Sezer, “Emniyet teşkilatının itibarı ayaklar altına alınıyor. Bir hukuksuzluk varsa bunu çıkarın söyleyin. ‘Sabah operasyon yapıldı, öğleden sonra görevden alındı’ deniliyor. Bu, teşkilat için çok sıkıntılı bir durum.” dedi. 

Faruk Sezer, atama ve yer değişikliklerinin kin saikiyle ve nefretle yapılmış gibi bir görüntü sergilediğini belirtti. Görevden alınan polisler hakkındaki iddialara ilişkin varsa belgelerin net bir şekilde ortaya konulması gerektiğini ifade eden Sezer, bunun karşılığında da görevden alarak değil, açığa alarak yapılması gerektiğini kaydetti. Sezer, “Eğer böyle bir paralel devlet veya devlet içine sızma var ise, bunu net bir şekilde ortaya koyması gerekir. Görevden alarak değil, açığa alarak yapılması gerekir. ‘Ben seni KOM’dan aldım trafiğe verdim’. KOM’da yapamaz ama trafikte yapabilir mi? Bunun bir nizamı intizamı olması lazım. İnsan böyle aşağılanarak görevden alınamaz, afişe edilerek kişinin kendisine değil ailesine de ceza veriyorsunuz. Bunların eşi var, çoluğu çocuğu var. Bunlar hoş bir atama şekli değil. Polisler haksız bile olsalar böyle görevden alınmamalıydı.” diye konuştu.

Danıştay’ın uygulamalarında polisler için kamusal ya da bireysel faydanın dikkate alındığını hatırlatan Sezer, görüntü olarak ‘hizmet gereği’ şeklinde bir görevden alma olduğunu belirtti. Sezer, “Örneğin kişi kendisi istemese bile o il ya da ilçede çalışmasının kişi için fayda getirmeyeceği durumda (Göreve giderken kaza ile ekip otomobili bir çocuğa çarpmıştır ve çocuk ölmüştür. Orada çalışmak artık o kişi için sakıncalı bir durumdur. )Bu durumda sen istemesen bile senin tayinini çıkarırlarsa ben bunu onaylarım diyor Danıştay. İkincisi; kamusal fayda. Yeni bir ilçe ya da polis merkezi açılmıştır. Burası yeni açıldığı için çeşitli birimlerden personel alarak burayı oluşturacaksınız. Bu yüzden de ‘beni aldılar da Ahmet’i almadılar’ deme hakkın yok. Bunun dışında bir durumda görev almana ben sebep sorarım, sebep yoksa da Danıştay geri iade ederim diyor.” değerlendirmesinde bulundu. 

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının hemen ardından emniyet mensuplarının görevden uzaklaştırılmasının teşkilatı itibarsızlaştıracağını anlatan Sezer, “Şu anda ülkede çocuk bile polisi konuşuyor. İlkokul çocukları bile ‘bugün de 3 polisi görevden almışlar’ diye bunun geyiği yapılır oldu. ‘Bu, teşkilatı itibarsızlaştırmaya götürür’ dedik. Bu yapılanlar teşkilat çok sıkıntılı bir teşkilatmış hatta emniyet teşkilatının bugüne kadar yaptığı operasyonları sorgulamıyorlar mı şu anda? sorguluyorlar. Beni de yeniden yargılayın, beni de böyle almışlardı. atta artık bunun geyikleri yapılmaya başlandı. Teşkilatın ciddiyeti kayboldu. Teşkilatımızın itibarı gittikçe ayaklar altına düşüyor. Eğer bir hukuksuzluk varsa bunu çıkarın söyleyin. Yani ‘sabah operasyon yaptı öğleyin görevden alındı’ deniyor. Bu, teşkilat için çok sıkıntılı bir durum.” ifadelerini kullandı. 

Görevden almaların soruşturmaların süresini uzatacağını ve zaman kaybına neden olacağını belirten Sezer, “Soruşturmayı evrak yapar, deliller belgeler yapar. Fakat bu belgeleri delilleri toplayanların birbirinden kopuk hale gelmesi ve hatta oradan alınması, soruşturma sürecini uzatır. Bu gibi durumlarda soruşturmanın selametine halel gelir.” şeklinde konuştu. 

Sezer, suçsuzluğu kanıtlanıncaya kadar meslektaşlarının yanında olacaklarını ve haklarını savunmaya devam edeceklerini de dile getirdi. 

Faruk Sezer, sendika genel Sekreteri İrfan Çelik’in kendisini sendikanın yönetim kurulu başkanı olarak takdim ederek, “Tek hedef Recep Tayyip Erdoğan’sız bir Türkiye olduğunu biliyoruz ve bu oyuna gelmeyeceğiz.” şeklindeki medyaya yansıyan açıklamasıyla ilgili disiplin soruşturması başlattıklarını kaydetti. Sezer, Çelik’in açıklamalarının sendikayı bağlamadığını ve açıklamayı kabul etmediklerini belirterek, “Sendikaların böyle bir görevi yoktur. Zaten Memur Sen’den başka böyle bir açıklama yapan olmamıştı. Ne yazık ki, bizim genel sekreterimiz de Memur Sen’in dümen suyuna girmiş, kendisini de disiplin kuruluna sevk ettik zaten. O yüzden de kendisinin görüşünü kale almıyoruz.”

CİHAN