Hareketli, kıpır kıpır, adeta yerinde duramayan ünlü
sanatçı, şimdi bir
hastane odasında hastalığıyla mücadele ediyor. Dünyayı sadece yattığı odanın penceresinden seyredebiliyor.
Kemoterapi aldığı için ailesiyle bile sınırlı görüşebiliyor.
Geçen haftaya kadar haberdar bile olmadığı rahatsızlığın kendisini bunalıma sürüklemediğini söyleyen 41 yaşındaki sanatçı, sözleriyle herkese örnek oluyor: "Allah'a inanan ve her şeyin O'ndan geldiğini bileni hastalık nasıl yıkar? O, verdiği için çektiğim bütün ızdıraplara rağmen 'Eyvallah' diyorum. Sadece Rabbim alnımın akıyla bunu atlatmayı nasip etsin diye dua ediyorum." Odasının kapısına umudunu kaybetmediğini ve sevenlerinden dua beklediğini yazan Göğebakan, birkaç aya kadar iyileşmeyi
ümit ediyor.
Bir aydır
halsizlik yaşayan sanatçı, nedeninin grip olduğunu düşünmüş. Kollarındaki morluklar artmaya ve diş etleri kanamaya başlayınca şüphelenerek hastaneye gitmiş. Kan testleri sonucunda
lösemiyle yüzleşmiş. "İlk duyduğum anda bile üzüntü veya şok yaşamadım." diyen Göğebakan, insanların dünyada başına gelen her şeyin
imtihan olduğuna inanıyor. "Biliyor ve hissediyorum ki yüzlerini bile bilmediğim insanlar benim için dua ediyor. Bunun bana ne kadar büyük bir kuvvet verdiğini anlatamam. Bu yüzden moralimi hiç bozmuyorum. İyileşip sevenlerimin arasına geri döneceğim günleri iple çekiyorum." diye konuşuyor. Ünlü sanatçı, hastalığını öğrenmeden önce yeni
albüm projesi içinde olduğunu belirtiyor. Rahatsızlığının bu fikre engel olmadığını vurguluyor. Hastane odasında gitarıyla yeni besteler yapan Göğebakan, rahatsızlığın kendisine farklı kapılar açarak ilham verdiğine dikkat çekiyor. Eşini bir an bile yalnız bırakmayan Sema Göğebakan ise hastalığı çekenin de hastaya bakanın da her dakikasının
ibadet olduğunu hatırlatıyor. Edilen duaların kendilerini ayakta tuttuğunun altını çiziyor.