Pakdemirli: Üç generalin görevden alınması bir başlangıç
Eski Baş
bakan yardımcılarından
Ekrem Pakdemirli, "
Balyoz"
soruşturması kapsamında üç generalin görevden alınmasının, hukukun işlemesi adına önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
Askerin kışlada mı yoksa dışarıda mı bulunduğunun belli olmadığını vurgulayan Pakdemirli, "Asker kışlada değil. Asli görevinin dışında işlerle uğraşıyor." dedi.
Ekrem Pakdemirli, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Geçmişte bu kadar
komplo teorilerinin dışında elde
deliller varken, yazılı dökümanlar, camilerin bombalanması, uçakların düşürülmesi, insanların nerede toplatılacağına varıncaya kadar planlar yapılmış bir sistemde sen komuta kademesini sorumlu tutmuyorsun. Birileri yapmış; öyle şey mi olur? Burada bir ordu varsa, alttaki general veya albay kendi başına bir iş yapıyorsa demek ki
komutanını dinlemiyor. O kişiyi görevden al. Komutanın haberi varsa, onu da görevden al.
Ordu kışlada olmadığı için farklı hareket etmek lazım. Görevden alınmaları iyi olmuş. Bir başlangıçtır."
Pakdemirli, geçmişte
darbe planlarına "kâğıt parçası" diyen eski
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'un da o zaman görevden alınması gerektiğini kaydetti.
STK'lar üç komutanın görevden alınması kararını destekledi
Sivil
toplum kuruluşları (STK), İçişleri Bakanı ve
Milli Savunma Bakanı'nın iki tümgeneral ve bir tuğamirali
görevden almasına destek verdi.
Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu Başkanı Latif
Selvi,
ülkenin kaosa sürüklenmesinde rol aldıklarıyla ilgili somut veriler bulunan üç komutanla ilgili yapılan tasarrufu çok yerinde bulduklarını söyledi.
İçişleri Bakanı ve Milli
Savunma Bakanı'nı kutlayan Selvi, iki bakanın devlet otoritesinin gereğini ortaya koyduğunu ifade etti.
Türkiye'de kimsenin kanunların, hükümetlerin v
e devletin üzerinde olmadığını vurgulayan Selvi, "Bir
takım hukuksuzluklara karışmış, hatta devletimizin nezdinde bir takım
mahkemelerde
yargılanma noktasına gelmiş, hatta maalesef ülkemizin kaosa sürüklenmesinde rol aldıklarıyla ilgili somut veriler, bilgiler ortadayken görevde kalmaları temin edilmiş olan üç tane generalimizle ilgili yapılan tasarrufu çok yerinde bulduk. Eğer suç işleyen varsa herkes suçunun karşılığını görmelidir." dedi.
Kimsenin keyfi davranma
yetkisine sahip olmadığını belirten Selvi, "Bunun için askeriye de diğer güvenlik birimleri de toplumun bütün kesimleri de aynı şekilde hukuka saygılı ve bağlı olmak durumundadır. Bugüne kadar maalesef kendilerini layüsel olarak görerek yapmış oldukları bütün hukuksuzlukları görmezden gelinmiş ve ülke adına bir takım olumsuz tasarruflara isimler karışmış olan bu insanlar varlıklarını sürdürmüşlerdi. Biz bugün itibariyle Türkiye'de bir hukuk devletinin var olduğunu ve bakanlarımızın hükümetimizin ve devlet yetkililerinin görev başında olduğunu gösteren bir
uygulamadır. Takdirle karşılıyoruz. Konya
sivili toplum kuruluşları olarak eğer suçu varsa suçluları mutlaka cezalarını çekmelidir. Birileri imtiyazlı olarak işlediği tüm suçlara rağmen görevinin başında kalması asla söz konusu olamaz." diye konuştu.
Mahkemeye intikal eden boyutlarıyla irdelendiğinde, bu komutanların asla silahlı kuvvetler bünyesinde görev yapmamaları gerektiğini dile getiren Latif Selvi, şunları kaydetti: "Canımızı, malımızı her şeyimizi emanet ettiğimiz kurum vazifesini herkesten daha dikkatli olarak yerine getirmeli ve asla bunun ihlaline dönük olarak hatta kanunlarımızda suç sayılan bir takım fiillerin muhatabı asla olmaları gerekirdi. Bu insanların işledikleri suçlar ortadayken ve bunlar mahkemelerde yargılanırken
terfi ettirilmesi, hatta
askeri mahkeme kararıyla da bunun desteklenmesi doğru bir uygulama değildir. Bakanlarımızı
tebrik ediyoruz ve bu cesaretle olumlu adımları atmaya devam etmeleri gerektiğini, milletlin arkalarında olduğunu bilmelerini istiyoruz."
Konya Özgürlük ve Demokrasi Platformu sözcüsü Ali Akın da söz konusu generallerin görevden alınmasının
demokrasilerde olması gereken bir süreç olduğunu söyledi.
"Bu süreci çok anormalmiş, olağanüstüymüş gibi karşılayanlar olabilir." diyen Akın, Türkiye'nin ileri demokrasiye doğru yola çıktığını, herkesin kabul etmesi gerektiğini bildirdi.
İleri demokrasi isteyen bir ülkede bu uygulamayı demokratik bulduklarını dile getiren Akın, "Bu görevden almalar olmasaydı tenkit edilebilirdi. İlk olması dolayısıyla hepimizin sivil iktidarı, hükümeti takdir ettiği bir süreç oldu. Bu tür demokratik adımlarının ardından hükumetin arkasında duracağız." ifadelerini kullandı.
Emekli Hava Yarbay Diker: Görevden alma darbe değil, hukukidir
Emekli Hava Yarbay
Tevfik Diker, hükümetin, hukuktan ve demokrasiden yana adımlar atmaya hızla devam etmesi gerektiğini belirterek, yapılanın bir darbe değil, hukuki olduğunu söyledi.
Üç generalin görevden alınmasına ilişkin yazılı bir açıklama yapan Diker,
CHP Grup
Başkanvekili Kemal Anadol'un açıklamalarının, demokratik ve hukuk devleti ilkelerine ters düştüğünü ifade etti.
Bakanların, 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesine dayanarak bu işlemi yaptıklarını hatırlatan Diker, "Yapılan işlem hukukidir. Bir hukuk uygulamasına, seçilmiş bir milletvekili ve TBMM'de temsil edilen bir siyasi parti grup başkan vekili nasıl bu bir darbedir diyebilir. Anadol'un bu beyanıyla CHP bir kere daha demokrasi ve hukuk devleti açısından sınıfta kalmıştır. Bakanların aldıkları karar bence geç alınmış ama yerinde bir karardır.
Milli Savunma Bakanı Gönül ve İçişleri Bakanı
Atalay, 3 general ile ilgili
açığa alma kararını
Ağustos YAŞ toplantısı öncesi alsaydı, bugün bu sıkıntılar yaşanmayacaktı. Ne yazık ki iki ilgili bakan o günlerde bu yetkilerini kullanmadılar veya kullanamadılar." dedi.
Ağustos YAŞ toplantısında,
Başbakan Erdoğan'a rağmen oy çokluğuyla bir üst rütbeye terfi ettirilen 3 general hakkında Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (
AYİM) tarafından terfilerinin uygulamasının önünü açacak bir karar verildiğini hatırlatan Diker, başbakanlığın AYİM kararına yaptığı itirazın ise ret edildiğini söyledi. 12 Eylül'de yapılan referandumda yüzde 58
evet çıkmasının bu şekilde hareket etmeye adeta mahkum ettiğini savunan Diker, açığa alınmanın AYİM kararını durdurmayacağını, 3 generalin mahkeme kararıyla
korgeneral rütbesine terfi edebileceğini ama açığa alındıkları için yeni rütbelerinin karşılığı görev ve makamda bulunamayacaklarını kaydetti. Ortaya çıkan durumun, yeni hukuki tartışmaları da beraberinde getireceğini anlatan Diker, şöyle devam etti:
"Bu tablonun baş sorumlusu Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'dür. Sebebi de çok açıktır; elindeki yasal yetkiyi kullanmakta geç kalmıştır. Bu olayla kazanan hukuk devleti ve demokrasi olmuştur.
Hükümet, hukuktan ve demokrasiden yana adımlar atmaya hızla devam etmelidir."
Ahenk Hukuk Derneği: Askerlerin görevden alınması geç de olsa doğru bir karar
Ahenk Hukuk Derneği, İçişleri Bakanı
Beşir Atalay ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün Balyoz darbe planında adı geçen 3 generali görevden almasını 'geç ama doğru bir karar' olarak nitelendirdi.
Ahenk Hukuk Derneği Başkanı Hayati Selamet, konuyla ilgili yaptığı açıklamada her iki bakanın 926 S. TSK Personel Kanunu'nun 65. Maddesi ile kendilerine tanınan hakkı kullandığını hatırlattı.
Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral
Gürbüz Kaya ve Tümgeneral
Abdullah Gavremoğlu açığa alma işlemine tabi tutulmuşlardır. TSK Personel Kanunu 65. Maddesinin a bendinde belirtilen şartların, görevden alınan Tümgeneral Halil Helvacıoğlu,
Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tümgeneral Abdullah Gavremoğlu için geçerli olduğuna işaret eden Selamet, şunları söyledi: "Her iki
bakanlık kararı geçte olsa yerinde ve doğru olarak alınmış kararlardır. Görevden alınan subayların ordu içindeki yetki ve konumları kendilerine yönelik soruşturma ve yargılamaları etkileyebilecek niteliktedir. Kaldı ki aynı kanunun c fıkrasının 1 nolu bendinde belirtildiği üzere açığa alınma işlemine maruz kalan askeri
personelin özlük hakları da koruma altına alınmıştır. Yani yargı süreci tamamlandığında açığa alma işlemine tabi tutulmuş olan ilgili
askeri personel beraat ettiği taktirde hiçbir hak kayıpları söz konusu olmayacaktır."
Bakanlık tasarrufları ile Türkiye'deki sivil ve demokratik rejimin daha güçlü bir kimlik kazandığını kaydeden Hayati Selamet, "Bu süreçte açığa alma işlemine tepki gösterenleri ise ibretle izlemekteyiz. Türkiye Büyük
Millet Meclisi çatısı altında sivil ve demokratik bir rejimin savunuculuğunu yapması gereken bir kısım siyasilerin, açığa alma işlemine karşı t
akınmış oldukları olumsuz tavrı ise ibretle izlemekteyiz. Hükumetin bu tasarruflarla yetinmemesi, aynı konumda olan diğer subaylar içinde gerekli olan açığa alma işlemini yapmasını beklemekteyiz." diye konuştu.
BDP Grup Başkanvekili Ata: Daha kararlı adımlar atmak gerekiyor
BDP Grup Başkanvekili
Ayla Akat Ata, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün üç generali açığa almasıyla ilgili, "Ülkede bir ilk olmasının yarattığı şaşkınlığı bir tarafa bırakıp daha kararlı adımlar atmak gerekiyor." dedi.
BDP Grup Başkanvekili Ata, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Üç generalin açığa alınmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Ata, şunları söyledi:
"Türkiye'de
demokratikleşme, askeri vesayetin kaldırılması bir çok kesim açısından beklenti oldu. Bunun Türkiye'de bir ilk olması belki şaşılacak durum olacaktır, üzerinde durulması gereken bir durum olacaktır. Gördüğümüz odur ki Türkiye bir an önce demokratikleşmeyi getirecek çok daha kararlı adımları atabilsin. Darbeler tarihi olan ülke için demokrasiye geçiş sürecinin sancılarını yaşıyoruz. Üç generalin görevden alınması ülkede bir ilk olmasının yarattığı şaşkınlığı bir tarafa bırakıp daha kararlı adımlar atmak gerekiyor."
MHP'li Vural: Açığa alınmalar konusunda hukuki bir yetki kullanıldı
MHP Grup Başkanvekili
Oktay Vural, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün üç generali açığa almasıyla ilgili, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve açığa alınmalar konusunda da hukuki bir yetkinin kullanıldığını söyledi. Vural, "Karar, hukuk çerçevesinde alınmış bir karar." dedi.
Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Üç generalin açığa alınmasının sorulması üzerine, Balyoz
davasını hatırlatan Vural, "Sayın Bakan yeni mi muttali oldu. Niye şimdi, dava açıldığı zaman ilgili 65'inci madde yok muydu, bu kararın alınmasına yol açan yeni delil mi ortaya çıktı? Bunu bilmiyoruz ama Türkiye'de eğer gerçekten soruşturma nedeniyle açığa alınmalarla ilgili bir karar varsa, darısı inşallah
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı'na,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'na. Hükümetin bu konularla ilgili tavrının herkese yönelik olmasında fayda var. Sayın bakanların, yolsuzluğa bulaşmış belediye başkanları ve bürokratlar hakkında da aynı şekilde cesaretli olmalarını istiyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin, bir hukuk devleti olduğunu, açığa alınmalar konusunda da hukuki bir yetkinin kullanıldığını söyleyen Vural, kararın, hukuk çerçevesinde alınmış bir karar olduğuna işaret etti. Vural, şunları söyledi:
"Türkiye, bir hukuk devletiyse, yolsuzluğa bulaşmış, hukuksuzluğa bulaşmış kim varsa bu konuda hükümetin tarafsız bir şekilde davranmasını istiyoruz.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nı görevden alan Sayın Atalay, acaba Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ya da diğerleri hakkında bu işlemi uygulamıyor."
"
YAŞ kararları öncesinde niye açığa alınmadılar" diye de soran Vural, bu yetkinin neden şimdi kullanıldığının kamuoyuna açıklanması gerektiğini savundu. Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın bakan bu yetkiyi,
Balyoz davası açıklandığı zaman neden kullanmadı, YAŞ kararları öncesinde neden kullanmadı, Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurmadan önce neden kullanmadı? Yürütmeyi durdurma kararı verildikten sonra neden kullanıldığı konusunda, bakanın bu yasanın ilgili maddesini hangi amaçlarla ve hangi hukuki delillerle uyguladığı konusunu açıklamalı."
Emekli Tuğgeneral Tanrıverdi: Silahlı kuvvetlerin itibarını korumak için görevden alma uygun
İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün 3 generali görevden almalarının yankıları sürüyor. Emekli Tuğgeneral
Adnan Tanrıverdi, silahlı kuvvetlerin hem itibarını korumak hemde idarenin etkinliğini, otoritesini tesis etmek amacıyla bu işlemin uygun olduğunu söyledi.
Cihan muhabirine konuşan Tanrıverdi, görevden alınanların zaten kadrosuzluk nedeniyle
30 Ağustos 2010 tarihinde
emekli olmaları gerektiğini belirtti. Dolayısıyla emekliye sevk edilmeyip de yargı yolunu bahane ederek görevde tutulmalarının zaten hata olduğunu vurgulayan Tanrıverdi, herhangi bir görevde bulunmalarının da uygun olmadığını kaydetti.
Tanrıverdi, sözkonusu kişilerin, aslında daha önce de açığa alma nitelikleri bulunan bir suçla suçlanarak, haklarında
iddianame hazırlanmış kişiler olduğunu ifade etti. Tanrıverdi, şöyle devam etti: "Görevden almanın akabinde herhalde açığa alma işleminin de olması gerekir. Hem hukukun uygulanması, hem de idarede, özellikle silahlı kuvvetlerde darbe hazırlığı iddiasıyla ağır bir suçla itham edilen kişilerin görevde bulunmaları, silahlı kuvvetleri sarsıcı bir durumdur. Çünkü mahiyeti üzerinde ayrışmaya sebep olur. 'Darbeci zihniyeti savunanlar,
savunmayanlar' diye ayrışmaya sebep olur. O bakımdan silahlı kuvvetlerin hem itibarını korumak hem de idarenin etkinliğini, otoritesini tesis etmek amacıyla bu işlemin uygun olduğu kanaatindeyim. Önemli bir işlemdi, geç kalmış bir işlemdi."
Şehit babası: Kaya'nın açığa alınmasıyla ilgili süreci takip edeceğiz, hesabını soracağız
Hakkari Gediktepe'de şehit olan Elhas Esendere'nin, Kahramanmaraş'ın
Göksun ilçesi Haytalar mezrasından ikamet eden babası Çavus Esendere, "Ocağımız dağıldı, hukuki yoldan hesabını soracağız." dedi.
19 Haziran'da Gediktepe'de şehit olan Elhas Esendere'nin babası, Çavuş Esendere,
Hakkâri 3. Taktik Tümen Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya'nın açığa alınmasıyla ilgili süreci bundan sonra takip edeceklerini söyledi. Elhas'ın şehit olmasının ardından
ailesinin dağıldığını ifade eden Esendere, "Şimdiye kadar oğlumun acısı sebebiyle kafamızı kaldıramadık. Ocağımız sönmüş durumda. Şehit olmasında ihmalin çok fazla olduğunu öğreniyoruz. Bundan sonra sorumlularla ilgili gerekli hukuki mücadeleyi yapacağım." diye konuştu.
Şehit babası Esendere, şunlarısöyledi: "Benim ağırıma giden nokta şudur: Yıllarca besleyip büyütüyorsunuz ve vatana bekçi olarak gönderiyorsunuz. Sahip olması gerekenler sahip çıkamıyor ve bize cenazesini gönderiyor. Önce yetkililer çocuğuma sahip çıkmalıydı."
Aile olarak çok zor bir süreçten geçtiklerini anlatan baba Esendere, "Gediktepe'de ihmali olanların yargılanmasını bekliyoruz. Bir komutan görevden alındı. Bakalım bundan sonra ne olacak, gereken ceza verilebilecek mi?" ifadesini kullandı.