Emniyet Müdür Yardımcısı İrfan Kayaönü’nün tayini ise hastanede hayat mücadelesi verirken çıkarıldı. Yoğun bakımdayken atama yazısı imzalatılan Kayaönü, tayin edildiğini sonradan öğrendi. Ailesi, yaşananlara tepkili: “Kırgınız.”
İrfan Kayaönü, 2. sınıf emniyet müdürü olarak İzmir emniyet müdür yardımcılığı görevindeydi. 17 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına kadar kriminal polis laboratuvarı müdürlüğü yaptı. İzmir’de parkta annesiyle oynarken maganda kurşunuyla öldürülen Umut Ceylan’ın katil zanlısını, ele geçen bütün silahları inceleyerek çözen ekibin başında bulunan Kayaönü, yine terör örgütü PKK tarafından Foça’da askerî servise bombalı eylem yapan teröristlerin, olaydan hemen önce üç çiftçiyi öldürdüğünü ortaya çıkaran çalışmalar yaptı. Geçmişi başarılarla dolu olan Kayaönü, 19 Ocak 2014’te pankreasının patlaması sonucu hastaneye kaldırıldı. Oradan Ege Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilerek, yoğun bakımda tedavi altına alındı. Hastane sürecinde birkaç kez yaşam fonksiyonları duran Kayaönü, müdahalelerle tekrar hayata döndürüldü.
Tedavisi devam ederken İzmir’de yapılan fişlemelerin kurbanlarından olan İrfan Kayaönü’nün tayini, İzmir Rüştü Ünsal Polis Okulu’na çıkarıldı. Meslektaşları, yapılan bu muameleye isyan ederek, “Hastanede ölüm kalım savaşı veren bir hastaya, tayin yazısının yoğun bakımda zorla tebliğ edilmeye çalışılmasının ne anlamı var? Tayin ettiniz, odasını nasıl boşaltacak? Neden biraz daha beklemediniz?” diye sordu. Kayaönü’nün odası, baskılar sonucu polis memurları tarafından toplandı. Ailesi, odadan neler alındığını bilmiyor.
İrfan Kayaönü, halen EÜ Hastanesi Gastroenteroloji bölümünde tedavi görüyor. Yaklaşık iki aydır hastanede kalan, bu süre zarfında da birçok kez ölümün kıyısından dönen Kayaönü’nün yakınları, vefasızlığa isyan ediyor. Kayaönü’nün 14 gün yoğun bakımda kaldığını anlatan bir yakını, şöyle sitem etti: “Hastanede ölüm kalım savaşı verirken gelip tayin belgelerini imzalattılar. İrfan Bey, neyi imzaladığını dahi bilmiyordu. Daha sonra kendisini ziyaret eden bir meslektaşına, ‘Neyi imzaladım?’ diye sordu. Meslektaşı da morali bozulmasın diye tayin belgelerini imzaladığını söylemedi. Tayininin çok daha sonra öğrendi. Kimseye kızgınlığımız yok ama kırgınlığımız var. İrfan Bey komadayken tayinini çıkarmaları, hemen ‘odanı boşalt’ diye baskı yapmaları bizi kırdı.”
Zaman