İnternet andıcı davasında dinlenen
korucu gizli
tanık Ethem, başlarındaki
komutanların,
PKK'ya
yardım ettiği bilinen çobanlara göz yumduğunu söyledi. Sanık
Dursun Çiçek'in dinlenmemesini istediği Ethem, "Bir TSK mensubunun
terör örgütüne yardım yataklık yapanlarla
diyalog kurması, bu insanların koyunlarını sınırdan geçirmelerine yardım etmesi ve bu yaylacıların sözleri ile köylülere kötü davranılması rahatsızlığa neden olmuştu" dedi.
Orgeneral Hüseyin
Nusret Taşdeler ve eski 1.
Ordu Komutanı
emekli Orgeneral
Hasan Iğsız'ın da aralarında bulunduğu 22
sanıklı 'İnternet Andıcı' davasının, emekli
Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 7 sanıklı 'Islak imzalı
belge' davasıyla birleştirilmesinin ardından ilk
duruşmaya
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde başlandı.
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesinin,
İrtica ile Mücadele
Eylem Planı davası ile İnternet Andıcı davasının birleştirilmesine ilişkin kararının ardından her iki davanın tek dava dosyası üzerinden görülmesine başlandı. Her iki davanın da
İrtica ile Mücadele Eylem Planı dava dosyası altında birleştirilmesi nedeni ile davanın 32'nci duruşmasına devam edilmiş oldu.
Bu arada, saat 09.30'da başlaması beklenen duruşma, Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu bazı sanıkların
Silivri Cezaevine nakil işlemlerinin yapılması nedeniyle cezaevi
araçlarının gelememesi üzerine yaklaşık 3,5 saat gecikmeli olarak saat 13.00 sıralarında başlayabildi. Duruşmaya;
tutuklu sanıklar emekli
Albay Dursun Çiçek, Avukat
Serdar Öztürk ve Mehmet Deniz
Yıldırım ile birleşen dava dosyanın tutuklu sanıkları eski
1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hasan Iğsız,
Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, Korgeneraller
Mehmet Eröz ve İsmail Hakkı
Pekin,
Tümgeneral Hıfzı
Çubuklu, Tuğamiral Alaettin Sevim, Albay Sedat Özüer, emekli albaylar Fuat
Selvi, Hulusi Gülbahar ve
Cemal Gökçeoğlu ve
sivil Memur Mehmet Bülent Sarıkahya katıldı. Bu davanın tutuksuz sanığı Hasan
Ataman Yıldırım, ikinci
Ergenekon davasından tutuklu olduğu için tutuklu sanıklar arasında yer aldı. Tutuksuz yargılanan 8 sanığın da hazır bulunduğu duruşmaya hakkında
yakalama kararı bulunan Albay
Ziya İlker Göktaş da
avukatı ile birlikte katıldı. Sanık Göktaş, sanıkların kimlik tespiti yapılana kadar müdahil avukatlar için ayrılmış bölüm ile tutuklu sanık bölümünün arasında bekledi. Hakkında yakalama kararı çıkarılan YAŞ kararıyla
Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanlığına atanan Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler ve Tümgeneral Mustafa
Bakıcı ile kırmızı bülten ile aranmasına karar verilen
Bedrettin Dalan ise duruşmaya gelmedi.
GÖKTAŞ, PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRMÜŞ
Mahkeme Başkanı Hasan
Hüseyin Özese, hakkında yakalama kararı bulunan sanık Ziya İlker Göktaş'ı huzura aldı.
Kimlik tespitinin ardından hakkındaki yakalama kararına karşı diyeceği sorulan Göktaş, avukatı ile birlikte gelmeye karar verdiklerini belirterek, "İşte buradayım." dedi. Sanık Göktaş'ın savunmasına ilişkin bir açıklamada bulunmadığı gözlenirken avukatı da Göktaş'ın
GATA psikiyatri kliniğinde
tedavi görüp bir ay
rapor aldığını, kendisini iyi hissetmesi üzerine de
mahkemeye gelmek istediğini söyledi. Göktaş'ın delilleri karartma ve kaçma ihtimalinin de bulunmadığını savunan avukatı, "Kaçarsa zaten firari duruma düşecek. Tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum." dedi. Mahkeme heyeti, sanık Göktaş hakkındaki yakalama kararı ve bu konudaki avukatının talebiyle ilgili kararını duruşma sonunda açıklayacak.
ÇİÇEK: GİZLİ TANIK ETHEM DİNLENMESİN
Hakim Özese, önceki celse çağırılan
gizli tanık Ethem'in mahkeme salonunun arka tarafında bulunan gizli tanık odasında hazır edildiğini söyledi. Tutuklu sanık Dursun Çiçek ile aynı zamanda kızı olan avukatı
İrem Çiçek ise tanığın dava dosyası ya da dava sanıkları ile ilgili herhangi bir bilgisi olmadığını öne sürerek dinlenmesinden vazgeçilmesini talep etti.
Savcı Nihat Taşkın'ın da talebin reddedilmesi yönündeki mütalaasının ardından mahkeme heyeti, daha önce tanığın dinlenmesi yönündeki ara kararının yasaya aykırı olmaması ve dava dosyasında tanığın ifadesinin bulunması nedeniyle Çiçek'in talebini reddetti.
KORUCU GİZLİ TANIK ETHEM DİNLENDİ
Yanında Katip Mahmut Fidan da bulunduğu halde sesi ve görüntüsü bozularak mahkeme salonuna aksettirilen gizli tanık Ethem'in dinlenmesine başlandı.
Erzincan'daki Ergenekon davasında da gizli tanık olarak ismi bulunan gizli tanık Ethem, Erzincan Yaylabaşı bölgesinde korucu olarak görev yaptığını belirterek yeminli ifadesine başladı. Gizli tanık Ethem, ifadesinde bombaatarlı eğitim atışları yaptıklarına ve
ülkücülerle alakalı iki konudan bahsedeceğini, bölgesindeki
karakol komutanı Murat Astsubay ile birlikte daha önce hiç gitmedikleri bir yere giderek bombaatarlı eğitim yaptıklarını söyledi.
Atış talimi yaptıklarında havanın
soğuk ve yer yer kar bulunduğunu belirten Ethem, patlamayan bombalarının kara saplandığını ifade etti. Bu patlamayan bombaatarların düştüğü yerden toplanması istediğini belirten Ethem, "Beni dinlemedi bile. Bir an önce işini yapıp gitmek ister gibi bir durumdaydı" diye konuştu. Bölgede sadece
uçaksavar atış talimi yapmadıklarını söyleyen gizli tanık Ethem, Biksi ve havan atışı da yaptıklarını söyledi.
Ethem, "'
Tunceli-Erzincan-
Ovacık sınırında intikale gideceğiz' dediler, gittik. Dağa tırmandık. Belli bir yere geldiğimizde komutan 'burada çevre güvenliği alalım' dedi. Önemli komutanların geleceğini söyledi. Biz bekledik. Komutanlar geldi. Bir araçla yukarı doğru devam ettiler. Araç giderken arkasında
mühimmat vardı. Geri geldiğinde kasalar boş geldi. Komutanların mühimmatı yayladaki çobanlara verdiklerini düşünüyoruz. Bu çobanların PKK'ya yardıma gittiğini biliyoruz. Bunu köylüler de dahil herkes biliyor. Komutanlarım, terör örgütüne yardım eden bu çobanlara sınırdan geliş gidişleri sırasında göz yumuyorlardı. Hatta bu insanların koyunlarını sınırdan geçirmelerine yardım bile ediyorlardı. Bir TSK mensubunun terör örgütüne yardım yataklık yapanlarla diyalog kurması, bu insanların koyunlarını sınırdan geçirmelerine yardım etmesi ve bu yaylacıların sözleri ile köylülere kötü davranılması rahatsızlığa neden olmuştu" diye konuştu.
'TİT'İN İLLEGAL OLDUĞUNU ANLADIK'
Gizli tanık Ethem, birkaç kez köy muhtarı ile karakol komutanı ile görüşünce önemli bir ülkücü gibi görüldüğünü söyledi. Aslında ülkücüleri yönlendirebilecek bir konumda olduğuna inanmadığını belirten Ethem, yine de sözünün dinlendiğini söyledi. Konuşmasının bu bölümünde TİT konusu ile alakalı bilgiler veren Ethem, o zamanlarda bölgede çeşme başlarına PKK ve DHKP/C örgütlerinin isimlerinin yazıldığını, bundan rahatsız olduklarını, bu örgütlerin ise TİT'ten çekindikleri için kendilerinin de çeşme başlarına TİT yazmayı planladıklarını söyledi. Sözü dinlendiği için bu
eylemi yapmaya karar verdiklerini belirten Ethem, TİT'in illegal bir yapılanma olduğunu anladıktan sonra da bu eylemden vazgeçtiklerini ifade etti.