel bir soru. Öğrenirseniz, beni de aydınlatmış olursunuz." şeklinde cevap verdi.
(CİHAN)