Fransa'da yaşayan ve gök taşı tutkusuyla dünyanın çeşitli yerlerine gittiği için kendisini ''gök taşı avcısı'' olarak adlandıran Mesut Kaşıkcı, koleksiyonundaki gök taşlarının birinden 33 taneli bir tespih yaptırdı.
Mesut Kaşıkcı, yaptığı açıklamada Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden mezun olduktan sonra yüksek lisans yapmak üzere Fransa'ya gittiğini, orada deniz bilimleri ve böcek bilimleri alanında çalışmalar yaptığını, şu anda da yaşadığı Lorraine bölgesindeki kelebek müzesinde müdürlük yaptığını anlattı.
İzmirli olması nedeniyle memleketine tatile geldiğini, uzaya olan ilgisi nedeniyle gök taşlarının peşine düştüğünü ve bulmak
için dünyanın çeşitli bölgelerine gittiğini anlatan Kaşıkcı, şöyle konuştu:
''Yani 'gök taşı avcılığı' yapıyorum. Dünyanın 50 farklı noktasında bulunmuş gök taşlarından oluşan koleksiyonum var. Gök taşını insanlara daha iyi yansıtabilmek için bir obje yapmak gerekiyordu, aklıma tespih geldi. Güney Afrika'dan satın aldığım bir gök taşını tespihe dönüştürmeye karar verdim. Gök taşını, işlenmesi için Güney Amerika'da bir yer buldum. Taşın bana gelmesi, ardından tespihe dönmesi yaklaşık 1 yıl sürdü. Gök taşından 33 taneli bir tespih yapıldı. Dünyanın tek gök taşı tespihinin taneleri 1 santimetre çapında. Gök taşındaki demirin yoğunluğu nedeniyle 450 gram ağırlığa sahip. Tespihin zinciri de altın. Paris Doğa Tarihi Müzesi bünyesindeki uzaydan gelen gök taşlarını inceleyen laboratuvar, tespihin gök taşından yapıldığını onayladı. O, kalbim, herşeyim. Gökten düşen bir taşı elimde tuttuğum zaman heyecan geliyor, sanki bir başkalaşım oluyor. Gök taşı için çok para vermiştim ama bu tespihe maddi değer biçmiyorum, manevi değeri var.''
Kaşıkcı, seyahate çıktığı zaman yanından ayırmadığı tespihi korumak için özen gösterdiğini ifade etti. Gök taşının en büyük düşmanının nem olduğunu söyleyen Kaşıkcı, ''Tutarken bile eldeki terin tanelere geçmemesine çalışıyorum. Elle tutulduktan sonra ter kalmayacak şekilde temizliyorum'' dedi.