Anayasa değişikliği paketinin iptali için eski
Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile yaptığı görüşmeler
teknik takibe takılan
Anayasa Mahkemesi (AYM) Üyesi
Fulya Kantarcıoğlu'na vatandaşın tepkisi çığ gibi büyüyor. Teknik takibe takılan Kantarcıoğlu'nun görüşmelerde rengini belli ettiği, "İhsas-ı reyde" bulunduğu gerekçesiyle
reddi hakim talebinde bulunan vatandaşların isteğine Yüksek Mahkeme'nin vereceği
cevap kamuoyunda merakla bekleniyor. Kantarcıoğlu'nun "İhsas-ı reyde" bulunduğu gerekçesiyle
Anayasa değişikliği paketinin iptaline ilişkin görüşmelerde yer almasını istemeyen vatandaşlar
imza toplamayı sürdürüyor. Kantarcıoğlu hakkında reddi hakim istemine ilişkin ilk dilekçe Bem-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı
Recai Karslı tarafından verildi. Karslı'yı,
Adalet Platformu Başkanı Adem
Çevik takip etti. Çevik, bireysel olarak dün akşama kadar 15 dilekçeyi daha faksla Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiklerini söyledi. Öte yandan, farklı illerden vatandaşlar da Anayasa Mahkemesi'ne 50'ye yakın bireysel başvuru dilekçesiyle, Kantarcıoğlu'nun reddini istedi.
Adem Çevik, 22 Haziran'da verdiği dilekçe'nin kabul edildiğini ve işleme alındığını, "Sevk edilerek ilgili birime verilerek 1852
kayıt numarasıyla
UYAP kaydının alındığını" söyledi.
Karslı ve Çevik, dilekçelerinde, reddi hakim talebinin yanı sıra suç duyurusunda da bulundu.
BİR İLK YAŞANACAK
1961 Anayasası ile kurulan Anayasa Mahkemesi'ne, ilk kez bir üyesi hakkında vatandaşlar tarafından reddi hakim başvurusu yapıldı. "
Kamu vicdanında tarafsızlığını yitirdiğine inanılan
mahkeme üyelerinin" durumunu görüşmek için zaman zaman toplanan Yüksek Mahkeme'nin "ihsas-ı reyde" bulunduğu gerekçesiyle bir üyesinin reddi istemine ilişkin nasıl bir işlem tesis edeceği merak ediliyor. 2007 yılında AK Parti'ye açılan
kapatma davasında eşi Ferda
Paksüt tarafından yapılan kimi görüşmeler Osman Alifeyyaz Paksüt'ü zor durumda bırakmıştı. Yüksek Mahkeme, Ferda Paksüt'ün bu görüşmeleri üzerine Osman Paksüt'ün durumunu görüşmek için toplanmıştı.
VATANDAŞIN TEPKİSİNİ GÖSTERİR
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Küçük, Anayasa Mahkemesi üyesi hakkında vatandaşların tepkisini değerlendirdi. Küçük, şu ana kadar böyle bir ortamın gelişmediğini belirterek, "Bu başvurular çok önemlidir. Vatandaş artık Anayasa Mahkemesi üyelerinin de Anayasa ve yasalara uyması gerektiğini yüksek sesle dile getirmişlerdir. Bu bilinç oluşmuştur. Anayasa Mahkemesi üyeleri dahi olsa hiç kimsenin Anayasa'nın ve yasaların üstünde olmadığını, herkesin hukuka uygun davranması gerektiğinin tepkisel bir göstergesidir" dedi. Anayasa Mahkemesi'nin vatandaş tepkilerinin dikkate alması gerektiğini söyleyen Küçük, "Burada Anayasa Mahkemesi'nin vatandaşların taleplerini ne kadar dikkate aldığının ölçümü yapılacak. Yani Yüksek Mahkeme bu talepleri görüşmeye alıp almamakla vatandaşların, toplumun duyarlılığını ne kadar dikkate aldığınının da bir göstergesi olacak" diye konuştu.
Bireysel başvuru önemli
Uluslararası
Hukukçular Birliği Genel Sekreteri ve
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı Avukat
Necati Ceylan ise Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuruların önemli olduğuna dikkat çekti. Ceylan, şunları kaydetti: "Daha önce de vatandaş kendi seçtiği muhalefet partileri eliyle Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Yaptığı yargı başvurularının ardından yargı vatandaşlar adına Yüksek Mahkeme'ye gidebiliyor. Ancak direkt vatandaşın gitmesi de önemlidir.
Millet adına karar verildiğine göre kendi adına karar verecek Mahkeme'nin üyesini de reddedebilir. "