Bu süreçte muhalefet partilerinin çelişkili açıklamaları ve
düzenlemeyi Meclis'e iade etmesi yönünde
Köşk'ü etkileme çabaları dikkat çekiyor.
Toplumda ise
reformun onaylanıp onaylanmamasının
Türkiye'nin yönünü belirleyeceği görüşü hakim. Sivillerin askerî mahkemede yargılanmasının önüne geçen ve askerlere
sivil yargı yolunu açan iki maddelik düzenlemeye, AB sürecinin devamı açısından büyük önem veriliyor. Başta hukukçular olmak üzere toplumun bütün kesimleri meseleye '
demokrasi ve evrensel normlar' açısından bakıyor. Düzenlemeden geri adım atılmaması yönündeki talepler yüksek sesle dile getiriliyor.
Reformun onaylanmasıyla AB sürecinde önemli bir mesafenin kat edileceğine dikkat çeken aydınlar, sivil-asker ilişkileri açısından
Avrupa standartlarının yakalanacak olmasının önemine işaret ediyor.
Aydınlar, sivilleşme yolunda atılan adımın uluslararası alanda Türkiye'nin imajına büyük katkı sağlayacağının da altını çiziyor.
CHP'lilerle birlikte bazı çevrelerin ortaya attığı, reformun Ana
yasa aykırı olduğu yönündeki görüşlere en büyük tepkiyi
Anayasa hukukçuları gösteriyor. Prof. Dr.
Ergun Özbudun, düzenlemenin özü ve içeriği bakımından Anayasa'ya uygun olduğunun altını çiziyor. Anayasa Hukuku Profesörü Mehmet Turhan da konuya, uluslararası normlar açısından bakıyor.
Anayasa'nın 90. maddesine göre uluslararası sözleşmelerin yasaların üzerinde olduğunu hatırlatıyor. "Türkiye'de askeri
darbe istenmiyorsa bunun kabul edilmesi gerekir." diyor.
Anavatan Partisi eski
MKYK üyesi
Hüseyin Kocabıyık, değişikliğin sanılanın aksine Türk Silahlı Kuvvetleri'ni güçlendireceğini savunuyor. Hak-İş Başkanı Salim
Uslu, Cumhurbaşkanı Gül'ün AB sürecini tıkayan bu değişikliği onaylamasını isterken
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet
Gündoğdu, 'hukuk devleti' kavramının sözde kalmaması gerektiğine işaret ediyor. İki maddelik
yargı reformu konusunda toplumun farklı kesimleri tarafından dile getirilen görüşler özetle şöyle:
ANAYASA'YA AYKIRI DEĞİL
Anayasa Hukuku Profesörü Mehmet Turhan: Askerî yargı, dünyada
disiplin mahkemesi olarak işliyor. Bizdeki kadar geniş bir askerî yargı dünyada yok. Yapılan düzenlemeleri zaten AB istiyordu. Demokratikleşme açısından son derece yerinde bir değişiklik. Anayasa'ya aykırılık yok. Çünkü 90. maddeye gör
e devlet olarak uluslararası sözleşmelerin yasaların üzerinde olduğunu kabul etmişiz. Anayasa'nın ruhuna uygun. AB açısından en önemli değişikliklerden biri. Avrupa demokrasisi bunu gerektiriyor. Türkiye'de askerî darbe istenmiyorsa bunun kabul edilmesi gerekiyor. 'Koruma ve kollama' kavramlarının yer aldığı İç Hizmetleri Kanunu da değişmeli.
DÜZENLEME, TÜRK ORDUSUNUN LEHİNE
Anavatan Partisi eski MKYK üyesi Hüseyin Kocabıyık: Değişikliği her medeni insan gibi olumlu buluyorum. Üstelik bu bir
iktidar savaşı gibi görünse de sanıldığının aksine ordumuzun lehinedir. TSK'yı büyük bir yükten kurtaracaktır. Mevcut durum, yargının
doğal dengelerini bozuyordu. Darbelerin bıraktığı bir mirastı. Gece yarısı değiştiği eleştirileri boş laftır.
TBMM istediği zaman çıkarır. Darbe ürünü Anayasa'da bile, egemenliğin tartışmasız kaynağı TBMM'dir. Cumhurbaşkanı, yasayı aynen onaylamalıdır. Bazı noktalar üzerinde sonradan durulabilir.
BAĞIMSIZ YARGININ ÖNÜ AÇILIYOR
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu: Gerek askerî gerekse sivil kanat, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti olması konusunda hemfikir.
Genelkurmay dahil demokratik hukuk devleti tanımına kimsenin
itiraz etmediğini görüyoruz. Bunun olması için herkesin hukuka tabi olması lazım. Değişiklik, sivil yargının önünü açarken bağımsız yargıyı
destekleme anlamına gelecek. Bu nedenle Cumhurbaşkanı'nın imzalamasını bekliyorum. Demokratik sistemin yerleşmesi, hukuk devletinin sözde kalmaması için bu gerekli.
AB STANDARTLARINA UYGUN BİR DEĞİŞİKLİK
Eski Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler: Geneli itibarıyla AB standartlarına uygun bir düzenleme. Eksik olan tarafı, aceleye getirilmesidir. Darbeye teşebbüsün sivil yargılanmasına yönelik düzenleme çok doğru. Fakat herhangi bir sivil devlet memurunun yargılanması için amirinin izni lazım, askerî
personel için de aynı şeyin geçerli olması gerekir. Tabur komutanı suç işlediyse, alay komutanı izin vermeli. İzin vermezse Danıştay'a gidilir.
CHP'NİN TUTUMU TÜRKİYE İÇİN İÇ AÇICI DEĞİL
Doç. Dr. Adnan Küçük: CHP'nin tutumu Türkiye açısından hiç de iç açıcı değil. Anamuhalefet partisi böyle bir
demokratikleşme sürecine karşı çıkarsa bu, Türkiye demokrasisinin sorunlu olduğunu gösterir. CHP'nin geçici 15. maddenin kaldırılması noktasındaki önerisi aslında çok ciddi bir değişiklik değil. Bunun sembolik bir anlamı var. CHP'nin gerçek manada darbecilerin yargılanmasını istediğine ve darbeye karşı olduğuna, bu değişikliğe destek vermesi halinde inanabiliriz.
BAYKAL'IN İNANDIRICILIĞI ZAYIFLADI
Yazar Lale Sarıibrahimoğlu: Başörtüsü özgürlüğünü engellemek için Anayasa Mahkemesi'ne giden, hemen ardından da çarşaf
açılımı yapan CHP yine benzer bir tutum sergiliyor. Hem 12
Eylül darbecilerinin yargılanmasını talep ediyor hem de askere sivil yargı yolunun açılmasına tepki gösteriyor. Bu durum, Deniz
Baykal'ın inandırıcılığını zayıflatıyor. Köşk'e gönderilen düzenleme son derece doğru bir adım. AB'nin genel yargı reformu çerçevesinde, askerî yargının
yetki alanının askerî disiplin suçlarıyla sınırlandırılması talebi uzun süredir gündemde. İlgili yasanın 2004 yılında çıkarılması hedefleniyordu.
ASIL SOSYAL DEMOKRATLAR SAHİP ÇIKMALI
İzmir Milletvekili Erdal Kalkan: Türk toplumu dünyadaki gelişmelere paralel olarak değişti. İliklerine kadar demokrasiyi özümsedi. Dağdaki çobandan evdeki temizlikçi kadına kadar herkes globalleşen dünyada her gelişmeden haberdar. İnsanımız demokrasi peşinde. Biz de topluma giydirilen bu deli gömleğini çıkartmak istiyoruz. Bizim halkımız
Yunanistan,
İsviçre halkından geri değil. Bu sistemin kabuğunun kırılması gerekiyor. Bunun için de ciddi bir demokratikleşme süreci yaşanmalı. Bunun önüne kimse geçemez. Meclis'ten geçen düzenleme toplumun hemen her kesiminden büyük destek gördü. Özellikle sosyal demokratlar bu yasaya sahip çıkmalı.
CHP'NİN TUTARSIZLIĞI ORTAYA ÇIKTI
Doç. Dr. Serap Yazıcı: Bu düzenleme yargı birliğinin sağlanması, demokratik hukuk devletinin icaplarına uygun bir hukuk sisteminin oluşturulması bakımından çok önemli. CHP, geçici 15. maddenin ilga edilmesini istedi. Geçici 15. madde,
12 Eylül yöneticilerine ve onların talimatlarıyla karar alanlara
dokunulmazlık güvencesi sağlayan bir hüküm. Bu hükmün ilgası, manevi bir önem taşıyor. Bir daha darbe teşebbüsünde bulunmayı caydırıcı hale getirebilir. Bu değişikliği önerirken, askerî yargıyla ilgili yapılmış düzenlemeye karşı çıkmak son derece tutarsızlık ve samimiyetsizlik. Baykal, geçici 15. maddenin ilgasını istediği zaman samimi olmadığını söylemiştim.
KÖŞK, DEMOKRASİ İÇİN ONAYLAMALI
Hak-İş Başkanı Salim Uslu: Cumhurbaşkanı, bu değişikliği onaylamalı. Türkiye, zaman zaman AB konusunda süreci tıkayan, Türkiye'nin demokratik alanını daraltan bir kısım yaptırımlarla,
muhtıralarla karşı karşıya kalıyor. Bazı cunta heveslileri yüzünden Türkiye ağır bedeller ödüyor. Bunu önleyecek yasal düzenlemelerin yapılması demokratik hukuk devletinin bir gereği. Sayın Cumhurbaşkanı 28 Şubat'ı, 27 Nisan'ı, 12 Eylül'ü yaşamış biri olarak cunta faaliyetlerinde bulunanların sivil mahkemede yargılanmasının önünü açmalı. Avrupa'da askeri mahkemelerin görev ve yetkileri sınırlı. Ortada demokrasiye, millî iradeye kasıt varsa, sivil mahkemeler tarafından yargılanmalı.
DARBELERİN HESABININ SORULMASI LAZIM
Eski milletvekili Mehmet Elkatmış: Türkiye, 1960'tan bu yana darbelere maruz kaldı. Fiilî darbeler, postmodern darbe, e-muhtıra gördü. Bugüne kadar hiçbirinden
hesap sorulmadı. Herkes 'ne yapmak lazım, darbelere karşıyız' diyor. Herkesin yaptığı yanına kâr kalırsa darbeler devam eder. Bu değişiklik gerekliydi. Birileri, 'yaptığımız yanımıza kâr kalsın, biz istediğimizi yapalım; kimse bize karışmasın' diyor. Böyle bir mantık olur mu? İki maddelik reform, sivilleşme açısından çok önemli, tarihî bir adım. Hatta geç bile kalındı.
BİRİLERİ KÖŞK ÜZERİNDE BASKI KURMAYA ÇALIŞIYOR
Saadet Partili Şeref Malkoç: Burada söz konusu olan, askerlikle ilgili işlenen suçlar değil, askerlik görevini ve mesleğini yaparken yetki aşılmasıyla ilgili suçlardır. Bu yasa, hukukun üstünlüğünün bulunduğu tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de olması gerekeni öngörüyor. Birilerinin Sayın Cumhurbaşkanı üzerinde
baskılar kurmaya çalıştığını biliyorum. Ama Cumhurbaşkanı'nın bu yasayı onaylayacağına inanıyorum.
ZAMAN