Yasak nedeniyle Başkanlığın ve din görevlilerinin zor durumda kaldığını vurgulayan Görmez, "Bir din görevlisi şunu asla yapamaz; annesinin babasının elinden tutup getirdiği sekiz, dokuz ya da on yaşlarında bir çocuğu, 'ben sizin çocuğunuzu kursa alamam' diyemez. Bu bir din görevlisi için en zor durumdur." dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.
Mehmet Görmez dün gece TRT Haber'de yayınlanan 'Büyüteç Özel' programına konuk oldu.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le buluşmasından Çin
seyahatine, yaz Kur'an kurslarından merkezi vaaz sistemine, hac kuralarından fahri Kur'an kursu öğreticilerinin özlük haklarına kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.
Önceki gün
Çankaya Köşkü'nde gerçekleşen görüşmede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e
yurt içi ve yurtdışı çalışmaları hakkında bilgi verdiğini anlatan Görmez, şöyle devam etti: "Biz bu görevi aldıktan sonra ikinci kez Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabul edildik.
Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki yeni yapılanmayı, Başkanlığımızın yurt içi ve yurtdışındaki
hizmetlerini arz etme imkânı bulduk. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız Dış İşleri Bakanlığı döneminden itibaren Başkanlığımızın gönül coğrafyamızda, manevi coğrafyamızda yaptığı hizmetleri yakinen takip etmiştir. Özellikle Çin seyahatimizle ilgili genişçe bilgi verme şansımız oldu."
Programda Çin'e gerçekleştirdiği seyahat hakkında açıklamalarda da bulunan Görmez, imzalanan protokollere göre bundan böyle Çin'de yaşayan Müslümanların din eğitimi almak isteyen çocuklarının imam hatiplere okullarında, ilahiyat fakültelerinde eğitim alabileceklerini söyledi.
Ayrıca Görmez, öğrencilerin lisansüstü eğitim amacıyla da
ülkemize gelebileceklerine vurgu yaptı.
ÇİN'DEKİ 50 BİN İMAM TÜRKİYE'DE EĞİTİM GÖREBİLECEK
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Tüm masrafların
Türkiye Diyanet Vakfı tarafından karşılanması kararlaştırılan protokole göre Çin'de 40 bin camide görev yapan 50 bin imam ve ahuntlardan isteyenler Türkiye'de hizmet içi eğitime tabi tutulabilecekler. Diyanet İşleri Başkanlığı ile Çin Din İşleri Bakanlığı ve Çin
İslam Cemiyeti arasında ilk kez imzalanan bu protokolle başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere pek çok İslami kaynak eser ve klasikler Çinceye çevrilebilecek ve bu yayınlar iki kurumun ortak yayını olarak Çin'de oluşturulacak matbaada basılabilecek. Protokolün diğer maddelerine göre 2012 yılında Pekin'de 2013 yılında ise İstanbul'da müşterek dini sosyal kültürel fuarlar açılabilecek, bilimsel etkinlikler düzenlenebilecek. Ayrıca, her sene kutsal topraklara 15 bin
hacı adayı gönderen Çin İslam Cemiyeti ile hac ve
umre konularında ortak tecrübe alış verişine gidilecektir." dedi.
KUR'AN EĞİTİMİN YASAKLA SINIRLANDIRILMASI MAHŞERİ VİCDANDA KABUL GÖRMEDİ
Yaz Kur'an kursları ve 12 yaş altı Kur'an eğitimi yasağına da değinen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, anayasanın 24. maddesine de atıfta bulunarak bu yasağın hukuka aykırılığını anlamak için
hukukçu olmaya bile gerek olmadığını ifade etti.
Yasak nedeniyle Başkanlığın ve din görevlilerinin zor durumda kaldığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Bir din görevlisi şunu asla yapamaz; annesinin babasının elinden tutup getirdiği sekiz, dokuz ya da on yaşlarında bir çocuğu, 'ben sizin çocuğunuzu kursa alamam' diyemez. Bu bir din görevlisi için en zor durumdur. Elbette o çocuk Kur'an eğitimini alacak, minber ile kürsü arasında koşacak, camiye ısınacak, Allah'ı ve Hz. Peygamber (sav)'i tanıyacak, sevecek. Biz resmi olarak
kayıt yapmıyoruz ama 'ben senin çocuğunu alamam' da diyemeyiz." diye konuştu.
Başkanlığın en önemli hizmetlerinin başında yaz kurslarının geldiğini dile getiren Diyanet İşleri Başkanı Görmez, yaz kursları ile ilgili yapılan düzenlemeler hakkında da bilgi verdi: "Toplumun yakınlaşması ve ülke barışına katkı sağlaması açısından büyük önem arz eden yaz kursları için biz çok ciddi bir çalışma gerçekleştirdik. Akademik seviyede çalışmalar yapıldı. Eğitimciler pedagojik eğitim aldı. Müfredat gözden geçirildi. Bu konuda ilahiyat camiasından bilim adamları ile birlikte hareket edildi. Böylesine ciddi bir eğitimin
yasakla sınırlandırılması mahşeri vicdanda kabul görmemiştir."
"MERKEZİ VAAZ SİSTEMİNİN ZARARI FAYDASINDAN ÇOK"
Son günlerde gündemde sıkça yer alan 'merkezi vaaz uygulamalarının sona erdirilmesi' konusunda açıklamalar yapan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, konuya ilişkin ciddi bir araştırma yapıldığı, uygulamanın zararının faydasından çok olduğunu dile getirdi.
2011 yılının sonuna kadar bu uygulamadan kademeli ve kontrollü bir şekilde vazgeçileceğini söyleyen Başkan Görmez, Rehber vaizler vasıtasıyla din görevlilerini eğitime tabi tutacaklarını, böylelikle her din görevlisinin kürsüye hakim olmasını beklediklerini belirtti.
Merkezi vaaz sisteminin din görevlilerini kürsüden âdeta soğuttuğunu kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Metalik bir sesle kutudan gelen vaazı cemaate dinletmek yüz bin personeli olan Başkanlığa yakışmıyor." dedi.
"Uygulamanın başladığı 90'lı yıllarda yeterince vaiz ve personelin olmadığından kabul edilir bir tarafı olabileceğini" söyleyen Görmez, "Ancak günümüzde bin 200 vaiz ve 100 bine yakın din görevlimizle bu eksikliği kimseye açıklayamayız." dedi.
RAMAZAN AYININ TEMASI KOMŞULUK
Yaklaşan
Ramazan ayı ile ilgili açıklamalarda da bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, önceki yıllarda '
Paylaşmak Güzeldir' konusunu, geçtiğimiz yıl 'Merhamet Eğitimi'ni ele aldıklarını bu yılki temanın ise 'Komşuluk' olacağını söyledi.
Şehirleşmenin, göç olgusunun ve bireysel hayatı
tercih etmenin insanların yatay ilişkilerinde her zaman önemli eksikliklere yol açtığını vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, komşuluk hakkı konusunda hassas olan bir dinin mensupları olarak toplumsal dikkati bu konuya çekmek istediklerini ifade etti.