Gül: Bağdat'a gitmek istiyorum

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Irak ile ilişkilerine önem verdiğini belirtti ve yakın bir zamanda Bağdat'ı ziyaret etmek istediğini söyledi.

Gül: Bağdat'a gitmek istiyorum

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan ile Türkiye arasında sınır kapısının açılmasının, sorunların ortadan kalkmasına bağlı olduğunu vurguladı ve, ''Ermenistan ile ziyaret ve görüşmelerin amacı problemleri ortadan kaldıracak diyalog sürecini başlatmak. Bu süreç içinde bu problemler uzaklaştırılırsa, ondan sonra her türlü işbirliği olur, kapılar da açılır, ilişkiler tam kurulur, çok daha geniş ekonomik dayanışma ortaya çıkar'' dedi. BM Genel Kurulu toplantıları çerçevesinde New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gül, Ermenistan ile sınır kapısının açılmasının hangi koşullara bağlı olduğu yönündeki soru üzerine, ''Aramızda problemler olmasa kapılar kapalı olur mu?'' dedi. Türkiye'nin, Ermenistan'ı ilk tanıyan ülkelerden biri olduğunu hatırlatan Gül, Türkiye'nin Ermenistan ile ortak çıkarlarının, Türkiye'nin Tiflis Büyükelçiliği aracılığıyla yürütüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: ''Tam diplomatik ilişkilerimiz ve işbirliği yok. Niye yok? Problemlerimiz var da ondan kapılar kapalı. Bu ziyaret ve görüşmelerin amacı, bu problemleri ortadan kaldıracak bir görüşme ve diyalog sürecini başlatmak. Bu süreç içinde bu problemler önümüzden uzaklaştırılırsa, ondan sonra her türlü işbirliği olur, kapılar da açılır, ilişkiler tam kurulur. Başka şeyler de yapılır. Çok daha geniş ekonomik dayanışma ortaya çıkar.'' Kafkasya'da kriz sırasında Türkiye'nin izlediği politikalara ve Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu'na (KİİP) tüm dünyanın dikkatinin çekildiğini vurgulayan Gül, ''Herkes desteğini gösterdi bu girişime. BM Genel Sekreteri de öyle. Şu anda Rusya, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Türkiye olarak bu işin başlaması düşünüldü. Önce başlasın, daha sonra kimler gözlemci olur, ileri safhalarda konuşulur'' dedi. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile BM toplantıları çerçevesinde New York'ta görüşme olasılığına ilişkin bir soruya karşılık Gül, Sarkisyan'ın New York'a biraz geç ulaştığını ve planlanmış bir görüşme olmadığını söyledi. Sarkisyan geç ulaştığı için, resepsiyonlarda da karşılaşmadıklarını belirten Gül, ''Görüşme olmadı ama önemli olan, Erivan ile olan görüşmelerin devamına karar verilmiş olması. Dün dışişleri bakanları biraraya geldiler. Üçlü olarak görüşme kararı aldılar. Şu anda bunun takibi daha önemli. İlerde de bizlerin tekrar görüşmesi olur, mesafe alınabilecek olursa. Şu anda belki, yeni bir durum söz konusu olmadığı için görüşme olmuyor'' diye konuştu. -''SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİNDE BİR İKLİM OLUŞTU''- Ermenistan-Türkiye konusunun, dünya kamuoyunun çok ilgisini çeken alanlardan biri olduğunu ve bu konuda liderlerin sorular sorup bilgi istediklerini anlatan Gül, kendisinin de büyük bir açıklıkla gelişmeleri anlattığını bildirdi. Gül, önce Sarkisyan'a, seçildiği zaman kutlama mektubu göndererek, sorunların giderilmesi yönünde bir dönem olması isteğini ilettiğini, arkasından Türkiye-Ermenistan futbol maçına davetin geldiğini ve kendisinin de değerlendirdiğini hatırlattı. Gül, ''Ama bunları çok geçtik artık. Kafkaslar'da başka olaylar oldu. Gürcistan, Rusya olaylarından önceydi mektup ve davet. Kafkasya'daki olaylar, herkesin durumu yeniden değerlendirmesine yol açtı. Liderliğin görevi, ülkesine ve bölgesine hizmet etmektir. Problemleri saklamak değildir. Bu konjonktürde herkesin aynı anlayışta olduğunu gördüm. Başbakan da Rusya, Gürcistan ziyaretlerinde aynı intibakı aldı. Sorunların çözülmesinde bir iklim oluştu. Gerek Türkiye-Ermenistan, gerek Rusya-Gürcistan, gerekse Ermenistan-Azerbaycan, hepsini kapsar'' dedi. Ermeni diyasporasının (Ermenistan dışında yaşayan Ermeniler) tutumunda da yumuşama olduğu yönündeki bir soru üzerine Gül, ''Demek herkes yapıcı yönde hareket etmeye başlayacak'' dedi. Gül, önemli olanın, bölgede tam bir işbirliği elde edilmesi olduğunu söyledi ve, ''Diyasporanın da bunu takip etmesi önemli'' diye konuştu. Bir gazetecinin, Türkiye'nin Ermenistan ile yakınlaşmasının, Rusya'ya karşı Gürcistan'ın konumunu zora sokacağı yönünde Washington'da kimi yorumların bulunduğu yönündeki sorusu üzerine Gül, ''Bize bu tip birşey iletilmedi. Konuşmalarımızda ben görmedim'' dedi. Gül, Gürcistan ile Rusya arasında sorunun ortaya çıktığı ilk günden bu yana Türkiye'nin, Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne verilen önemi güçlü bir biçimde ortaya koyduğuna dikkati çekti. GÜL: ''YAKIN VE UYGUN ZAMANDA BAĞDAT'A GİTMEK İSTİYORUM'' Abdullah Gül, New York'ta Türkevi'nde düzenlediği basın toplantısında, Irak'ı ziyaret planı olup olmadığı sorusuna karşılık olarak, ''Benim çok arzu ettiğim bir ziyaret. Başbakan yakın zamanda gitti. Ben de yakın ve uygun bir zamanda Bağdat'a gitmek istiyorum. Yapılan ziyareti iade gerekir. Irak, Türkiye'nin komşusu ve önemli bir dönemden geçiyor. Irak'a desteğimi göstermek isterim'' dedi. BM Genel Kurulu çerçevesinde New York'ta bulunan Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ile, zamanın elverdiği ölçüde ayrıntılı bir konuşma gerçekleştirdiğini hatırlatan Gül, ''Faydalı ve değerli bir görüşme oldu'' diye konuştu. Terör örgütü PKK'ya karşı bölgede Türkiye'nin operasyonlarını sürdürdüğü yönündeki bir soruya karşılık Gül, ''PKK ile mücadele ayrı birşey. Türkiye, nokta operasyonları yapıyor. Türkiye'nin niyetini bütün yöneticiler gördü. Türkiye'nin niyeti, Irak'ı istikrarsızlaştırmak değil. Hedefimiz belli. Türkiye'ye karşı silahla, patlayıcılarla terörist faaliyetlerde bulunan bir terör örgütüne karşı nokta faaliyetidir yapılan'' dedi. -KIBRIS- Bir gazetecinin Gül'e, Kıbrıs Rum lideri Dimitris Hristofyas ile el sıkıştığını söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Gül, BM çerçevesindeki resepsiyonlardan birinde Hristofyas ile karşılaştığını bildirdi ve ''Tanıdığım birisi. Elini uzatınca elini sıktım. Mesele bu'' dedi. Kıbrıs sorununun ''milli dava'' olduğunu belirten Gül, Türkiye'nin, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümünü güçlü bir biçimde desteklediğini söyledi. Kimi çevrelerin, ''Türkiye veya Türk Silahlı Kuvvetleri çözüm istemiyor'' yönünde propaganda yaptıklarını belirten Gül, Kıbrıs Türk tarafının referandumda ''evet'' oyu verdiğini ve Türkiye tarafından da bunun cesaretlendirildiğini hatırlatarak, ''Unutmayın ki, oylamada Rum tarafı da olur verseydi, kapsamlı barış sağlanmış ve asker sayısı 600'e inmiş olacaktı. TSK'yı kapsamlı barışa karşı diye takdim etmek yanlış. Çözümün, kabul edilebilir ve adil bir çözüm olması önemli'' diye konuştu. Gül, BM Genel Sekreteri ile görüşmesinde de bunları açık bir biçimde ortaya koyduğunu kaydetti. KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın çözüm yönündeki çabalarını da öven Gül, ''Talat'ın gayretleri olmasaydı, bu son görüşmeler başlamazdı'' dedi. Gül, ''Biz, kapsamlı bir çözümü arzu ediyoruz. Sadece iki toplumun işbirliğini değil, bütün bölgede, Doğu Akdeniz, Türk, Yunanistan büyük bir işbirliği alanı oluşturabiliriz. Ek ölçekli projeler gerçekleştirilebilir. Bu söylediklerimiz propaganda değil, biz sözümüzü ispat ettik. Şakası yok, hem Kıbrıs Türkleri (evet) dedi, hem Türkiye destekledi'' diye konuştu. Hristofyas'ın muhatabının KKTC ve Talat olduğunu vurgulayan Gül, Hristofyas'ın, Kıbrıs Rumları'nı temsil ettiğini hatırlattı. Gül, iki toplumun anlaşması durumunda garantör ülke olarak Türkiye'nin de destekleyeceğini kaydetti. Gül, ''Biz garantör ülkeyiz. Aynı şekilde Yunanistan da Kıbrıs Rumları'nın garantörü. Kıbrıs Türkleri nasıl bizi anavatan olarak görüyorsa, Kıbrıs Rumları da Yunanistan'ı öyle görüyor. Ana ve yavru vatanları biraraya getirir konuşursak olur. Yeni bir ivme verilsin diyorsa her iki taraf da, bizi teşvik etmeniz gerek diyorsa yapılabilir'' dedi. -TÜRKİYE'NİN BMGK GEÇİCİ ÜYELİĞİNE ADAYLIĞI- BM Güvenlik Konseyi üyeliğine aday olarak Türkiye'nin nasıl bir katkı sağlayacağı sorusuna karşılık Gül, ''Bahsettiğim Türkiye profili var ortada. Yarım asırdır konseyde temsil edilmeyen bir Türkiye var. Bu, kabul edilecek birşey değil. Bunun için ısrarlı bir şekilde çalışıyoruz. Türkiye, eğer bu görevi üstlenirse sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirecektir. Türkiye, çevresindeki olayların sebeplerini iyi tanımlayabilen bir ülke'' diye konuştu. Adaylığın, Türkiye'nin uluslararası ve bölgesel görüşlerinin birinci elden duyurulmasında yararlı olacağına ve arzu edilen sonuçları getireceğine dikkati çeken Gül, ''Türkiye'nin bölgesel rolü, huzur, istikrar ve refah getirme çabaları, açılım politikaları, insanlara yardımları, Güvenlik Konseyi adaylığı ötesinde bir anlam taşımaktadır. Bunun altını çizmek istiyorum. İnşallah gerçekleşir ama zaten iki yıl için. Türkiye'nin bu politikaları uzun vadeli ve süreklidir. Kararlılıkla izlemeye ve uygulamaya devam edeceğiz'' dedi. New York'ta BM Genel Kurulu görüşmelerinin üst düzeyli bölümüne katılmak üzere 1 haftadır bulunduğunu hatırlatan Gül, New York'tan yarın ayrılacağını kaydetti. Gül, yoğun bir diplomasi trafiğinin gerçekleştiğini belirtti ve BM Güvenlik Konyesi'ne hitap etmesinin dışında, 40 civarında devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerde bulunduğunu söyledi. Gül, ''Afrika'dan, Pasifik ve Karayipler'den daha önce tanımadığım meslektaşlarımla görüştüm. Türkiye'nin de bu düzeyde ilk teması oldu. Samimi ve yapıcı bir şekilde işbirliğimizi geliştirme imkanlarını gözden geçirdik. Üst düzeyli temaslarımızın sürdürülmesinde mutabık kaldık. İkili görüşmeler çerçevesinde, çevremizdeki kritik Filistin, İsrail, Afganistan, Pakistan, Irak cumhurbaşkanları, Balkan ülkeleri mevkidaşlarımla temas ettim. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Barroso ile ayrıntılı bir şekilde Türkiye, AB konularını ele aldık. Yararlı bir temas trafiği yaşadık'' diye konuştu. BM Genel Sekreteri ile görüşerek, Kıbrıs ve Irak sorunları başta olmak üzere, BM'nin müdahil olduğu konuların gözden geçirildiğini belirten Gül, BM faaliyetleri çerçevesinde, Bin Yıl Kalkınma Hedefleri kapsamında yoksulluk ve açlık toplantısında konuştuğunu hatırlattı. ABD Başkanı George W. Bush ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin BM'deki sunumlarına katıldığını, Dış Politika Derneği'nin, Ortadoğu barışına katkıları dolayısıyla kendisine ödül verdiğini belirten Gül, iş dünyasını biraraya getiren bir toplantıda üst düzey şirket yöneticileriyle konuşma olanağı bulduğunu ve Türkiye'ye yatırıma teşvik ettiğini anlattı. New York borsasının açılış seansını yaptığını hatırlatan Gül, ''Bir taraftan finans krizinin yaşandığı bir dönemde, tarihi bir hafta, gün yaşanıyor. Böyle bir günde orada bulunmam ve dünya liderlerini New York'ta bulunması, siyasi ve ekonomik kalp olarak herkesi toplamış oldu. Krizin, dünyaya ülkelere yansımasını konuştuk. Hatta bazı ekonomik, teorik ve ideolojik tartışmalar da yapıldı. Herkes kendi tecrübelerini aktardı'' dedi. Gül, ABD'deki Türk vatandaşlarıyla türlü vesilelerle birararaya geldiğini ayrıca, El Cezire, CNN International, Amerika'nın Sesi, PBS ve Newsweek gibi uluslararası basın kuruluşlarına mülakatlar verdiğini anlattı. Gül, şöyle konuştu: ''Bu resmi temaslarda heyet olarak iki temel mesajı iletmeye gayret ettik. İlk olarak, Türkiye'nin uluslararası istikrar ve kalkınmaya katkılarını vurguladık. Kendi bölgesi ve geniş coğrafyada ikili sorunların çözümüyle barış ve istikrara hayati katkıda bulunmaktadır. Dünyada barışı koruma harekatlarında 26. sırada. Gerek kalkınma, gerek insani yardımlarda kayda değer artışlar meydana gelmiştir. İkincisi, 2009-2010 için BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği adaylığı üzerinde durduk. Uluslararası istikrar ve kalkınma katkılarına dikkat çektik, muhataplardan destek istedik. Türkiye'nin adaylığına tatminkar destek olduğunu memnuniyetle gördüm. Yaklaşık yarım asırdır konseyde temsil edilmeyen Türkiye'nin çalışmalarına katkıda bulunacaklarını teyit ettiler. Avusturya ve İzlanda da aktif bir kampanyada. Oylama gizli, kampanyamızı gevşemeden son güne kadar devam ettirmek önemli. Başta BM Daimi Temsilcimiz Baki İlkin olmak üzere, tüm arkadaşlar gayret ve özveriyle çalışıyor'' diye konuştu. -ABD İLE İLİŞKİLER- Bir soru üzerine Gül, ABD'de başkanlık seçiminde, senatör John McCain ve Barack Obama'nın, seçim öncesinde televizyondaki ilk başkanlık tartışmasını izlediğini söyledi. Gül, ''Amerikan halkı karar verecek. Türk-Amerikan ilişkileri, Türk dış politikasının en önemli direklerinden biri. Cumhuriyetçiler veya Demokratlar, Türk-Amerikan ilişkileri sağlam bir şekilde, kim seçilirse seçilsin devam edecek. (Televizyondaki tartışmayı) Dikkatli bir şekilde takip ettim'' dedi. Temaslarının ekonomik boyutunun sorulması üzerine Gül, ''Bütün ülkelerin amacı halklarını mutlu etmek. Mutlu olmanın yolu, refahtan ve zengin olmaktan geçiyor. Ekonomik işbirliği için de istikrar şart. Global dünyada bir yerde olan olay herkesi etkiliyor. ABD'de finans krizi olup bankalar çökünce, (ne yapalım Amerikan halkı düşünsün) demiyoruz. Avrupa'yı, herkesi ısıtıyor'' dedi. Dünyada bir dilim ekmeğe muhtaç ülkeler olduğunu ve 100 bin dolarlık yardımın bile bu ülkeler için büyük değer taşıdığını belirten Gül, ''Eskiden belki herkes kendi bölgesinde yaşıyordu, hayat nasıl bilmiyordu, haline razı oluyordu. Şimdi herkes herşeyi takip ediyor. Daha çok dikkatli olmak ve adaletsizliği gidermek gerekiyor'' diye konuştu. AA
<< Önceki Haber Gül: Bağdat'a gitmek istiyorum Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER