Girişte açıklamalarda bulunan Seyfi, kendisine, yaptığı 3 bin dinlemeden sadece 30 tanesinin 'neden dinliyorsunuz' şeklinde sorulduğunu, bunlardan 24 tanesi AK Partili Çerkezköy Belediyesi'nin yolsuzluk dosyalarıyla ilgili olduğu söyledi. Gözaltına alınan polislerin, dönemin Başbakan'ı Erdoğan'a yönelik 30 kilo patlayıcıyla yapılması planlanan suikastı önlediklerini anlatan Seyfi, tespit etmelerine rağmen uzun namlulu silahların ele geçirilmesine engel olunduğunu vurguladı.
Halil Hilal Seyfi, şu ifadeleri kullandı:
3 BİN DİNLEMEDEN 30'UNU SORUYORLAR, 24'Ü AKP'Lİ BELEDİYEYE AİT…
Hepsinin mahkeme kararı var. Ben Tekirdağ'da 2008-2012 yılları arasında 3 bin tane numara dinlemişim. Benim karşıma 30 numara çıkarmışlar, bana diyorlar ki, "Sen bu numaraları niye dinledin?" Neden yasadışı dinledin diye sormuyorlar. Çünkü bu 30 numaranın 24 tanesi Çerkezköy Belediyesi'nin yolsuzluk dosyalarıyla ilgili. Bu belediye kime ait? AK Parti'ye ait. Biz Çorlu Belediyesi ve Tekirdağ belediyesine de yaptık, CHP'li belediyeler. Biz kimsenin partisinin polisi değiliz, yetimin hakkını kimseye yedirmeyiz.
'NİÇİN DİNLİYORSUNUZ?!'
Ben 3 bin tane dinleme yaptım. Sadece 30 tane numarayı niçin yapıyorsunuz diye soruyorlar. Şuna da razıyım, çalışma yaptınız fos çıktı, bu insanların niye özel hayatlarını dinlediniz? Ben de bu insanlara diyorum: Çerkezköy Başsavcılığı'nın yürüttüğü yolsuzluk çalışmalarına bakın. Bu insanlar çorlu'da tek tek hesap verdiler. Hala dosya açık. Kimsenin özel hayatını da kanunlar çerçevesinde dinledik.
30 KİLO PATLAYICIYI BULDUK, ERDOĞAN'A SUİKASTI ÖNLEDİK
Şu anda 16-17 arkadaşımız gözaltına alındı. Annelerine, babalarına, akrabalarına sesleniyorum: Bu insanlar vatanı, milleti için milleti için çalıştılar. Daha geçen yıl, Başbakan'a suikastı önlediler. Nasıl mı? 30 kilo patlayıcıyla 2 El-Kaide militanı. 8 ay İran'da eğitim görmüşler. Geldiler, Büyükçekmece'de bombayı hazırladılar. Başbakan'ın geleceği binaya yerleştirip komple havaya uçurmayı düşünüyorlardı. Bomba hazırlık safhasındayken biz aldık. Şimdi onları gözaltına alanlar kendileri gözaltında. O operasyon neticesinde gördük ki uzun namlulu silahlar var. Ne hikmetse bu operasyona devam ettirilmedik. Biz ne için görevden alındık, o silahlar neden ele geçirilemedi, bu silahların niçin yakalamamıza izin verilmedi?
YERİMİZ BELLİ, BUYRUN
Gördüm ki polis aileleri burada toplanmış. Buradan Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, onu seven insanlara sesleniyorum: Onu kurtaran insanlar bugün içeride. Biz, bunları hiçbir menfaat beklemeden yaptık. Bunları da daha önce anlatmadım. Ama bize yapılan muamele ne oldu? Silahlarımız alındı, ailelerimiz korumasız bırakıldı, yasadışı dinleme yaptılar diye gazetelere fotoğraflarımız basıldı. Bunların hesabını kim verecek? Bizim muradımız şehit olmaktır. Peşimizdeki insanlara da sesleniyorum: Yerimiz belli yurdumuz belli, bekliyoruz.
KİMSE BAŞINI EĞMESİN
Buradaki ailelere sesleniyorum: Kimse başını eğmesin, onların çocukları bu ülkenin Başbakan'ının hayatını kurtardı. Bugün olsa yine kurtarır. Yetimin, garibanın hakkını yedirmediler. Ben de onlara bir ceza verildiyse… Bizim buraya getirilmemiz de manidar. Her il kendi operasyonu yaparken biz buraya getirildik. Buradan mahkememize de sesleniyorum: Bu arkadaşlarımıza ceza verecekseniz, ben onların yerine, bana verilen tüm cezaya razıyım. Allahtan başka kimseden korkumuz yok.